Çok güçlü olabilirsiniz.

Çok zeki de.

Hatta çok uyanık!

Daha mı?

Herkesi zekânızla ikna edebilirsiniz.

Ama gerçeğin dışında hiçbir mazeretinizi kabul etmeyen biri var.
TARİH…

Siz istediğiniz kadar haklı gerekçelerinizi anlatın.

İstediğiniz kadar ne kadar gerekli olduğu ile ilgili alt alta sıralayın düşüncelerinizi.

Hiçbir şey Tarih denilen o acımasız tanığı gerçeğin dışında bir noktaya çekemeyecektir.

Tarihi şehirlerde yaşıyorsanız işiniz gerçekten zor..

Hele tarihe tanıklık yapan bir şehrin karar mekanizmasındaysanız işiniz gerçekten zor…

Çünkü tarihi ucundan kıyısından bozmaya yeltenen birçok uyanık çıkacaktır. Eğer sizler uyumazsanız bu uyanıkları tespitte zorlanmayacaksınız.

Tarih sizi yıllar sonra şükranla andığı gibi, gelecek kuşaklarda sizlere minnet duyacaktır.

Gerçekten zordur tarihi şehirlerde yaşamak..

Zira yalnızca o şehrin yöneticilerine tarihi sorumluluğu verip kıyıdan seyretmek, vicdanlarımızı hiçbir zaman susturmayacaktır…

Vicdanlarımız kaybolan her tarihsel değerin arkasından kangren olacaktır.

Her kayboluş vicdanların kan şeklindeki ağlayışlarıdır…

Çevrenize şöyle bir bakın…

Acaba kaç tarihi mekan kaybolmakta..

Ya da kaç tarih sahneden silinmekte…

Ve biz bu siliniş ve yok oluşlar karşısında ne yapıyoruz…

Ya yüzyılların mirası üzerindeki tepinmelere ne demeli..

Tarihi miras hoyratça ve ehliyetsiz ellerde nasıl yok edilmekte.

Hem de kurtarılma bahaneleriyle…

O güzelim taş işçiliğinin yıllara meydan okuyan o sanat eserinin, yüzüne vurulan hoyratça, kaba, sakil sıvalar…

O tarihsel mekânın hafızasını teşkil eden doku üzerindeki sanat ruhunu öldüren kalebodur döşemelere ne demeli…

Hadi hepsinden vazgeçtik tarihsel mekânların olmazsa olmazı o ahşap işçiliğinin güzelim nadide örneklerini bir tarafa bırakıp, alüminyum soğukluğu ile tarihi dokunun tam ortasına yapılan işlere ne demeli…

Yok mu bir Allahın kulu…

 Bu hoyratlıklara bir son diyecek…

Yok mu tarihsel doku üzerinde bu denli kaba çalışmalara isyan edecek…

Yok mu tarihi hafızamızı kapatıp, silmeye çalışanlara “Hiç değilse ne yapıyorsunuz!”  diyecek…

Unutmayın gelecekteki tarih mahkemesine sizler için celpnameler hazırlanıyor. Bakalım o gün o tarih mahkemesinde yüzümüze okunacak o iddianamelere ne cevap vereceğiz.

Çünkü tarih vurdum duymazları, hoyratları asla affetmeyecek!