Asıl adı Beyzanur...

4 yaşındayken tanışıyor Haluk LEVENT,

Tesadüfen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde…

Hikâyesinden etkileniyor...

Hayat da öyle değil midir dostlar?

Kimi zaman etkilendiğimiz birinin,

Hikâyesinin içinde buluruz kendimizi…

Kimi zaman birileri;

Etkilenir bizden,

Hikâyemizden,

Hikâyemizin içinde bulur kendini...

*****

Gün, Beyzanur Çelik dostlar.

Gün, sadece şarkılarda değil yüreğimizde yer bulan Elfida…

Bu dünyada da melekti ya;

8 yaşındayken henüz,

25 Temmuz 2016 Salı günü,

Bilinmeyen ve daha önce yaşanmayan bir Temmuz soğuğunda,

Kuş oldu uçtu da,

Sonsuza kadar melek oldu Beyzanur…

*****

Beyzanur;

Amansız hastalığından dolayı,

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tedavi görmekte…

Haluk LEVENT tesadüfen tanıyor Beyzanur’u.

Hikâyesinden etkileniyor…

Beyzanur'un babası Murat ÇELİK, bir emekçi...

Haluk LEVENT;

Beyzanur’un amansız hastalığına destek olmak amacıyla,

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne gidiyor sık sık…

Beyzanur hakkında doktorlarla görüşüyor…

Henüz daha kurmamış “Ahbap” adlı derneği…

Hani şu;

2017 yılında,

Platform olarak faaliyete başlayan

Ve aynı yıl dernekleşen,

Öğrencilere burs,

Medikal cihaz ve ilaç temini,

Çeşitli yardım, etkinlik, kan ve kök hücre kampanyası

ve eğitim faaliyeti sürdüren bir günümüz mucizesi…

Haluk LEVENT ki;

Yüreği tertemiz,

Yüreği insan,

Yüreği aslan yüreği…

*****

Bir gün Beyzanur’un doktorlarının odasında otururken,

Doktorlardan biri Haluk LEVENT'e:

“Bu kızı gözden çıkartın Haluk Bey” diyor…

O sırada yanında bulunan müzisyen arkadaşı Emrah AYDOĞDU,

Aklına gelen kelimeyi söylüyor:

“Elfida...”

Osmanlıca’daki anlamı "gözden çıkarılan kadın" demek…

Beyzanur’u çok seven Haluk LEVENT,

"Elfida" şarkısını yazıyor…

*****

Her geldiğinde Beyzanur’a okuyor şarkıyı.

Beyzanur, şarkının kendisine yazıldığından habersiz…

“Sisliydi kirpiklerin

ve gözlerin yağmurlu…”

Haluk LEVENT,

Şarkıda geçen bu derin cümlenin anlamını şöyle ifade ediyor:

“Beyzanur’un hep yağmurlu gözleri vardı.

Hayata tutunmaya çalışan……”

*****

“Yüzyıllardır sarılmamış kolların…”

Haluk LEVENT anlatmaya devam ediyor:

“O sözlerdeki,

‘Yüzyıllardır sarılmamış kolların’ cümlesinin sebebi de şuydu:

“Anne ve babası gece gündüz nöbetteydiler.

Beyzanur’un kırılganlığından,

Hasta yatağından dolayı sarılamıyorlardı.

Gerçekten sarılabildiklerini görmedim…”

*****

“Omzumda iz bırakma,

Yüküm dünyaya yakın…”

Bu cümleyi de,

Yoğun duyguları altında,

Ağlayarak şöyle açıklıyor Haluk LEVENT:

“O dönemde şirketlerim batmıştı…

Şarkı sözündeki,

‘Omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın...’

Şunu ifade etmek içindi:

"Ya zaten dünya kadar batmışım, sıkıntılıyım.

Beyzanur, ne olur bari sen gitme...”

*****

Olmaz isteği...

Hayat şarkı sözü değil tabi...

Beyzanur, 8 yaşında gider...

Bilinmez bir zamana, başka bir diyara…

Melek olup uçar sonsuzluğa...

*****

Beyzanur’un ölümünden sonra,

Haluk LEVENT aileden bir ricada bulunur…

Bir çocukları daha olursa,

İsmini Elfida koymalarını ister…

1 yıl sonra, bir çocuk sahibi daha olur aile.

Allah da yardım eder bu duruma.

Kız çocuğu olur ailenin…

Haluk LEVENT’in isteğini yerine getirerek,

“Elfida” ismini koyarlar…

Şu anda o Elfida, 14 yaşında.

Ve ablasının ismini taşıyor...

*****

"Yüzün geçmişten kalan,

Aşka tarif yazdıran…

Bir alaturka hüzün,

Yüzün kıyıma vuran…

Anne karnı huzur,

Çocukluğumun sesi…

Senden bana,

Şimdi zamanı sızdıran...

Yorulmuşsun,

Hakkını almış yılların…

Elfida!.

Hep aklımda kalacaksın...”

*****

Hep aklımızdasın Elfida…

Sonsuza kadar yüreğimizde ve aklımızda kalacaksın…

Deniz kokuyor buralar hâlâ.

Ve Umut buram buram…

İnanıyorum:

Bir gün Sevgi kazanacak dostlar.

Ve onaracak bozuk olan ne varsa…

Mersin’den,

Dünyanın tüm güzel yürekli insanlarına;

Selâmla,

Saygıyla…