Uluslararası ilişkilerde stratejik satranç oynanır. 
Bu satrançta piyonlar olduğu kadar kaleler, vezirler ve şahlar önemlidir.
Stratejik derinliği olan ülkeler piyonları sıralarlar ve ardından hamlelerini peş peşe sıralarlar.
Dünya haritasındaki satranç her coğrafyada oynanmaz.
Peki, hangi coğrafyada oynanır?
Elbette ki kapitalist ülkelerin iştihasını kabartan coğrafyalarda..
Petrol rezervlerinin çok yoğun olduğu Güney Amerika gibi ülkelerde..
Dünya enerji kaynaklarının kesif olarak toplandığı Ortadoğu’da
Kölelik kalkana kadar köle deposu, kalktıktan sonrada ucuz işçi barındıran altın ,elmas gibi madenleri bağrında saklayan Afrika ülkelerinde..
Hemen dibimizde kurulan stratejik satrançta IŞID, HIZBULLAH, PYK VE PKK benzeri piyonlar uzun süredir Okyanus ötesi ve onun ipleri elinde Ortadoğu’nun doymak bilmeyen Siyonist devleti ile üzerinde güneş batmayan imparatorluğun hamleleriyle bölgenin söz sahibi olmaya aday ülkesine ŞAH MAT yapılmak isteniyordu.
Türkiye açıkça Suriye’de hassas olduğu “Türk toprağı” Süleyman Şah türbesi üzerinden satranç tahtasında piyonlarla sıkıştırıldığı anda bir hamle yaptı. Alınan bir kararla kutsal emanetler sınıra 35 km mesafeden 200 metre mesafeye başarılı bir operasyonla taşındı.
Bunun anlamı IŞID ile şah mat yapılmak istenen Türkiye farklı bir hamle ile şah matı görerek karşı hamle yaptı.
Kamuoyunda Türkiye dışındaki toprak parçamızdan çekilmek olarak algılansa da bu hamle aslında derin stratejik planları olan ülke açısından son derece olumlu.
Olaya şu açıdan bakmakta fayda var:
Seçim atmosferine yakın provokatör eylemlere açık bir koz Uluslararası ülkelerin elinden alındı. 
Bir başka nokta ise seçim öncesi IŞİD görüntülü bölgede cirit atan CİA, MOSSAD, M16 ajanlarınca yapılabilecek provokasyonlarda bu sayede akım bırakıldı.
Bu bir toprak kaybı değil. Zira Türkiye Cumhuriyetinin Fransa ile yaptığı Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması'na göre kale ve türbe Türkiye'nin toprağı sayılmıştır. 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması (Madde 9): “Osmanlı sülalesinin kurucusu Sultan Osman’ın dedesi Süleyman Şah’ın Caber Kalesi’nde bulunan ve Türk Mezarı ismiyle belirli Türbesi müştemilatı ile Türkiye’nin malı olacak ve Türkiye oraya muhafızlar koyacak ve Türk bayrağı çekecektir.”
Bu anlaşma gereği Kutsal emanet olarak algılanabilecek kırmızı çizgilerimiz koruma altına alınmış olup, Suriye’de her şey yerli yerine oturunca Türkiye emanetini en iyi şekilde yeniden inşa eder.