Bir can dostumun  watsapdan  attığı bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. “Az” konuşan  ve “Öz” konuşan büyükler vardır. Babam da bunlardan biridir. Çok sık bir arada olamadığımız için  benim  için  bu “Öz”  konuşmalar daha kısa olur. Birkaç yıl önce öyle bir söz söyledi ki,  sustum kaldım.
         Uzun süre kafamın içinde  dolandı söylediği cümleler. Peki baban ne demişti : “Strese girenin imanından şüphe ederim.” Stresle ilgili kitaplar okuyan ,zaman zaman  “stres ile ilgili seminer veren  biri olarak ,cümleyi çok ağır bulmuş olsam bile , kafamın içinde cümle dönüp durdu uzun zaman . Yaşadığım yüzyılın en önemli problemlerinden biri olan  stres hakkın da  bu kadar kesin ve keskin bir ifade duymamıştım.
       Geçen yıl memlekette  bir arkadaş ile otururken hayatın sıkıntıları ve zorlukları konuşulmaya  başlayınca  ben de kendisine stres ve stresle mücadele  hakkında bildiklerimi anlatmaya başladım.arkadaşım da benim ile birikimlerini paylaşıyordu. Bir ara babamın söylediği :  “Strese girenin imanından şüphe ederim!” attım ortaya.arkadaşım  “doğru bir cümle”  dedi. Hatta bir insan  stres yüzünden  hasta olursa  Allah (cc) o insana hesabını bile sorar , dedi.
         Stres ,halkın bildiği ve kullandığı anlamıyla ,sıkıntıları kafaya takmak demektir.sıkıntılar insanı umutsuz ediyor.Mutsuzluk insanı hasta ediyor. Kimisi hastalıklarla mücadele etmekten yoruluyor.Mutsuz ve hasta oluyor. Kimi maddi sıkıntılarla boğuşuyor. Kimisi çevresindekilerin kendisini anlayamadığından dert  yanıyor.Kimisi bir sevdiğini toprağa verince hayata küsüyor. Hayatta insanı strese sokan  o kadar çok şey var ki…Hani Allah (cc) varsa  gam yoktur. Bu hayatımızın neresinde .
         Sıkıntılarla dolu bir hayat denilince benim aklıma  hep peygamberler ve onların varisleri olan alimler geliyor. Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’inde  peygamber kıssalarını  ayrıntılarıyla bize niçin aktarıyor dersiniz? Okuyup ibret almamız için değil mi? Bu dünya hayatı bir imtihan salonu değil mi? Biz bunları  neden çabuk unutuyoruz.
Hz.Eyyûb’ü hastalıkla  (7 yıl 7ay 7 gün 7 saat)  imtihan eden  Allah (cc), bizi de  aynı imtihana tabii tutma hakkına sahip değil mi? Hastalığı kafaya takıp bunalıma giren  insan: “ Allah’ım ,beni niçin imtihan ediyorsun  ki  ….” demiş olmuyor mu ?
Hz. Nuh’u oğluyla imtihan eden Allah(cc) ,sizi evlatlarınızla imtihan edemez mi?
Hz.İsmail’i babasıyla  imtihan eden Allah(cc) ,sizi öz babınız ile imtihan edemez mi?
Hz. Lût ‘u eşiyle imtihan eden Allah(cc), beni niçin eşimle imtihan ediyorsun  ki,demek hakkına sahip olduğunuzu  mu düşünüyorsunuz ?
Hz.Yusuf’u kardeşiyle imtihan eden Allah(cc) ,belki de sizi kardeşlerinizle imtihan ediyordur!
Hz. Muhammed ‘i  akrabalarıyla imtihan eden Allah(cc), belki de sizi akrabalarınızla 
 imtihan ediyordur!
            Tüm peygamberlerin  hayatları  sıkıntı (imtihan) ile dolu olduğuna göre ,bizim hayatımız da da bazı sıkıntıların olması  hayatın bir parçası değil mi? Anne-babasını kaybedince  bunalıma giren bir insan Allah’a : “Benim  annemi/Babamı  niye alıyorsun ki?” deme hakkına sahip  olduğunu mu sanıyorsun.  Unutma ,Peygamberimiz (SAV) ,babasını hiç görmedi ve annesini de çocuk yaşta kaybetti.
          “En büyük acı evlat acısıdır!” denir. Bu acıyı yaşayan anne- babalar  : “Allah (cc) kimseye evlat acısı vermesin derler.” Beş defa evlat acısıyla imtihan olan bir peygamberin ümmeti olduğun bilmek zorundayız. “ Kardeşim  onlar peygamber,biz insanız!”  diye kimse itiraz etmesin Peygamberler de bizler gibi  üzülen ,ağlayan, Allah (cc) sığınan insanlardı.Allah (cc) tarafından seçilmiş olmaları gerçeği  insanî  acılara tepkisiz kalacakları anlamına gelmez. Bize düşen hayatı doğru anlamaktır.
        Dünya  hayatı istirahat yeri değildir. Dünya hayatı imtihan alanıdır. Bur da huzur arayan ,rahatlık arayan ,güzellik arayan yanılır. Çünkü hepsi fanidir .Gelip geçer.  O zaman : “Yâ Bâkî Entel Baki” demeyi dilimizden hiç düşürmeyelim. Fani olan da imtihan , Bâkî olan da ise ebedi huzur vardır.
         Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp : “Benim büyük bir derdim v ar!” deme . Derdine dönüp : “Benim büyük bir Rabbim var!” de. Bana bir dert söyle ki ,Rabbim’den büyük olsun. Bana bir şey söyle ,Rabbimden güçlü olsun. 
          Hoşça kalın…..