Özel bir madencilik firması tarafından mermer ocağı yapılması için ÇED süreci başlatılan Tire’nin Kartal Dağı’nda direniş sürüyor. Kartal Dağı Koruma Platformu, Küçükkale Köyü’nün ardından şimdi de Büyükkale Köyü’nde bir araya geldi. Büyükkale Köyü kapalı salonunda gerçekleştirilen toplantıya CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP İlçe Başkanı Hakan Şenoyar, İYİ Parti İlçe Başkanı Yüksel Şenyurt, Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği Başkanı Süleyman Övül, Belediye Başkan Yardımcısı Doğukan Eroğlu, Belediye Meclis Üyeleri Halil Çulhaoğlu, Serhan Aydın ve Yalçın Kaya gibi isimlerle birlikte çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilci ve üyeleri katıldı.

Toplantıda ilk konuşmayı İYİ Parti İlçe Başkanı Yüksel Şenyurt yaptı. Cumhur İttifakı’nın ilçe başkanlarını da toplantıda görmek istediklerini dile getiren Şenyurt, Kartal Dağı’nı korumak için her zaman göreve hazır olduklarını kaydetti. Şenyurt’tan sonra söz alan CHP Tire İlçe Başkanı Hakan Şenoyar ise köylülerin haklı mücadelesinde sonuna kadar yanında olduklarını, hukuksal olarak da tüm mücadelenin bizzat içinde olacaklarını söyledi. Belediye Başkan Yardımcısı Doğukan Eroğlu da Tire Belediyesi olarak sürecin yakından takipçisi olduklarını, Kartal Dağı mücadelesinde sonuna kadar bölge halkının yanında olduklarını dile getirdi. Tire Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği Başkanı Süleyman Övül ise Kartal Dağı ile ilgili hukuk mücadelesinin başlatıldığını belirtti.

SINDIR: “BU PROJE FELAKET DEMEKTİR”

Kartal Dağı ile ilgili geçtiğimiz günlerde meclise bir soru önergesi sunan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır da toplantıya katılan isimler arasındaydı. Köy halkının başlattığı mücadelede sonuna kadar yanlarında olduğunu söyleyen Sındır, yaptığı konuşmada şu cümlelere yer verdi;

“Bugün bu bölgede bir maden ocağının kurulma çabasına karşı bir araya geldik. Tabii çevre konusu herkesin bütün canlıların ilgisi olması gereken bir konu. Çevre konusu yaşamın bir parçasıdır. Çevre talanları, çevreyi yok etmeye yönelik girişimlere siyasetin üzerinde önce insan olarak ve yaşamı savunan bireyler olarak hepimizin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Tabii ki bu meseleyi siyasi bir çekişmenin içine çekmek işi özünden uzaklaştırır. Buradaki doğanın talanına hizmet eder. O nedenle bunu peşinen söylemek istiyorum. Küçük Menderes Havzası’nın temel geçim kaynağı tarımdır. Bu verimli topraklarda bu yörenin insanları tarımla geçimini sağlıyor. Burada 25 dekardan bahsediliyor ama 95 dekara kadar gidecek olan bir madencilik faaliyetinden bahsediyoruz.

Böyle bir madencilik faaliyetinin gerçekleştirilmesi için öncelikle yüzeydeki yeşil alanlar sıyrılıp atılır. Arkasından üzerindeki toprak sıyrılıp atılır. Sonra da o maden çıkartılmaya çalışılır. Tire’nin akciğeri olan böylesine yeşil bir coğrafyada, bölge insanının yaşam alanının tam da ortasında böyle bir projenin gerçekleşmesi demek felaket demektir. Ben şunu çok merak ediyorum. Burada böyle bir çalışma ve böyle bir çabaya girilirken bölge halkının bilgisi alınmış mıdır?

Yöre insanı böylesine bir faaliyeti istemiyor. Burada yeraltı zenginliğine ulaşacağız derken yerüstü zenginliklerimizi kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.

Çevre mücadelesi evet siyasi bir meseledir ama bu siyaset ülke içerisindeki parti ayrışım siyaseti değildir. Çevre siyaseti çok uluslu şirketlere, emperyalizme ve sömürüye karşı sürdürülen bir meseledir. Çünkü çevreyi yok etmek isteyenler insanları düşünmez. Bölgenin ekolojisini, bölgenin tarımını düşünmez. Tek düşündükleri para kazanmaktır”

Onun için o hırsa karşı birlikte olabilmek çok önemlidir. Hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesin burada birbirine sahip çıkması gerekmektedir.

Bu güne kadar ÇED başvurusu yapıp da izin alamayan şirketlerin oranı en fazla yüzde bir yada ikidir. Yani bu ÇED sürecine kim başvurduysa almıştır. Dolayısıyla ÇED süreci o işletmelere ruhsat vermenin bir kılıfı haline gelmiştir. Bununla ilgili Meclis’te soru önergesi verdim. Şu an yanıt bekliyoruz. Böyle konulara pek yanıt gelmiyor ama dilerim beklediğimiz yanıt gelir.

Biz mücadeleyi bıkmadan yorulmadan usanmadan sürdürürsek kazanırız.

Hepinize bu mücadelede en içten başarılar diliyorum. Yanınızdayım. Yanınızdayız. Hiç şüpheniz olmasın.

Editör: Haber Merkezi