Bu yazıda ki amacım gazetecilik mesleğini biraz olsun irdelemektir. Şöyle başlayalım Gazetecilik nedir? Gazeteci; “ Bir gazete veya derginin hazırlanmasında ve çıkarılmasında görev alan kişilerdir. Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına çabuk ulaşmak ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunma işini üstlenmiştir. Gazeteci'nin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir” buradaki tarife göre bugün bu mesleği icra edenler dönüp kendilerine bakmalı. Acaba ben bu mesleği yaparken gerçekten meslekteki etik ilkelere uyuyormuyum, yoksa kendi çıkar ilişkilerim nedeniyle bu mesleği mi yapıyorum. Buna cevap vermeli, tabi bu ilkeleri bilecek kadar kültür seviyesi varsa.

Gazeteci, mesleki uygulamalarının her aşamasında, eylemciliğe girişmeden, yandaşlığa ya da karşıtlığa kalkışmadan, yalnızca gözlemci ve olay tanığı olduğunu asla unutmamalıdır. Gazetecinin temel görevi, olayları gerçek, açık ve dürüst bir biçimde betimlerken, habere konu olan bireye (bireylere) ve onun (onların) yakınlarına yönelik yarar ya da zararla, toplumun, “Dünya’nın gerçek yüzünü görüp öğrenme” gereksinimini dengelemektir. Bu denge de meslek etiği ve ilkeleri çerçevesinde, bilgi aktarma ve örnek olma ölçütleri özenle değerlendirilerek kurulmalıdır. İyi bir eğitim ve kültür düzeyine sahip olma gerekliliğinin yanı sıra öncelikle gazeteci de bulunması gereken nitelikleri şöyle sıralamak mümkündür; İtici olmama, girişkenlik, meraklı olma, gözlem yeteneği, Şüpheci olma, özgüvene sahip olma, hızlı analiz yapabilme becerisini kullanma, geniş bir kelime haznesine sahip olma, düşüncelerini düzgün ve anlaşılır bir biçimde ifade edebilme.

Gazetecilik bir bilimdir; yeterli donanıma sahip sorumlu gazeteci de, uygulamacı bir bilim adamıdır. Çünkü gazeteciler de bilim adamları gibi, insanoğlunun, bilgilerin anlaşılması ve paylaşılması gereksinimini karşılamaya hizmet ederler.

Lawrence Cronberg

Alaylı olmak ayrı, okullu olmak daha ayrı bir derttir gazetecilikte. Alaylı olup gündemi değiştiren haberlere imza atarsın çekemezler, okullu olursun ‘ukala’ deyip ti’ye alırlar. Bütün bunların yanında bir de basın toplantılarında "kendini gösterme" hastalığı vardır. Toplantı düzenleyen kişi konuşmasını bitirir ve gazetecilerin konuyla ilgili soru sormalarını bekler. İşinin ehli muhabirler, eğer toplantının gündemi biraz zayıfsa, hemen toplantıyı düzenleyen kişinin ağzından günü kurtarabilecek haberi almaya çalışırlar ve ona göre soru sorarlar. Ama bir de sırf soru sormak için soru soranlar vardır. İşi bilen gazeteci soruyu uzun tutmaz, sorarken uzun uzun yorum yapmaz, sorduğu sorunun yanıtını kendisi vermez ve aklındaki cevabı onaylatmaya çalışmaz. Yani soru sormanın bile adabı vardır. Her aklına gelen soruyu soramazsın. Tamam bazen toplantıyı düzenleyen kişiye göre, gazetecilerin "salak soru" diye tabir ettiği taktik sorularla karşındakinin ağzındaki baklayı çıkarmasını sağlarsın.

Gazetecilik zor zanaattır, gazeteciysen eğer tüm riskleri almak zorundasın ve tüm riskleri hesaplamak zorundasın. Bazen ölümle tehdit edilirsin ve öldürülebilirsin, bazen hapis ile tehdit edilirsin ve şu an  bir çok gazeteci de olduğu gibi yaptığın haberden dolayı cezaevine girebilirsin.  Evine günlerce gidemeyebilirsin ya da gecenin bir vakti yatağından kalkıp habere gidebilirsin.

İşini hakkıyla yapan, kimsenin kalemi olmayan tüm basın emekçilerini saygıyla selamlıyorum.