Şeref ŞenkiEyvallah… En çok kullandığım sözdür… Sohbetlerin sonunda… İşime gelen-gelmeyen her konuda… Her yerde Eyvallah…

Bazen Kabulleniş-Bazen Boş Veriş- Bazen de Yol veriş…

O zaman herkese, her şeye Eyvallah diyerek başlayalım yazımıza…

AH ŞU DANIŞMANLAR

Hızla gündemin değiştiği ülkemizde şu sıralarda en çok konuşulan konulardan biri de şüphesiz Ahmet Sever’in yaptığı açıklamalar. Kimdir Bu Ahmet Sever? Benim acaba ne iş yapıyorlar ya da kaç kişiler diye merak ettiğim insanlardan biri.(onların içerisinde de acaba tanınmış insanların kızı, osu, busu var mı J) Kendisi Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül Beyefendi’nin Basın Başdanışmanı (Muhtemelen Basın ile İlgili biridir, çünkü bir tek bizim buralarda Basınla alakası olmayanlar Basın işini icra ediyor) . Ne demişti Sayın Başdanışman? Cumhurbaşkanlığı seçimi konuşmalarında bazı Ak Partililer Sayın Gül’ü üzmektedir. Kendisinin fikri sorulmuyor ama belki kendisi 2.defa aday olabilirdi’’dedi ve ortalık karıştı. Bunun üzerine Sayın Gül herhangi bir açıklama yapmadı. Yaparsa da’’danışmanımız kendi düşüncelerini dile getirmiştir, maksadını aşan cümlelerdir’’ der diye düşünüyorum. Çünkü genelde hiçbir makam sahibi bu konuda kendine bağlı basın çalışanlarının arkasında durmaz. O sözleri onlar söylese bile, ben öyle demek istememiştim diyebilirler… Eyvallah…

Ahmet Sever’in açıklamalarına cevaben de Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Ahmet Sever’i ‘’Kraldan fazla kralcı olmakla’’ itham etti. Ak Parti Genel Başkan Danışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, "Ahmet Sever'in Cumhurbaşkanı ile ilişkisinin ne düzeyde olduğunu bilmiyorum ama bazı danışmanlar kraldan çok kralcı olabiliyor, durumdan vazife çıkarabiliyor" dedi.

KRALDAN ÇOK KRALCILAR

Kraldan çok kralcılık bana kalırsa bir davranış biçimi değil insanların yapılarını ortaya çıkaran bir hastalıktır. Kraldan çok kralcı olmak, bir kimsenin meselesini o kimsenin kendisinden çok takip etmek, bir kimseyle ilgili herhangi bir olay olduğunda, o kimsenin kendisinden çok taraftar olmaktır. Ve işin kötü tarafı da kralcıların hayatı boyunca kendine ait fikirleri olmaması ve olmayan fikirlere saygı duyulmasını istemeleridir. Ve maalesef gözü kapalı Krallar ve onlara tabii olan omurgasız toplumlar yüzünden bu Kralcıların zamanla saygınlık kazandığı da görülmektedir. Tabii o da bir yere kadardır.

Tarih hemen hemen her kurumda nice kralcılar görülmüştür ama çoğunun adı dahi hatırlanmaz. Yaptıklarıyla bağlı bulunduklara kurumlara zarar vermiş ve maalesef bu zararları görmezden gelinilmiş ama ilk isyanda önce onlar yerinden edilmiştir. Bkz. Osmanlı Tarihi Patrona Halil İsyanı; İsyan Padişah Ahmet Han’a karşı yapılmış, kendisi görevden ayrılmayı kabul edip, öz kızının eşi olan damadı Sadrazam Helvacı İbrahim Paşa’nın kellesinin vurulmasına izin vermiştir. Sonuçta olan Padişah adına hüküm veren Sadrazama olmuştur…

Demek ki neymiş? Karşındaki Kral da olsa Padişah ta güvenme onlara…

OğlumKızım var deme el koynuna girmeyince

Sadık dostum var deme başına bir hal gelmeyince

Bir şey oldun sanma, Kral tahttan inmeyince

 

Saygılarımla…

Eyyvallah…

Editör: Haber Merkezi