“Varlığım Türk varlığına armağan olsun”
        Değerli okurlar yerel basından takip etmişsinizdir. Ekim–2014 ayında İlçemizde bir okulun merdiven basamaklarının altına yapıştırılarak ayaklar altına alınan “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesinin bütün mücadelemize rağmen daha yüksek bir yere alınmasının önüne geçen okul idarecisine karşı kamuoyu baskısı oluşturmak adına okul adı ve şahıs adı ifade etmeksizin yapmış olduğumuz basın açıklamasından dolayı sözüm ona idareci beyefendi alınmış ve bizi idari yönden şikâyet etmiş. Oysa bize aciz insan şikâyet eder asil insan sorun çözer diye öğretilmişti. Şimdi soruyorum o zata “sen basın açıklamasından alınırken Türk yurdunda Türklüğü aşağılaman biz Türklerin hiç mi zoruna gitmedi sanıyorsun.” 

        Bir insan Türkiye Cumhuriyetinde yaşıyorsa Anayasal olarak Türk kimliği taşıyorsa (ki Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk milleti denir) Türk milletinin vergileriyle dirlik içerisindeyse ve bu milletin yararlanamadığı birçok imkânlardan yararlanabiliyorsa bu topraklardan yetişenlerle doyunuyorsa, bu atmosferi soluyorsa sonra da kalkıp Türklüğü ayaklar altından tutup kaldırmamakta ısrar ediyor veya kaldırmak isteyenlere engel oluyorsa ben o kişiye ne diyeyim? Ben demiyorum değerli okurlar buyurun siz söyleyin ne diyelim? Bu şahsın beni ilk şikâyeti bu değildir 2007 yılında da beni ülkücü olmakla suçlamış ve şikâyet etmişti. Evet, her zaman Türk olmakla gurur duydum, tek ayrıcalığımın Türk olarak dünyaya gelmek olduğunu düşündüm ve Türk ülküsüne her zaman hizmet etmek tek amacım oldu, varsın onlar bizi Türk olmakla ülkücü olmakla suçlasın ben bir Türk çocuğuyum ve bu uğurda canını verecek kadar da Türk milliyetçisi ve ülkücüyüm. Bundan ölümüne gurur duyuyorum. Bu ülkede insanlar dünya görüşünden ve soyundan dolayı ne zamandan beri suçlanır oldu ki değil mi? İşte bu noktadan ötesini kime ve neye hizmet ettiği belirsiz olanlar düşünsün.

        Öte yandan bu memlekette bir Ermeni öldürüldü binlerce insan “Ermeniyiz” diye sokağa döküldü. Fransa’da Fransızlar öldürülüyor yine binlerce insan “Fransızız” diye sokaklarda. Yahu burası Türkiye buradan doyunup buranın dirliğiyle ayakta duruyorsunuz. Allah rızası için bir gün de Türk olun, Türk gibi davranın, Türk askeri şehit edilince, Türklüğümüze hakaret edilince, Türkiye Cumhuriyetinin okulları yakılınca, Türk Bayrağı gönderden indirilince, Atatürk büstleri yıkılınca, İstiklal marşımıza hakaret edilince, Andımız kaldırılınca, Bu gün sürekli olarak Uygur Türkleri soy kırıma uğramaktadır bunun için, ya da ne bileyim bu milletin başı derde girince “Türküz” diye sokağa dökülün. “Türküz” diye sokağa dökülür müyüz? Dökülmeyiz neden biliyor musunuz değerli okurlar? Çünkü biz Türklüğün ne anlama geldiğini, Türklüğün değerlerini bilmiyoruz, Türklüğümüzle kıvanç duyamıyoruz, öyle algı operasyonu yapıldı ki bu millete bizim için Türklük ırkçılık, şovenistlik, koministlik, anarşistlik, dinsizlik oldu çıktı ve öylesine politikalar yönetildi ki Türklüğe hakaret edenler baş tacı yapıldı ve Türk düşmanlığı karşılığında siyasi ikbal, koltuk kazandılar. İşte bu Türk düşmanları en sonunda Türklük gurur ve şuuruna sahip olan, bu değerle yoğrulan, Türkçü, Atatürkçü ve Müslüman Türk evlatlarına karşı dava açma, şikâyet edip Türkiye Cumhuriyeti devletinden Türk düşmanlıkları için yardım talep etme cüretini dahi gösterebilmektedir bu gün.

         Ben burada onlara suç bulmuyorum. Suç, Yılanın başını küçükken ezmeyen bizlerde. Şuna da hayret etmiyor değilim hani, hangi ara bu memlekette bu kadar Türk düşmanı yetişti. Bunlar ne ara Türk’e düşman edildi. Ezelden beri düşmanlarsa bu güne kadar neredeydiler? Bunlarla oturup bir bardak çay içen, bir lokma ekmek yiyen, aynı havayı soluyan Türk var mıdır? Neyse değerli okurlar sanırım maksat hâsıl olmuştur, fazla söze ne hacet.

         Bu vesile ile Irak'ta Baas rejimi tarafından 16 Ocak 1980'de idam edilen Türkmen şehitlerimizi minnetle anıyor Allahtan rahmet diliyorum. Biz onları unutmadık unutmayacağız unuttuğumuz gün öldüğümüz gün olacaktır.
         
Hoşça kalın Sağlıkta kalın.