Boksta bir terim vardır. Abandone olmak. Dövüşemeyecek duruma gelen boksör için kullanılır. Abandone olan boksör afallar, karşı koyamayacak hale gelir. Ne yapacağını bilemez. Kısacası şoka girmiştir. Bu terimi seçimlere çok az zaman kala iktidar partisi ve bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan için kullanabiliriz. Öyle ki mitinglerdeki çoğu sözü tamamen hata ve yanlışlarla dolu. Ya kasıtlı yapıyor, bizim bilmediğimiz onun bir bildiği var, ya da abandone durumda.

Önce yapılıp sahiplendikleriyle başlayalım. Mayıs 2011: "Karaelmas Üniversitesi'ni kim kurdu? 2007'de biz kurduk. Zonguldak'ta üniversite var mıydı?" deyince kalabalıktan "Hayır" sesi yükseldi. Ancak, Karaelmas Üniversitesi 1992’de kurulmuştu. Nisan 2018: Temelini Kenan Evren'in attığı, Kasım 1987'de tamamlanan Adnan Menderes havalimanını sahiplendi. İzmir mitinginde “Yahu bundan 15 yıl önce şu koskoca İzmir’in doğru dürüst bir havalimanı var mıydı?” diye sorup kendi yanıtladı: “Ya biz geldik, Adnan Menderes Havalimanı’nı yaptık ya.”  Mayıs 2018: Isparta mitinginde “Üniversiteyi Isparta’da kim kurdu? Biz kurduk” diyerek Süleyman Demirel Üniversitesi'ni kendilerinin kurduğunu iddia etti. Oysa 1992 yılında kurulmuştu. Ve işin garip yanı, bunlar mitinglere katılanlarca alkışlandı.

Bir de tarih bilmeden söylenen sözler var. Haziran 2018: Muhtarlar Toplantısı’nda “75 öğrencili sınıflarda okuduğum zaman, tek partili dönemdi, yani CHP’nin iktidarda olduğu dönemdi” dedi. Ancak Erdoğan 1954’te çok partili hayata geçildikten 4 yıl sonra doğdu. Ve ilkokulda okuduğu 1961-1965 yıllarında Adalet Partisi iktidardaydı. Yine 2014’de Beyaz TV'de 1980 öncesi çok yoğun çalıştığını, eve her gece geç gittiğini, bir gece yatak odasının kapısına büyük kızının “Babacığım bir geceni de bize ayır.’‘ diye not astığını anlatmıştı. Ancak Erdoğan'ın büyük kızı Esra Albayrak 1983 doğumlu. "Biz gelmeden önce MR mı vardı, tomografi mi vardı? Geldiğimizde birkaç tane kırık dökük ambulans vardı. Eskiden köpeklerin çektiği ambulans ile götürülürdü. Şimdi paletli ambulanslarla bu işi yapıyoruz." sözlerine şaşırdık. 1989’dan beri MR var. Ben 65 yaşındayım, köpeklerin çektiği ambulansı ne gördüm, ne duydum. Sanki bunlardan önce hiç bir şeyimiz yoktu, hepsini bunlar yaptı.

