İki, üç örnekle noksanlığı gözler önüne sermek gerekirse; Temmuz – 2010 ayında başka bir ilden ilçemize tayini çıkıp gelen karı – koca iki öğretmenden birisi İlçemizin A okuluna diğeri ise B okuluna öğretmen olarak göreve başlıyor. A Okulu henüz bir önceki bankayla sözleşmesi dolmadığı için 2011 ayının Mart ayında A Okuluna gelen öğretmen arkadaş promosyon ücretini alacak. Ancak B okuluna gelen eşi 2010 yılının Mart ayında B Okulu promosyon ücretini aldığı için promosyon almadan 4 yıl kurum anlaşması yapılan bankayla çalışmak zorunda bırakılacak. İkinci örnek ise şu şekilde, Yirmi yıldır ilçemizde çalışan bir memurarkadaşın tayini Ağustos–2010 ayında A Okulundan B okuluna çıkıyor, A Okulunun Promosyon anlaşması daha yapılmamış olması nedeniyle A okulunda promosyon almıyor. Fakat B okulunun promosyon anlaşması Mart–2010 ayında yapıldığından B okulundan da promosyon alamıyor. Fakat bunun yanında Mart–2010 ayında promosyonunu alıp Haziran–2010 ayında tayini çıkanlar 4 aylık bir zaman diliminde 5 yıllık promosyonu alıp gittiler. Bir taraf mağdur olurken bir taraf haksızca ödüllendirilmiş olmadı mı şimdi sayın idareciler?
Bu sorun gerek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde olsun gerekse İlçe Kaymakamlığında olsun dile getirilmiş olup çözüm istikametinde herhangi bir adım atılmadığı görülmüş hatta İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden hakkınızı mahkemeyle alabilirsiniz yanıtı alınmıştır. Çalışanlar haklarımı mahkemelerden alacak olduktan sonra Personelin Özlük haklarını koruması gereken idareciler acaba ne iş yapar diye bir soru insanın aklına gelmiyor değil hani…
05 Haziran 2009 tarihinde diğer sendikalardan saklanarak imzalanan Protokol bu gün bizim önümüzde, o gün yetkili sendika olmanın gururuyla gidip sözleşmede rakamlardan başka bir şeyi değerlendirmeyen düzeltilmesi gereken, eksik noksan kısımları göremeyen sendika bu gün üyeleri promosyon alamadığı için mahkemeye gitmeye hazırlanıyor. Çok üzücü bir durum aslında. Soruyorum şimdi o sendikaya insan kendi imzasını mahkemeye verebilir mi?
İdarecilerin hatasından dolayı eğitim çalışanlarının yüzde onluk bir bölümünün mağdur edildiği İlçemizde sayın yöneticiler ve idari amirler hiçbir vicdan sıkıntısına girmeden akşamları uyuyabiliyorlar mı ? çok merak ediyorum doğrusu. Çözüm üretmek yerine insanların bildikleri konuyu satırlara döküp evrak olarak göndermek bence hiçbir şeyi çözmüyor. Defaten söylediğim gibi yine söylüyorum eğitim çalışanının sorunlarını görmezden gelerek eğitimin sorunlarını çözmeye çalışmak bir hayalden ibarettir.
Bizce artık İdareler ve Amirler Personelinin özlük haklarından yana tavır almasını öğrenmeli, İdareci, personeli için bir baba olmalı, Verim ve iş temposunu yakalamanın yolu budur. Yönetici hatta Lider olmak sadece koltukları işgal etmekle olmuyor. Birazda personeli sahip çıkmak gerekli diye düşünüyorum. Sürçü Lisan Eyledikse affola.