İnsanın Dimağı  yedi katlı bir saray gibidir. Dimağ ,tahayyül (Hayal) ,Tasavvur (düşünce),Taakkûl (akıl) ,Tasdik (onaylama) ,İz’an, İltizam  ve itikaddan meydana gelir. İnsanın bu yapıyı iyi anlaması gerekiyor. Çünkü hayatında başarı ve başarısızlıkların temeli buradan meydana gelmektedir.
         Bediüzzaman Hz.leri : “Akılları dimağ da haps olmuş diyor.” Bir bina  düşünün bu binanın giriş-çıkış kapıları kapansa ,camlar kapansa , merdivenler kalksa biz gözümüzü yumsak  ve bize sorsalar hangi kattasınız diye vereceğimiz cevap belli ,bilmiyoruz.
          Aynen bunun gibi  ,akıl da haps olunan kişi bu düşüncelerin hayalden mi yoksa düşüncelerden mi  nereden geldiğini hiçbir zaman bilmeyecektir.Düşünün bir öğrenci internetten ,Televizyondan ,basılı medyadan aldığı menfi şeyler bir anda o’nun hayal ve düşüncelerini dolduruyor. Akıl da bu düşünceleri hiç sorgulamadan aynen alıyor.
          Akıl da kuvveler var.Aklın için de hiç şansınız yok. Çünkü cebir var yapmak zorundasınız. Akıl potansiyeli korkunç bir güçtür.Siz ister fark edin isterseniz fark etmeyin. Akıl korkunç bir enerji paketidir.Akıl ,iman da ediyor. Allah (cc.) aklı yarattığında gel diyor geliyor  ve git dediğin de gidiyor. O’nun için  akıl ya ereğine (felsefeye) ya da hakikatine (vahye ) bağlanıyor. 
        Eğer Aklı hakikatine (vahye) bağlamayıp ,kendi haline bırakırsan akıl kendi kendisini yiyip bitirecektir. Eskiler bilir değirmen taşları vardır. İçine buğday atarsanız un olarak dışarıya çıkar ama buğday içine koymazsanız taşlar birbirini çevirerek yiyip bitirirler.
       Aklın sana rağmen çalıştığına delil gördüğün rüyalardır. Aklın bir gayeyi hayali olmalı .Hayal alemi akıl için çalışmalı. İnsanlara sürekli bir hedefiniz olsun hedefe bağlanın demekteki kasıt hedefin aklın hizmeti için kullanılmasıdır.
        Eğer aklı kendi haline bırakırsanız işte o zaman dünyada cehennemi yaşamaya başlarsınız. Akıl kendi haline bırakırsanız tıpkı mıknatıs gibi ne var ne yok hepsini kendine çeker. Aklın tek farklı yanı ise hep olumsuzlukları ,başarısızlıkları,hastalıkları ,vesveseleri,vehimleri ve kötülükleri vs. kendisine çeker ve insanın önüne koyar. Çünkü kainatta Entropi var. Entropi  düzenden düzensizliğe doğru geçiş demektir. Baktığımız zaman nizamsız olmak,dağınık olmak  çok kolay ama intizamlı olmak çok zordur. Kainattaki bu mükemmel intizam ise , Allah (cc.) gösterir.
      Kainat nasıl ki,  kendi haline bırakılınca intizamsızlığa gider ,akılda aynen böyledir.Peki akıl niçin kainat gibi çalışıyor? Çünkü kainatın haritası olduğu için. Unutmayın aklı hedefe koyup kullanırsanız size muti bir dost ,kendi başına bırakırsanız o zaman da korkunç bir düşmana dönüşür. 
     Buraya kadar anlattıklarımızdan ortaya çıkan tek bir şey var . O da aklı olumsuzluklara götürecek şeylerden kaçınmak. Aklın içindeki yokluktan,olumsuzluklardan  kurtulmak için aklı tefekkür ve fikir yolu ile bu kuyudan çıkarabilirsiniz.Tefekkür  seni bir yere bağlar ve oraya taşır Alıcı –vericileri düşünün. Hedefi olan insanları da tefekkürleri hedefe bağlar ve onunla alış-veriş yaparlar.Hedefi olan ve düzenli insanlar her zaman başarılıdır. Hayat düzen ister. Hedefsiz ve düzensiz olan insanlar ise daima başarısızlığa mahkumdur. 
     Çünkü Allah (cc)koyduğu adetullah (tabiat kanunları) bunu iktiza eder.Ayeti kerime de  Kulumun zannı üzereyim der. Ben başarısız olacağım diyen insan  başarısız olur. Çünkü kanun böyle. İnanmadığın bir şeyi beklemeye başlarsan kainatın dilencisi olursun ama hiçbir zaman ona kavuşamazsın. Tasavvur (düşünce ve fikirler) ise yol demektir. Sizi hedefe götürür.Hayatınızın düzeni ve güzelliği için ; güzel görün ,güzel düşünün ve her şeyden lezzet ve tat alın. O zaman başarmayı anlayıp kendinize güvenirsiniz.