Bunun gibi Malazgirt Zaferi'nin 932. yıldönümü töreninde, 1071 Malazgirt Savaşı’nda Bizanslıların toplarla Alparslan ve ordusuna saldırdığını söyledi. Oysa top ilk kez İngilizler tarafından Fransızlara karşı Yüzyıl Savaşlarında(1346) kullanılmıştı. Selçuklu Devletinin başkenti Konya idi, Ankara yaptı, Olimpiyatlara adını veren Yunanistan’daki Olimpos Dağı’nı Antalya’da dedi. Kahramanmaraş’ın Sütçü İmam’ını Sütçü Nine yaptı. Abdülhamid zamanında toprak kaybetmedik, dedi oysa 1,5 milyon kilometrekarelik toprak kaybedildi. “Ne yazık ki Abdülhamid’i idam ettiler” dedi, oysa böyle bir şey yok. Seçmenleri  Lozan’ın iyi mi yoksa kötü mü olduğunu bir türlü anlayamadılar. Çünkü bir gün Lozan’ı övdü, ertesi gün yerin dibine soktu. Seçmenler “Reis karar ver de biz de öyle bilelim” demiştir içinden. Hele son bomba: “Birinci köprüyü rahmetli Demirel yapmıştı, o zamanki komünistler biz bunları satacağız, diyordu. Özal da satamazsınız, diyordu. Ne oldu? Neyi satıyorsun? Bu millet sizi mezara gömer.” Pes vallahi. O olayı TV’den zamanında izledim. Televizyondaki bir tartışmada Özal’ın Boğaz Köprüsü’nü satma vaadine karşı, Halkçı Parti Lideri Necdet Calp, yumruğunu masaya vurup “Satamazsınız beyefendi, sattırmayız!” demişti.

Beyler, yolun sonu göründü. Bahçeli’nin çıkışı ile dolduruşa gelip erken seçim kararı aldıklarına bin pişmanlar şimdi. Haklı oldukları yanlar da vardı. Yıllarca her şey güllük gülistanlık, ekonomi harika diyorlardı. O zaman da “şimdilik her şeyi satarak idare ediyorlar, yarın kaynak tükenince gerçek ortaya çıkacak” dedim. Şimdi her şey ortada. Yapay enflasyon bile patladı. Dolar, Euro fren tutmuyor. Tıpkı Osmanlının son dönemindeki gibi israf bütçeyi bitirdi. Cumhurbaşkanının akıl almaz harcamaları, gelir getirici yatırımlar yerine rant için yapılan betonlaşma çabası ülkeyi iflasın eşiğine getirdi. “Gelecek yıl her şey daha kötü olmadan seçim yapalım,” dediler, ama planları tutmadı. İlk olarak İYİ Partiyi seçime sokmayacaklardı, planları bozuldu. Hele 3 partinin bir araya gelip Millet İttifakı kuracaklarına hiç ihtimal vermiyorlardı. Yine 2. Ekmeleddin faciası yaşanacak sandılar, İnce açıklaması ezberlerini bozdu.

Son çare, son çırpınma olarak karalama kampanyası ve acındırma politikasına yöneldiler. Neymiş muhalefet imkân bulursa 16 yıldır yapılan tünelleri, yolları ve hastaneleri balyozla yok edecekmiş. Millet ittifakı şer ittifakı imiş, vatan hainleri ile birlikteymiş. Yok, suikast düzenlenecekmiş. Eğer kazanırlarsa ekonomi düzelecek, demokrasi gelişip yargının üzerindeki baskı kalkacakmış. Ülkeyi tanımayan biri bu sözleri duysa “16 yıldır ülkeyi başkası yönetiyordu, bunlar düzeltecek” der. Adama sorarlar: “Daha önce başka iktidar mı vardı? Niye 16 yıldır yapmadınız?” Emekliye iki kez bayram öncesi ikramiye verilmesi ve asgari ücretin % 30 yükseltilmesi CHP vaat etmeseydi aklınızda mıydı? Bu teraneleri her seçimden önce duyduk. Hani terör bitecekti? Hani başkaları konuşur AKP yapardı? Tüm kurumları emir eriniz yaptınız. Ama bitti. Millet uyanıyor. Gerçekleri görmeye başladı. Aslında siz anayasayı değiştirip başkanlık sistemine geçmekle ayağınıza kurşun sıktınız, bindiğiniz dalı kestiniz. Bahçeli’nin bu iki çıkışı size pahalıya mal oldu. Ne yapalım hayırlısı olsun. Anlayacağınız “ABBAS YOLCU” Tabi yeni bir hile ile karşılaşılmazsa. Keşke parmak boyası olsaydı. Saygılarımla hoşça kalın.