İZMİR (İHA) - İzmir’de, pilates hocalığı yapan bir çocuk annesi Yağmur Öztürk, geçtiğimiz şubat başında göğüslerini muayene ederken sağ memesinde bir kitle hissetti. Kendisi bu durumu ciddiye almazken eşi Şahin Öztürk’ün (30) ısrarı üzerine gittikleri doktor kitlenin alınması gerektiğini söylendi. Kent Onkoloji Merkezi’ne başvuran Öztürk’ün ameliyatı 9 Şubat’ta Opr. Dr. Cüneyt Akaoğlu tarafından gerçekleştirildi. Ameliyat sonrasında kitlenin kötü huylu olduğu, iki lenfte de metastaz yaptığı belirlendi. Kent Onkoloji Merkezi’nde 9 Mart’ta başlayan 16 kürlük kemoterapi 28 Ağustos’ta sona erdi; Öztürk ardından da 35 kür ışın tedavisi gördü. Öztürk, bu zorlu süreci eşinin desteğiyle atlatmaya çalışırken, oğlu Pars’ın (3) bakımında da en büyük yardımcısı olan annesi Betigül Özönans da kendisiyle aynı kaderi paylaştı.

Üç ay sonra anneye de tanı kondu

Anne-kız kanserde genetik geçişin örneği oldu. 3 çocuk 3 torun sahibi Özönans, geçtiğimiz mayıs ayında meme başının çekilmesi şikayetiyle Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Sol göğsünde 4 santimetre çapında kitle saptanan Özönans, Opr. Dr. Ercüment Tarcan tarafından ameliyat edilirken, sadece kitle değil memesi de alındı. Kızının aksine metastas saptanmayan anne Özönans 4 kür kemoterapi görürken, tedavisi geçtiğimiz ekim ayında tamamlandı.

Eşi en büyük destekçisi oldu

Eşi Şahin Öztürk’ün ısrarı sonucu doktora gidip kanser olduğunu öğrendiğini belirten Yağmur Öztürk, "Kanser haberinin arkasından tabii bir şok geliyor. Bir de ameliyatın arkasından yorulmuşsunuz bir anda kanser olduğunuzu öğreniyorsunuz; fakat birkaç gün geçtikten sonra baktım ki bu kötü bir şey değil, tedavisi olan bir şey. Özellikle cerrahım, onkoloğum Gürbüz Bey bu konuda çok yardımcı oldu. Kesinlikle bu durumun tedavi edilebileceğini söyledi. Ben de onun arkasından sadece kabullenerek, eğlenerek, tadını çıkararak, biraz da şımararak bu zamanı atlattım. Çocukla biraz zor oldu. Ona bakarken yüzde yüz ilgi gösteremedim ama yine de eşim ve annem bana yardımcı oldular. Derken anneme kanser teşhisi koyuldu, o biraz bizi salladı ama tekrar yine mutlulukla bir şekilde kabullenerek bu işi halletmeye çalıştık. Şimdi her şey yolunda. Sağlıklıyız ve çok da mutluyuz" dedi.

"Neden ben demeyin"

Yaşı çok genç olduğu için önlem olarak koruyucu ilaç ve hormon tedavisinin sürdüğünü belirten Öztürk, "Öncelikle kesinlikle neden ben diye sormasınlar; çünkü bu dünya üzerinde milyonlarca insanın başına geliyor. Herkesin her insanın bedeninde kanser yatıyor. Karşınıza çıktığında bir ‘dur’ deyin. Evet geldin; ama ben seni tedavi edebilirim, geçip gidersin sadece 6 aylık bir süreç var. Evet, saçların dökülecek, saçların, kirpiklerin dökülecek ama her şeyin çözümü var. Saçıma bir eşarp takarım gezerim, kaşımı boyar gezerim, bir takma kirpik taktırırım çok da güzel olur" şeklinde konuştu.

Annesinin kanser olduğunu annesinden önce test sonuçlarını baktığı internetten öğrendiğini kaydeden Öztürk, "Koşa koşa kayınvalidemin yanına gittim. Hemen araştırdık ve onu da kabullendik. Sonra da tedaviye başladık. Anne kız Karaburun’u çok severiz, oraya gittik, doğada yürüyüşler yaptık, birlikte vakit geçirdik, gayet güzel yine eğlenerek atlattık" diye aktardı.

Stresten uzak durulmalı

Kızının hastalığına üzülürken aynı tanı kendisine koyulan anne Betigül Özönans, "Kızıma kanser tanısı koyulduğunda şoka girdim. Daha sonra sakinleştim ama kendime tanı konulduğunda hiç üzülmedim; çünkü alışmıştım artık. Tedavi olunca geçeceğine de inandığım için çok fazla etkilenmedim. Stresten uzak duruyorum. Tedavilerimizi de tamamladıktan sonra bunu güzel bir şekilde atlattık. Diğer hastalara da morallerini yüksek tutmalarını, beslenmelerini, tedavilerine, doktorların söylediklerine kesinlikle uymalarını isterim. Stresten uzak olsunlar, en büyük kötülük stresten geliyor. Onun için mutlu olmaya devam etsinler, kabullensinler hastalıklarını ilk önce, kabullenmek çok önemli bir şey. Ben kendimle çok barışık bir insan değilimdir. Saçlarım dökülünce biraz kötü oldum, zamanla alıştım ve yeniden uzadılar. Hiç dert etmesinler peruk var, her şey var kızımın da söylediği gibi her şey yerine geliyor” şeklinde konuştu.

Hastalar pozitif olmalı

Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de, pozitif olmanın hastalar üzerinde olumlu bir etki yaptığını söyledi. Görümlü, şöyle devam etti:

"Yağmur Hanım, bizim çok genç hastalarımızdan biri; eş zamanlı olarak annesinde de aynı hastalığın çıktığını öğrendik. Genç yaş hastalarda özellikle aile öyküsü olsun ya da olmasın genetik olarak meme kanseri riskinin arttığını biliyoruz. Birinci derece yakınlarda meme kanseri varlığı tespit edildiğinde, bu hastalarda genetik meme kanseri dediğimiz hastanın genlerinde bir bozukluktan kaynaklanan meme kanseri varlığını işaret ediyor bize. Bu anlamda genetik taramaları öneriyoruz. Yağmur hanım benim gördüğüm en pozitif en sıcakkanlı hastalarımızdan biri şu ana kadar. İlk geldiği gün sanki tedavisi bitmiş gibi yüzünde bir gülümseme ile geldi. Hiçbir zaman sıkıntı, üzüntü bir endişe görmedim. Bu gerçekten tedavi sürecini rahat atlatmasına sebep oldu. Oldukça ağır bir tedavi aldı. Bunun yanı sıra akıllı ilaç dediğimiz tedaviyi de uyguluyoruz. Şu ana kadar hiçbir sorun olmadan tedavisini sürdürdük. Bunda bence kendisinin pozitifliğinin çok büyük rolü var."

Kaynak: iha