Ercan ÇELİK

Tire Ticaret Odası’na başkan adayı olduktan sonra Tire’de tanınırlığı iyice artan Burak Alp Ersen, içinde yetiştiği CHP’den 2019 seçimleri için Tire Belediye Başkan Aday Adayı oldu. Oldukça tempolu bir şekilde çalışmalarını sürdüren Ersen ile özel bir röpartaj yaptık.

Ercan Çelik: Burak Bey, öncelikle okurlarımıza biraz sizden bahsedelim mi? Burak Alp Ersen kimdir?

Burak Alp Ersen: 1979 İzmir doğumluyum. Tire’liyim. İlköğretimimi Tire Kurtuluş İlkokulu’nda bitirdim. Daha sonra Şehit Albay İbrahim Karaoğlanoğlu Lisesi’ni birincilikle bitirdim. Ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde lisans eğitimimi tamamladım. Evliyim, Deniz Alp Ersen isimli bir oğlum var. Eşim ise Bursa Uludağ üniversitesi Maliye bölümü lisans eğitimini tamamladı ve özel bir firmada muhasebe departmanında çalışıyor. Rahmetli babam Mehmet Ersen, kamyonculuk yaparak emekli olmuştu.  Annem Tire’nin yerlilerindendir ve ev hanımıdır. Öğrencilik hayatım İzmir’de olduğu için hafta sonları bile Tire’deydim. Sadece kısa dönem askerlik görevimi Erzurum’da yaptığım süreçte Tire’de bulunamadım. Dar gelirli bir ailenin evladıyım.  Hayatım Tire’nin yoksul mahallelerinde geçti.  Bu nedenle bu şehrin bütün eski sokak ve caddeleri dahil, tüm köylerini ve yeni kent merkezimizi karış karış çok iyi biliyorum. Tirenin gelişim ve değişim sürecine tanığım.  İnşaat mühendisi olduktan sonra Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde 4 buçuk yıl çalıştım. Daha sonra kendi firmamı kurarak inşaat sektöründe iş hayatına atıldım.  10-11 yıldır kendi firmam adına Tire’de inşaat taahhüt işleri yapıyorum.  Lise yıllarında Atatürkçü Düşünce Derneği Tire Şubesi’nin Kurucu Gençlik Komisyonu Başkanı’ydım. 18 yaşımı doldurduktan sonrada Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayıt oldum. Ve o gün bu gündür CHP’de aktif olarak siyasete katkı vermeye çalışıyorum.

Ercan Çelik: Tire’yi nasıl tanımlarsınız ve Tire’yi ileride nasıl hayal ediyorsunuz?

Burak Alp Ersen: Tire, son dönemde ekonomik ve sosyal hayatta büyük atak yapmış güzel bir ilçe. Küçük Menderes Havzasının ve İzmir’in gözbebeği bir ilçe… Özellikle tarım ve hayvancılık alanında son yıllarda çok ciddi gelişmeler yaşandı ilçemizde. Ülkemizin en önde gelen firmaları süt ürünleri tesislerini Tire’de TOSBİ’de kurdular ve yeni yatırımlar da yapılmak üzere. İlçemiz için en önemli ekonomik faaliyetlerden birisi tarım ve hayvancılıkla birlikte ivme kazanan tarım endüstrisidir. Tire bu gelişmelerle birlikte Tire Organize sanayi bölgesindeki yatırımların ardından istihdam alanında da ciddi atılımlar yapmış ve toplumun her kesiminin cazibe merkezi haline gelmiştir. Yani Tire 20 yıl önceki Tire değil artık. Son 10 yılda ciddi ekonomik gelişmeler yaşandı kentimizde. Bu kapsamda tarım ve hayvancılık, tarım üretimi gibi konularında Tire’de daha fazla çalışma yaparak Türkiye’nin üretim ekonomisine çok daha büyük katkılar sağlamayı düşünüyoruz.

Tire’nin sahip olduğu çok yüksek bir potansiyel var. Doğa turizmi için sahip olduğumuz eşsiz doğa, dağ yürüyüşleri gibi alternatif turizme ev sahipliği yapabilecek niteliktedir. Türkiye çapında bilinen Salı pazarı çok önemli bir değerimizdir. Tarihi eserlerimizi ve sahip olduğumuz el sanatları nadir bulunan kültürel mirastır ve bunlara sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Bütün bunlar değerlendirildiğinde, Tire her ne kadar büyük ve gelişmiş bir ilçe olsa da daha ileride olması gerektiğini düşünüyorum. Bu saydıklarım beni aday olmaya yöneltmiştir.

Ercan Çelik: Tire artık oldukça yoğun göç alan ve nüfus bakımından günden güne büyüyen bir ilçe. Sizce bunun artıları ya da eksileri neler olur? Bununla ilgili bir çalışmanız oldu mu?

Burak Alp Ersen: Nüfusun artmasında hiçbir sorun yok. Biz sadece işin şu boyutundayız, nüfus o bölgenin demografik yapısını sosyo-ekonomik yapısını bozmadan artmalı. Yani aldığımız göç dengeli olmalı. Tire’nin eski kültürel bir dokusu var ve bu kültürel dokunun aynen korunması için dengeli büyümeyi sağlamalıyız. Tire’nin kültürel dokusunun bozulması bizi üzer. Ayrıca, gelişme diyoruz, kalkınma diyoruz, tabii ki göç alacağız.Fabrikalarımız ve tarımsal üretimlerimiz arttığı sürece göç kaçınılmaz olacaktır. Tarımsal tesisler ve soğuk hava depoları kuracağız. Bunlarla ilgili çok ciddi çalışma ve efor sarfedeceğiz. Diğer yandan da göç olsun fakat köyden kente göç olmasın istiyoruz. Köylerin korunması gerekiyor. Atatürk’ün deyimiyle köylü bir nevi bizim efendimizdir. Yaşam kaynağımızdır. Köylümüz köyünde yaşamaya devam edebildiği ölçüde gelişmiş ve müreffeh bir kent oluruz.Köyden kente göç daha rahat bir yaşam ve çiftçi topraktan geçinemediğinden kaynaklanıyor. Yapacağımız projeler ile köylünün gelirini artırabileceği önlemler alacağız yani, köyde refah seviyesini artırmayı planlıyoruz.  Bu alanların ekilmesi biçilmesi lazım. Dağlarından yağ ovalarından bal akan verimlilikte topraklarımız var. Tabi çok büyük sulama sorunu var. Bu sorun son yıllarda oldukça arttı. Bunun farkındayız. Bu sorunlarla ilgili uzun vadeli çalışmalar yapmayı planlıyoruz.  Biz kalkınmayı teşvik edecek çalışmalar yaptığımızda zaten göç olacak. Bu göçü kontrol edilebilir hale getirmek istiyoruz. Mühendislik ve sosyolojik çalışmaların hepsini bir arada götüreceğiz ve köyden kente göçün nedenlerini ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışacağız. Kent merkezinde de nüfus artacak bunun için kentsel dönüşüm projeleri ile konutları yeni tarımsal arazilere kaydırmaktan ziyade mümkün olduğunca şehir merkezinde tutmayı planlıyoruz. Bütün bunları yaparken, o sevdiğimiz Tire dokusunu koruyacağız.

Editör: Haber Merkezi