Bugün sizlere TEKEL’in nasıl kademe kademe elden çıkışının öyküsünü anlatacağım.
Tekel'in özelleştirilme süreci, 1990'lı yılların ilk yarısında Akhisar Sigara Fabrikası ile Tekel'e ait iki önemli sigara markasının isim hakkının bir yabancı çokuluslu şirketle kurulacak ortaklığa devredilme girişimi ile başladı. Eylemler etkili olunca fabrikanın satışı durduruldu.
Tekel'i yok etmek için IMF'nin talimatı ile Tütün Yasası, Haziran 2001'de T.B.M.M.'nde kabul edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yasayı veto etti. Ancak Sezer’in bu uyarısı dikkate alınmadı ve bir kaç ay sonra yasa kabul edildi. Böylece tütün üretimine büyük darbe vuruldu. Üretici tütün ekemez duruma geldi.
Daha sonra "Tekel'i babalar gibi satarım" diyen Kemal UNAKITAN dönemi başladı.
Devlet, rakı pazarının %76'sının sahibi Mey İçki'yi 2003’te 292 milyon dolara iş adamı Nihat Özdemir ve ortaklarına sattı. Özdemir, çok değerlenen Mey'i üç yıl sonra 950 milyon dolara Amerikan Texas Pacific Group'a sattı. Bu firma da Mey'i 2,1 milyar dolara Johnny Walker viski ve Guinnes biranın sahibi İngiliz Diageo'ya sattı. Aradaki farkı lütfen hesaplayın. Türkiye’nin nasıl zarar ettirildiğinin sadece bir örneği bu.
Tekel'in altı sigara fabrikası(Samsun, Tokat, Malatya, Adana, Maltepe, Bitlis) ise 20 dakikada 1,7 milyar dolara British American Tobacco(BAT)'ya satıldı. Bu rakam Tekel'in sadece iki sigara fabrikasının üç yılda yapacağı kâra denk düşen bir para karşılığı. Ayrıca bu fabrikaların yalnızca arsaları konut yapılmak üzere satışa çıkarılsa en az 4-5 milyar dolara satılacak mülkler. Bunun dışında satılmayan ve Tekel'in elinde kalan Yaprak Tütün İşleme fabrikalarındaki en kaliteli 25 milyon kilo tütünü(125 milyon dolar) BAT'a hediye ettiler. Oysa satış yapılırken çalışanlara Yaprak Tütün İşletmelerinin satılmayacağı sözü verilmişti. Yaprak Tütün İşletmeleri elinde tütünü ve fabrikaları kalmayınca Özelleştirme İdaresi tarafından kapatıldı.
BAT 1,7 milyar doları peşin olarak zevkle ödeyeceğini açıkladı. Aslında TEKEL zarar etmiyordu. 2007 yılı faiz ve vergi öncesi kârı 151 milyon dolardı. Tekel’e ihalede en yüksek parayı veren İngilizler, o parayı da Türk bankalarından kredi olarak aldılar. Özelleştirilen devlet mallarını satın alan yabancılar, krediyi Türk bankalarından buluyor. Açıkçası Türk’ün parasıyla Türk’ün Tekel’ini aldılar. Hemen şunu da belirtelim. Tekel’i bu kadar ucuza kapatan BAT’ın 100 kişilik ekibi bunu İstanbul’da bir gece kulübünde kutladı ve o gece 10 bin sterlin harcadı. Hiç düşündünüz mü, kimler kutlama yapar? Elbette bir zafere imza atanlar.
Yılda 110 milyar adet sigara satışı yapılan Türkiye iç pazarında TEKEL’in payı yüzde 29 idi. Tekel’in 2004 yılında Ankara’da yaptırdığı ikiz kuleler de 100 milyon dolara Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine satıldı. Oysa Tekel, bu binalara 210 milyon dolar harcamıştı. Tekel, bu satıştan da 110 milyon dolar zarara sokuldu.
Memleketimiz bu şekilde adım adım satılıyor. Hem de yok pahasına. Darphane gibi para basan Türk Telekom'dan sonra önce içki, şimdi de Tekel sigara. Yarın sıra Şeker fabrikalarını satmaya, Milli Piyangoya gelecek. IMF emrine uyarak şeker pancarı üretimi kısıtlanacak, fabrikalar kapanacak, işçiler ve pancar üreticileri işsizler ordusuna katılacak. Bu kurumlar zarar etse içim yanmayacak. 3-5 yılda zaten o parayı çıkaracakken neden böyle yapılıyor, anlamak mümkün değil. Bunun bir tek açıklaması olabilir: Günü kurtarmak.
Çok büyük bir kâbus bekliyor bizi. Satacak bir şey kalmayınca ne olacak? Bu gidiş iyi değil. İnsan ürperiyor düşündükçe. Bazılarının kafasına dank edecek ama ne yazık ki çok geç olacak.
Saygılarımla, hoşça kalın.