Tire Verem Savaş Dispanseri, 69. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası kapsamında Tireli vatandaşları bilgilendirmek üzere çeşitli açıklamalarda bulundu.

 

Ergün ÇELİK

 

1947 yılından bu yana, her yıl ocak ayının 3’ü ile 9’u arasında halkı bilinçlendirmek ve verem hastalığına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Verem Eğitim ve Propaganda Haftası’nda Tire Verem Savaş Dispanseri Doktoru Zerrin Toran halkı verem hastalığına karşı uyardı. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin verem mikrobu ile enfekte olduğunu belirten Zerrin Toran, bu insanların yüzde 10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığının ortaya çıkma ihtimali olduğunu söyledi.

Basil hava yolu, öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu kolayca bulaşabilen hastalığı tedavi olmayan bir kişi yılda en az 10-15 kişiye bulaştırabiliyor. Gerekli tedavinin zamanında yapılması durumunda çok kısa sürede azalıyor ve hastaların bir çoğunda 2-3 haftada bulaştırıcılık yok ediliyor.

Doktor Zerrin Toran, verem hastalığının belirtilerini ise şu şekilde sıraladı;

Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi.       

Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir. İki-üç haftadan uzun süren öksürükte verem hastalığından şüphelenmek gerekir.

 

VEREMİN TEDAVİSİ

 Toplum Sağlığı Merkezi Verem Birimlerinde (verem savaşı dispanserleri) veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Yeni verem hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay 4 ilaçla ve dört ay 2 ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.

Editör: Haber Merkezi