Nurettin GönenÇoğu erkek için hayatın vazgeçilmez bir parçası olan futbol neden vazgeçilmezdir hiç düşündünüz mü? (kadınlar da futbolu severler ama erkeklerle kıyas bile edilemez bu tutku) Fanatizme girmeden yazmak istiyorum. Çünkü fanatik bir taraftar hem kendine, hem de çevresindekilere zararlar verebilir. Fanatizmin insanları nerelere getirdiğini çoğu kez yaşıyoruz maalesef. Ben biraz daha eğlenceli ve ilginç bir yazı yazmak istediğim için fanatizmi bir başka bir yazıya bırakmak istiyorum…

      Futbol, neden vazgeçilmezdir diye sormuştum… Vazgeçilmezdir çünkü futbolla seks birbirlerine çok benzer. Seks nasıl bir insan için vazgeçilmezse, günümüzde futbol da o noktaya gelmiştir. Bunun elbette birçok nedeni vardır. Sosyoekonomik diyeceğim ama tüm dünyada bu böyle.(Gelir seviyesi, sosyal durum hiç belirleyici değil artık. En son Fener Galatasaray maçındaki olayları çıkaranların içinde doktoru da var eğitimcisi de işsizi de…) Futbol artık her yerde… Sosyologların bile futbolun bu derece tutkuyla sevilmesine net bir cevap verebileceklerini düşünmüyorum.

      İşte bu yüzden seksle futbolun çok benzer özelliği var. İçgüdüsel diyeceğim artık ben buna. Başka türlü açıklayabileceğimizi de sanmıyorum… O zaman benzerlikleri yazalım isterseniz. Sizler de bana hak vereceksiniz…

 -İkisinde de pozisyon zenginliği esastır.

 -İkisinde de çamurlu ortam sevilmez.

 -İkisinde de motivasyon(isteklendirme) neticeyi etkiler.

 -İkisinde de çocuklar problem olur.

 -İkisi de şifreli kanaldan yayınlanır.

 -İkisini de duş paklar.

 -İkisinin de magandası çekilmez.

 -İkisinde de ofsayda düşülür.

 -İkisinde de 'ilk kez milli' olunur.

 -İkisinde de frikik(serbest vuruş) vardır.

 -İkisinin icrası için de tesis gereklidir. 

 -İkisi de nadiren ertelenir. 

 -İkisinin de profesyoneli vardır. 

 -İkisinde de belli bir yastan sonra jübile gereklidir. 

 -İkisi de ısınma hareketleri gerektirir. 

 -İkisinin de paralı yapılanında menajerlik sistemi vardır. 

 -İkisinde de sakatlık riski vardır. 

 -İkisinde de arkadan müdahale ceza gerektirir. 

- İkisinde de deplasman korkusu yaşanır.

      Sevgiyle, hep…

 

 

                                         GÜNÜN GERÇEĞİ

                         İnsan bir yaprak, elbet bir gün solacak…

                                           GÜNÜN SÖZÜ

           Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır. Biz onu öldürmedikçe…

                                           GÜNÜN SORUSU

                        NEZ mayo giyerse mayoNEZ mi olur?

                                            GÜNÜN İNSANI

    ‘Grup çalışması yararlıdır. Başkasını suçlayabilirsin.’ Diyen arkadaşı günün insanı ilan ediyorum…

                                               GÜNÜN KOMİĞİ

      ‘Paranın üstü kalsın, sağ ve sol taraflarını getir.’ Diyen arkadaşı günün komiği ilan ediyorum…

                                            GÜNÜN DİZESİ

                                      Filler mezarlığında fil ölüleri

                                      Ve belki birkaç da şiir bulursunuz

                                      Ki o şiirler kendi ölümlerini sezen

                                      Birer kuğuydular kuytu sularda

                                                                  (Ahmet Telli)

                                     

                                    HAYALLER OLMAZSA

     Bugün sizlere, bir deneyle ortaya çıkan ve hayalleri sınırlamamak gerektiğini anlatan bir yazı yazacağım… Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görür. Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar.

Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışır ama başlarını tavandaki cama çarparak düşer. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplar, tekrar başlarını cama vururlar.

       Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çeker. Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıplamamayı öğrenir.

       Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplar!

        Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler.

     Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı "Hayat Dersi”ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar.

Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel varlığını sürdürmektedir.

      Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini gösterir.

Buna "cam tavan sendromu"(hastalık tablosu) denir. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır.

       Cam tavanınız hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir. Yapabileceğin, yapabileceğini düşündüğün kadardır…

       Hayalleriniz yaşamınızdan önce bitmesin…

       Sevgiyle, hep…

Editör: Haber Merkezi