İnsanı  felakete sürükleyen 6 tane zayıf damarı vardır. Bunlar : “1)Makam  sevgisi. Makamını kaybetmeme adına her şeyini feda  ettirebilecek bir damardır. 2)Menfii Milliyetçilik,bu da önemli bir zayıf damardır.İnsanı milletine göre ayırıp ,kendi milletindeki en kötü  bir kişiyi dahi  başaka milletlerdeki inançlı ve itikatlı insana tercih ettirir. Meleği şeytan ,şeytanı ise melek gösterir.3)Tamah (doyumsuzluk ,kanaatsizlik),4)Enaniyet (gurur,kibir,kendini beğenme) 5)Korku ,  6)Vazife perverlik.
           İnsan Ruh ve bedenden meydana gelen bir yapı iken ,şeytan ruhu bedene yapıştırmak suretiyle bedenini  ortaya koyarak insanı vücuduyla meşgul ediyor.İnsanı   bedenine bağlayınca ,bu sefer onu hastalık damarıyla yakalayıp meşgul ediyor.Bu hastalık damarı zarurettir ,mecburiyet var der kalp ve ruhu susturur. Doktoru , Emirleri, kelâmı ve bütün işleri hikmetli gibi yapar.Tavsiyelerine ve gösterdiği ilaçlara uymayı mecbur hale getirir.Bunun  en güzel örneği şu anda toplumumuzdur. Gözünüzü hastanelere çevirmeniz yeterli . Özel olsun devlet hastanesi olsun tıklım tıklım dolu.

         İnsi ve cini şeytanlarda bunlara destek verip ,bu zayıf damarı tahrik ediyor.Hastalığın %90’nı vehmidir. Yani vehmi demek ,yok olanı varmış gibi göstererek insanı hastalığın içine çekmesidir. Hastalığa ehemmiyet verdikçe hissin ,nefsin  bedenine galebe eder.Şeytanın en büyük vazifesi bedene ruhu yapıştırmaktır.Dinler ise beden ve ruhun farklı olduğunu göstermeye çalışır.
      Hastalığa ehemmiyet verdikçe his,heva,damar,asab bedene kuvvet verip ruhu emri altına alıyor.Düşüncelerden his oluşur.Hislerden duygular oluşur.Duygulardan sinirler aktif oluyor.Sinirlerden bezler aktif oluyor.Bezlerde vücuda öyle salgılamalar yapıyor.

      Siz hayra niyet ettiğiniz de daha yapmadan Allah(cc) ulaşır.Peygamberimiz (SAV): “Hastalıklarınızı sadaka ile tedavi ediniz.” Buyuruyor.Sadakanın içi şefkattir.Dimağın 7 mertebesini bir yapan ,aktif eden ,bezleri çalıştıran ŞEFKATT’tir.
      Maddi hastalıkların kökeni,manevi vehmi hastalıklardır.Maddi hastalığı besleyen vehmi hastalıktır.Vehmi hastalığını çek ,maddi hastalıktan kurtul. Vehim ve vesvese insanın zayıf damarlarını aktif ediyor.
      Bedensel ,maddi hastalığına hasr-nazar ( dikkatli bakma,içine girme) etme.Devamlı hastalığı düşünmekle hissi ,nefs-i  , bedene galebe çalar.Artık o insan ruhunu ,ahretini  bir kenara bırakıp bedeniyle yatıp kalkar duruma gelir.Tabii bunun da insana bir faturası ,cezası vardır.O da asrın hastalığı olan psikolojik sıkıntılar olarak kendini  gösterir.İlaç kolik ,doktor kolik ve hastane kolik insanlar türer.
      İnsanın ikinci zayıf damarı ise korkudur. Korku gelecekten gelir. Geçmişten endişeler vardır. Geleceği neden yorumlayamıyor,geçmişi karanlıkta onun için.Geçmişini çözemeyen geleceğini nasıl okusun?Ölüm korkusu da  buradan geliyor.    Cenab-u Hak havf damarını hıfz-ı hayat ( hayatı koruma)için vermiş ,hayatı tahrip için değil.Korkutarak insanların evhamlarını tahrik ediyorlar.
      Korkunun tek çaresi vardır ,o da gelecektir  ve ahrettir. Ahirete imanı artıkça korku azalır. Günahımdan  korkuyorum diyen birine , tevbe et. Dese ki ,Allah(cc) benim günahımı affeder mi? Bana bir günah söyle Allah (cc) büyük olsun.Bana bir şey söyle Allah(cc) gücü yetmesin.Öyleyse neden ümitsizsin.Allah’ın(cc) rahmetinden ümit kesmeyin.Allah (cc)her günahı afv edebilir.Yeter ki sen huzurdan kaçma .
     Bu asrın insanın hastalığı  ,her şeyi bildiği düşüncesidir.Her şeyi bildiğini düşünen insan kendini bloke eder. İlmin başlangıcı ben bilmiyorum diyebilmekle başlar. İmam-ı Azam (ra) gibi büyük bir zât otuz üç defa ben bilmiyorum diyebilmiştir.Şimdi size soruyorum ,biz kaç defa ben bilmiyorum diye biliyoruz ki.. 
     
    Yazıma son verirken diyorum ki,ülkemizin bekası için, yeniden kardeş olmaya ,bir olmaya diri olmaya ve güçlü olmaya yeniden var mısınız.Unutmayın Biz ümmetiz ,biz kardeşiz ve biz ayrılmaz bir bütünün parçalarıyız. Kim ne yaparsa yapsın ,hata yapılmışsa hatadan döner , kardeşler olarak  yeniden kucaklaşmayı da biliriz ,yeniden tek bayrak ,tek millet ve güçlü bir devlet olarak dünya arenasındaki yerimiz elbette Allah(cc)izniyle alacağız.Onun için ne olur  yeniden barışı elbirliği ile tesis edelim. Çünkü bu dünyanın güçlü Türkiye Cumhuriyeti devletine ihtiyacı var.
      Esen kalın ,umutla kalın,hoşça kalın….