ÇOCUKLUĞUMUN YILBAŞI GECELERİ NEREDE GÖREN VAR MI, HUUU DUYAN VAR MI?????
Bol tarçınlı zencefilli kışa yeni yıla yakışacak ağızda dağılacak mis gibi kokusuyla yeni yıl kurabiyelerim...


KURABİYE TADINDA BİR YIL DİLİYORUM SİZE!!!
        Dertleriniz, sıkıntılarınız, aynı kurabiye gibi ağızda dağılır gibi dağılsın, gitsin hayatınızdan; sizde sadece güzel bir tat bıraksın yaşadıklarınız... Yeni yılda küçücük  mutluluklar diliyorum  sizin için...Mesela hep yeşil ışıkta geçin arabanızla...Sabahları sıcacık tazecik ekmeğin kokusuna uyanın, gideceğiniz ulaşacağınız yere son anda da olsa yetişin...
Arkadaşınız  her gün yüzünde kocaman bir gülümseme ve elinde bir kahveyle karşılasın sizi...Rejim yapmadığınız günleriniz olsun mesela; şöyle ekmeğinizi bandıra bandıra yediğiniz reçelleriniz, ballarınız, kaymaklarınız olsun önünüzde..."Bugün şu film olsa da izlesek" dediğiniz her film sizi bulsun o gün...
           Patronunuz yapmanızı isteyeceği şeyi tam size söyleyecekken, he he en sevmediğiniz iş arkadaşınıza söylesin inşallah!!!Telefon faturanız heeep ama hep az gelsin...Her  montunuzun cebinde unuttuğunuz bir 50 liranız olsun; bulunca çocuk gibi sevineceğiniz...Çocuğunuzun, eşinizin, annenizin, babanızın, yanınızda olmasını istediğiniz her kim varsa eş, dost, akraba gözlerinde sözlerinde yüreğinde kaybolacağınız zamanlarınız olsun...
          Çocukluğunuz çalsın kapınızı, buyur edin içeri hadi gidin eski günlere...
         Eskiden yıl başının yaklaştığını yolda satılan közde kestane kokusunun artmasından anlardım ben...Her köşe başında bir kartpostalcı; her yer rengarenk...Kartpostallarda, kardan adamından, Noel Babasına, karlar altında kalmış evinden, Bergen Ablamıza kadar uzanan zevke mazhar bırakılmış çeşit çeşit modeller deliye döndürürdü beni ...O zaman cep telefonu nerde elinde zırtpırt arayacaksın... Eline alacaksın dolma kalemi  yazacaksın yeni yıl dileklerini  inci gibi..Öyle hata yapma şansın yoook!!!Kartpostal pahalı abi elinde fazlası yok... Eşe dosta, sevdiğine keyifle; sevmediğine,  annenin terlikten aldığı gücüyle bir güzel hazırlarsın o kartpostalı... Utanmazsan en sevdiklerini dayanamayıp postanede kendi adresine yollarsın....
         Her  mağazanın önündeki ağaç ayrı süslenmiş; çammış, kestaneymiş, çınarmış fark etmez...Ağaç, amcamın boyunun yettiği yere kadar ışıklandırılmış;  gerisi piyangoda şanslıyı belirlemek için ağacın dalına bir güzel kurulmuş kuşlara bırakılmış...
          Piyango bileti deyince orada bir  duracaksın!!!Bu konuda insanlar ikiye ayrılır...BİR "bana çıkmaz! yok benim hiç şansım almam ben bilet milet" diyen sınıf ki; bunlar Milli Piyango İdaresinin en sevmediği, en kin güttüğü, en gıcık olduğu gruptur...İKİ hiç olmazsa yinede aldığı dört biletinden birine çıkan amortiye bile tav olmuş sınıftır kiiiii; Milli Piyango İdaresinin göz bebeği, en sevdiği, en özelidir...Bir kiii de benden bu sınıfa; çünkü, bende dahilimmmm, hersene evimize yeni yılda abartısız bir on bilet girer...Bir bileti tam çekecekken ona yapışmış bir bilette ona eşlik eder veee ben dayanamayıp belki buna çıkar edasıyla onu ve onun gibi bir kaçını daha yok oğlumun şansına yok kocamın şansına  annemin babamın olmadı en şanslı adam olarak gördüğüm Bill Gates'in  şansına derken bir tomar bilet elimde heyecanla çekiliş saati değil saniyesini bile sayarım...
           O gece illa bir hindi olacak diyenlere inat-kesinlikle pişiremediğimden değil öyle olduğunu söyleseler de sakın ama sakın inanmayın!kapatın bu dedikodulara kulağınızı, portakallı ördeğe kadar her şeyi yapabilirim; bu konuda çok hırslıyım-masalar; elinden gelen ne varsa çeşit çeşit donatılır  o gün... meyvesinden, kuruyemişine, tatlısından, fırında kestanesine kadar her şey ama her şey yenir midenin komple fesadı çıkarılıp ele verilir bu adettir ...Uyuyup uyanıp tekrar ve tekrar yemek yemeye devam edebildiğin, rejime kafa tutabildiğin tek gecedir....
     Eskiden saat on ikide çıkacak dansöz, ev ahalisince dört gözle beklenir, hayretle izlenirken; günümüzde her kanala saat başına bir dansöz düştüğünden eski tadı kalmamış, dansözlerdeki o asil kıvraklık ellerdeki o zarafet gitmiş, yerini "iki göbecik attırıpta geleyim"e bırakmıştır... Sanat Güneşimiz Zeki Müren'le yeni yıla verilen şahane vedalar kendini "Bu Tarz Benim"e bağlamış;  yeni yılın eski tadı kalmamış...KISACASI  "kuş öllldü beybi"...
          Eski yılbaşı gecelerinden bugünlere bize tek kalan: saat tam on ikide tutulan dilekler ve  yürekten edilen dualar ...
Tüm dileklerinizin kabul olacağı, sağlıklı,  mutlu, PASTA TADINDA yıllar diliyorum....
 

Facebook Sayfamız:

https://www.facebook.com/profile.php?id=100008505272575&fref=ts