İsmail UğuralHürriyet Gazetesi köşe yazarlarından İsmail Uğural, Küçük Menderes Havzası'ndaki tarım koşullarını değerlendirdiği köşe yazısında, Küçük Menderes'in yüksek tarımsal potansiyelinin yanında, tarımsal sanayi  kapasitesini ne derece kullanabildiğini irdeledi. 

Ercan ÇELİK / HaberTire

Ege Tv'de de sunuculuk yapan Uğural, uzun yıllardır İzmir'de ve çevresinde üreticinin sorunlarını dile getirmiş ve sunduğu programlarda da çözüm yollarını tartışmıştır. Bölgeyi ve bölgenin tarımsal potansiyelini çok iyi bilen İsmail Uğural, Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde, Küçük Menderes Ovası'ndaki tarımı tüm yönleriyle değerlendirdi. İşte İsmail Uğural köşesinde şu şekilde söylüyor; 

"Küçük Menderes Havzası, Çeşme yarımadası ile birlikte İzmir’in güney ve güneydoğusunu da kapsayan yaklaşık 7 bin kilometrekarelik bir alan. Tabii daha çok Kiraz, Ödemiş, Beydağ, Tire, Bayındır, Torbalı, Menderes ve Selçuk ilçeleri bölgenin esasını oluşturuyor. Zaten bu ilçeler ekonomik ve sosyal yönden de birbirine çok yakın özellikler taşıyor. Küçük Menderes, hiç şüphe yok ki değil Türkiye’nin dünyanın da en verimli tarımsal bölgelerinden biri. Peki acaba bu çok yüksek ekonomik potansiyel taşıyan bölgenin tarım ve tarıma dayalı sanayi kapasitesi tam olarak değerlendirilebiliyor mu? Ürün verim ve kalitesi açısından yaşanan sorunlar neler? Bölge ekonomisinin geleceği bakımından nasıl bir vizyon ortaya konulmalı? İşte bu önemli sorulara cevap arayan İzmir Tarım Grubu (İTG) Başkanı Mahmut Eskiyörük şunları söylüyor.


Varlık içinde yokluk
Aynı zamanda örnek bir kırsal kalkınma modeli 
olarak ünü bütün ülkeye yayılan Tire Süt Kooperati-fi’nin başkanlığını sürdüren Mahmut Eskiyörük, “Küçük Menderes Ovası’nda üretim yollarının durumu nedeniyle üretici ve bölge büyük kayıplar yaşıyor. Tarım ürünlerinin nakliyesinin engebeli yollar ve dere yatakları üzerinden yapılması kalite kaybına yol açarken, ürününü değerinde satamayan üretici para kazanamayınca bölgede gelişme sağlanamıyor. Yani ekonomisi tarıma ve tarımsal sanayiye dayalı Küçük Menderes’te varlık içinde yokluk yaşıyoruz” diyor.


Pamuk gitti denge bozuldu
Eskiyörük, “Pamuğa beyaz altın denilmesinin sebebi Ege tarımının denge unsuru olmasıydı. Yüzbinlerce Egeli çiftçi ailesi uzun yıllar boyunca pamuğun yarattığı katma değerden yararlandı, geçimini sağladı. Ama şimdi aşırı yüksek maliyetler yüzünden pamuktan kaçış devam ediyor. Özellikle son on yılda bölge üreticisi başta süt hayvancılığı olmak üzere meyve ve sebze tarımına yöneldi” diye konuşuyor.

KAYIPLAR BÜYÜK
“Biz Kooperatif olarak süt üreticisine sahip çıkıyoruz, ancak sebze ve meyve alanında üretici sahipsiz” diyen Eskiyörük, “Ayrıca ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik altyapı eksiğimiz dolayısıyla kayıplarımız gerçekten çok büyük. Ova yollarının mevcut durumu kışın bataklık, yazın ise toz bulutu içinde delik deşik olması yüzünden bölge üreticisi ürününe pazar bulamıyor. Ova yollarının durumundan sadece çiftçimiz değil, bölge iş hayatı kısacası Küçük Menderes kaybediyor. Bir yıllık kaybımız altyapı eksikliklerinin tamamlanmasına harcanacak bedelden inanın çok daha yüksek” ifadesinde bulunuyor.

PATATES ÖRNEĞİ
Mahmut Eskiyörük’e göre, bölgenin hedefi aslında tarım ve tarımsal sanayi ihracatı olmalı. Bu hedefin gerçekleşmesi için öncelikle altyapı sorunu çözülmeli, tarıma dayalı sanayi yatırımları özellikle geliştirilmeli, soğuk hava deposu ve paketleme tesisi kurularak yatırımcı ve ihracatçı bölgeye çekilmeli. Bu arada son dönemde Ödemişli patates üreticisinin yaşadığı sorunlara ilişkin olarak “Herşeyden önce küçük çiftçinin bir araya gelmesi hayati önem taşıyor. İlk iş Ödemiş’te Patates Üreticileri Birliği ya da Kooperatifi kurulmasıdır’’ dedi.

 

TARIM VE GIDA GELECEĞİMİZ
İTG Başkanı, süt üreticilerinin yanı sıra özellikle meyve ve sebze üreticilerinin de örgütlenme sorununa dikkat çekiyor. Küçük Menderes’te son yıllarda hızla gelişen meyve ve sebze üretiminin örgütlü hale gelmezse, patates örneğinde olduğu gibi diğer ürünlerde de büyük zararlar yaşanılacak, diyor. Eskiyörük’ün son sözü şu; “Türkiye’nin olduğu kadar Küçük Menderes’in de geleceği tarım ve gıdadır. Ancak kooperatifleşme ve örgütlenme gerçekleşmezse küçük çiftçiye yazık olacak.”

Editör: Haber Merkezi