Tire Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri Sivas Katliamının 21. Yıldönümünde Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

Ergün ÇELİK

Atatürkçü Düşünce Derneği’nden yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi ;

 

      Biberi Bal Eyleyenler,  Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, Bağımsız Türkiye Fedaileri, Arkadaşlar, Hoş Geldiniz! 02.Temmuz.1993 günü Sivas Madımak'ta 35 canlarımız yakıldı. Onlar bütün Türkiye'nin canlarıydı. İçlerinde öncü aydınlarımız vardı. Metin Altınok gibi önemli şairlerimiz, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin, Asım Bezirci gibi sanatçılar can yoldaşlarımız Madımak'ta yakıldı. Aydınlık gazetesinin o zamanki başyazarı Aziz Nesin o yangından zor kurtulanlardandı. Sivas katliamı, kırımı, insanlığa karşı cinayetler olmanın ötesinde, milleti ve halkı bölmeye yönelik büyük tertibin uygulamalarıdır.

         Bu tertip aslında 24.Ocak.1993 günü Uğur Mumcu’nun öldürülmesi ile başladı. Daha sonra 17.Şubat.1993 günü Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in katledilmesiyle devam etti. Arkasından 5.Temmuz.1993 Başbağlar katliamı ve 1996 yılı Gazi Mahallesi tertibi ile bu sürecin devamıdır.

          Biz yurtseverler olarak ciğerimiz hem Madımak’a hem de Başbağlar’a yandı. Yanan her iki yerde bizim halkımız, bizim vatanımız, bizim Cumhuriyetimizdi. 21 yıldır ciğerimiz hala yanıyor. Tarihe “Sivas Katliamı” olarak geçen şeriatçı kalkışma, M.Kemal Atatürk’ün 4.Eylül.1919’ da ilk kongresini yaptığı ve Cumhuriyetin ilk temellerinin atıldığı bir kentte gerçekleşti.  Gerici güruh saldırganlar,  laik Cumhuriyete karşı düşmanlıklarını, yürüyüş sırasında sık sık yineledikleri “ Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak!” sloganıyla açığa vurdular.  Buna öylesine inanmışlardı ki, yargı sürecinde hiç pişmanlık belirtisi göstermediler. Dahası, kurbanlarının ailelerine savunanlarına karşı aynı kara saldırganlığı sürdürdüler. Kimi sanıklar ceza almış olsa da, Sivas davası zaman aşımına uğradı. Yurtdışına kaçan saldırganlar ise yakalanamadı! Ama insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı yoktur. Bu caniler mutlaka hesap verecektir. 

                Davanın o gün avukatlığını yapanlar bugün iktidarın milletvekili olarak ödüllendirilmiştir. Sivas Katliamı, Cumhuriyetimizin ikinci “Kubilay” olayıdır. Gericilik ve yobazlık; tıpkı Menemen’de Kubilay’ın katledişi gibi bu gerçek aydınlarımızı da aramızdan çekip koparmıştır.

M.Kemal Atatürk, Kubilay olayında gerici güruhun üzerine cesaretle gitmiş, Cumhuriyetin demir yumruğu ile gericiliği püskürtmüş, onlardan hesap sorarak, gericiliğe karşı Cumhuriyeti kararlılıkla savunmuştur.

                Madımak katliamcılardan hesap sorulup yargılanmadığı için bu gerici çevreler 9 yıl sonra Mustafa Kemal Cumhuriyetini yıkmak için göreve geldiler.

                12 yıldır iktidarın uygulamaları ile M.Kemal Atatürk’le kurduğumuz Cumhuriyetimiz yıkılma sürecini girmiştir.  Buradan çıkan sonuç şudur; gericiliğin üzerine kararlılıkla gidilmezse Cumhuriyetimizi koruyamazsınız. Cumhuriyet yıkıcılarına özgürlük tanınamaz, tanırsan Cumhuriyetimiz kalmaz!

                 Sen devrimi sürdüremezsen, sana karşı devrim yaparlar; devrimini ve namusunu da ezerler.

                 Türkiye çok büyük hızla, çok zorlu bir döneme giriyor. Mücadele sertleşiyor, daha da sertleşecek. Türkiye bir ölüm kalım savaşına doğru gidiyor. Atatürk devrimini yıkmak da

kolay değil. Savunmak da cesaret işi haline geldi.

                  Bugün Cumhuriyeti savunmak için cesaretle öne çıkmalıyız. Balzac’ın dediği gibi “umut cesaretin yarısıdır”.  Cesur insanlara bakınız, hepsi umutlu insanlardır. Bilmektedirler ki menzile cesaretle ulaşacaklardır. Ellerine ve ayaklarına kuvvet veren, işte bu yürekli çağrıdır.

                  Siz korkmazsanız, sizden korkarlar. Kaçmazsanız, korkmazsanız, Cumhuriyet yıkıcıları sizden korksun!

                  Cumhuriyetimizin kaybedilmesi, 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmekle beraber başladı. Kaybettiğimiz Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeniden kazanabiliriz. Türkiye’nin bağımsızlığını, egemenliğini savunan, laikliği savunan Atatürk devrim ilkelerini savunan Cumhurbaşkanını bulup çıkaracağız. Çankaya’yı yeniden Atatürk’ün Çankaya’sı yapacağız.

                   Madımak’ların ateşi 21 yıldır ciğerimizde yanıyor. İlk günkü kadar yakıcı, dinmeyen, sönmeyen bir ateşle. O ateş hiçbir zaman sönmeyecek.

                  Değerli Arkadaşlar,

                  Şimdi yeniden Kocatepe’deyiz. Çelikten bir yay gibiyiz. Güneşi zapt edeceğimizi, bunun çok yakın olduğunu biliyoruz.

Yaşasın Bağımsızlık!  Yaşasın Cumhuriyet!

Editör: Haber Merkezi