Ülkemizde her zaman olduğu gibi yapılan yenilikler bir sürü sıkıntıyı beraberinde getirmeye devam ediyor. 4×3=12 Yıllık Zorunlu Eğitim sistemi de sıkıntılarıyla birlikte geldi. Hatta geçmişten gelen sıkıntıları ikiye katladı.

        23/05/2012 tarihinde sistemin fiziki durumu ile ilgili olarak yapılan toplantıda gördük ki yeni sistemin sıkıntıları bitirmesini bir yana koyun bir o kadar daha, hatta fazlasıyla sıkıntı getirmiştir Buna karşılık idari yapının işleri daha karmaşık bir hale sokmaya çalışması bizleri üzmüştür. Bu sıkıntılardan bir kaçına değinmek istiyorum.

        Örneğin köylerden Taşımalı Eğitim Kapsamında taşınan bütün öğrencilerin Toki Şehit Çağlar Bölük İlköğretim Okuluna taşınması projesi var ki bizlerin ağzından ister istemez şu cümlelerin dökülmesini sağlıyor.

“ İki Fil Yetmedi Sayın Kaymakamım iki fil daha isteriz.”

Güney doğu dağ Köylerinden bir harf öğrenmek için35 Kilometreyol gelen minik öğrencilerimizi Toki’ye göndererek44 kilometreyola mahkûm etmek yetmez. Şunun şurasında Bayındır’a ne kaldı ki oraya gönderin. Bari değişik bir ilçe görmüş olurlar değil mi?

Ya da isterseniz bu kadar uzun mesafeye mahkûm etmek yerine Yönetmelik gereği olarak Toki’den daha yakın olan Aydın İncirliova Nazmi Topoğlu İlköğretim Okuluna taşıyalım. Nasılsa köyümüzün birini oraya göndermiyor muyuz? Ha birini ha hepsini ne fark eder ki? Değil mi? Sayın İdareciler bahsettiğim bu bölgeye halen bir taşıma merkezi okul yapmamakta kararlı mısınız?

      Öte yandan bu 4×3=12 Yıllık Zorunlu Eğitim Sistemine geçici çözümler aramanız ve okulları, okul bahçelerini, tuvaletleri bölerek geçici çözümler üretmek eğitimin önümüzdeki dönemlerde daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir durum alacağının açık göstergesidir.

İmam Hatip Ortaokulundan hariç dört ya da beş ilköğretim okulunu bölge farklılıklarına ve bulundukları merkezi durumlarına göre ortaokula dönüştürmek hem kesin çözüm hem de ileriye dönük sıkıntıların önüne geçmek için bu günden bir önlemdir. Eğer üç yüz, beş yüz metrelik mesafelerde veli memnuniyeti ve muvafakati arayacaksanız 44 Kilometrelik dağ yolunda salataya dönüşecek olan öğrencilerin velilerinden de bu muvafakati alın isterseniz. Tabi zahmet olmayacaksa? Zahmet demişken okul öğrenci alım bölgelerini tekrar belirlemek bayağı zahmetli bir iş mi acaba? Sadece merakımdan soruyorum.   

        Gerçekten beni üzen toplumumuzu da duyduklarında üzecek olan, ama idarecilerimizi üzer mi üzmez mi bilmediğimiz bir konu daha var. Başbakan, Bakanlar, Valiler, Kaymakamlar; işadamlarımızı, varlıklı hayırseverlerimizi okul yaptırmaya teşvik için gazetelerde televizyonlarda sürekli özendirici konuşmalar açıklamalar ve açılışlarda bulunurken İlçemiz Eğridere Köyü’ne İzmirli Hayır Sever İşadamı İbrahim Kardiçalı tarafından yaptırılan, sürekli olarak donanımları yenilenen Eğridere İbrahim Kardiçalı İlköğretim Okulu bu gün kapanmakla yüz yüze kalmış durumdadır. O kadar donanım o kadar masraf yazıktır. Hatta okulun kapanması için civar köylerden taşımalı gelen öğrenciler sahte ikametle başka okullara kaçırılmaktadır. Birleştirilmiş sınıflı bir İlköğretim Okulu olan Osmancık İlkokulunu kapatmamak adına ya da ne bileyim Eğridere’deki idareci ve öğretmenleri merkeze çekmek adına bu okul göz göre göre bu gün heba ediliyor. Eğer bu gün bir hayırseverin açtığı bir okulu kapatıyorsanız gelecekte hayırseverlere hangi yüzle gidersiniz. Tekrar İlçe Kaymakamımıza ve idarecilere sesleniyorum. “Sayın Kaymakamım, Sayın Milli Eğitim İdarecileri üç yıl önce öğrenci sayısı yüzünden kapatma onayı aldığınız Osmancık İlköğretim okulunu kapanmaktan son anda nasıl kurtardıysanız bu gün de lütfen aynı yöntem ve taktikle Eğridere İlköğretim Okulunu kurtarın.

 

Sürçü lisan eyledikse affola. Hoşça kalın, sağlıcakla kalın…