Dostluk; yalandan, iki yüzlülükten, sahtelikten uzak, samimiyetin, paylaşımın ve doğallığın olduğu karakterlerde barınabilir ancak. İnsanı en çok üzen nokta da, değer verilecek insanlarda yanılmamız oluyor. Ben de itiraf etmeliyim ki bir çok kez yanılmışımdır. Sevgi emektir, emek verdiğin, değer biçtiğin insanların yüreklerinin aslında göründüğü gibi olmadığını anladığın an dostluk kavramına inancını da yitirdiğini anlıyorsun. Bir insanı kazanmak çok güçtür ,sevgi zor elde edilir ama çok kolayda yitirilebilir. Dostluk güvendir, inanmaktır, kendin için istediğini dostuna, sevdiğine istemektir. Yalan'dan değer vermek değildir. Kötülüğünü, üzgün olmasını istemek değildir, tam tersi her zaman iyi olsun, mutlu olsun demektir.

Dostluk sağlam karakterlerin karşılıklı kurabileceği bir bağdır. Ötesinde yanılıp yanlış insanları dost edindiğinde hayal kırıklığı ile tanışmak çok uzun sürmez. Hayal kırıklığını kendine kızmakla beslersin. Ben nasıl oldu da bu insanı tanıyamadım diye hayıflanır durursun. Belki tanımak için çok fırsat çıktı da hani iyi insan olacağız ya hataları hoş görmüşüz geçmişizdir. Sonra bir bakarsın dostun dediğin kişi artık sana çok uzaktır. Yabancı bir insanın bile değeri gözünüzde daha fazla olmuştur. Dostluk paylaşmaktır, sırrını bilmektir, acısını acı bilmek onunla ağlayabilmektir. Ricaya bile minnet etmesini beklemeden ona iyilikte bulunmaktır. Dostluk yalanlarla örülmüş, süslü kelimelerle örtülmüş sahte konuşmalar, sahte samimiyetlikler değildir. Bir insan sana değer veriyorsa değerlidir çünkü değeri olmayandan dostlukta beklenmez.

İyi dostluklar hesapsız kurulur

Balzac

Dost kızgınlığında, üzüntülü anlarında zayıf noktalarını görüp mutlu olan kişi de değildir. Zayıf noktalarını bilipte sonra suistimal eden kişi hiç değildir. Dost iyi gününde değil, kötü gününde ve sonrasında yapılan iyiliklere nankörlük, vefasızlık edecek kadar acizleşmiş kişi de değildir. Bu nedenle insan dostuna benzer ve insan yine hataya meyilli, yanılmaya açık olduğundan bazen dost seçiminde başarısız olur ki o zaman ne kendine kızman seni iyi hissettirir ne de o kişiye sitem etmek; çünkü sitemde bir beklentidir. O zaman hayata, insanlara küsersin bir dahaki güvenin oluşması için güçlü zırhlar takınırsın kendine. O zırhın içinde biraz mesafe, biraz tereddüt ve biraz da güvensizlik vardır. O zaman dostluk çok boş bir lakırdı kalır insanın kalbinde. Eğer hayat size karakterli bir insanın, sevgi dolu bir insanın dostluğunu sundu ise bunu samimiyetsizlik yıkacak cesaretiniz varsa sizi sadece aciz diye nitelendiririm. Kendini çok şey sanan acizler.

Dost demek kuyu kazmak değil, verilen kıymeti, değeri o kazdığın kuyuya kendi ellerinle atmak da değil. Sen insanların mutsuzluğundan, güveninden kötülük oluştura biliyorsan zaten bunu ancak bozuk bir kişilik yapabilir ki şaşmamakta gerekir. Ben değerimden bir şey kaybetmem iyilik yapıp denize atarım yine de iyilikten de dostluktan da, sevgiden de vazgeçmem. Yazımı şu değerli sözle bitirmek istiyorum;

Felaket, kabarık dost sayısını sıfıra indirir.

W.SHAKESPEARE

Dostça, sevgiyle ve dayanışmayla kalın