İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir geceyi bulunduran on bir ayın sultanı Ramazan ayını geride bıraktık. Sahurun bereketini tadarak, gün içinde tuttuğumuz oruçlarımızı, iftarın haz ve heyecanını yaşayarak açtık. Teravih namazlarımızı kılmak için omuz omuza verdik kardeşce. Birlik ve beraberliğimizi yeniden dirilttiğimiz bu mübarek günlerde infaklarımızı, sadaka ve fitrelerimizi ihtiyaç sahipleri ile buluşturduk. 

Eskileri özledik bir yandan. Anıları dinledik büyüklerimizden. Hani şu mahallede yaşayan Rum ve Hıristiyanların oruç tutan komşularına nasıl saygı gösterdiklerini, dinimizden olmamalarına rağmen Müslüman komşularına iftar sofrası hazırladıklarını dinledik, Müslüman kardeşimizin ramazan günü çay ikram etme nezaketini de unutmayarak… Ancak birçok oruç tutmayan kardeşimin infak etmek için girişimde bulunması beni ciddi manada heyecanlandırdı ve umutlandırdı. Sosyal medya hesabımda da belirttim. Allah ömür verirse birkaç ramazana kadar ben o kardeşlerimle de, iftarda orucumuzu açmak için buluşacağım. Rabbim onlara bu mutlu ve kutlu anları nasip edecek inşallah. Duamız budur…
Öte yandan dost meclislerinde konusu açılınca ilçemizin epeyce zengini olduğu konuşulur. Falanca şunu yapmış, filanca keşke şunu yapsa falan diye…Ancak unuttuğumuz ve sadece Ramazan ayında hatırladığımız bir şey var. O da ilçemizdeki ihtiyaç sahibi kardeşlerimiz. Bu Ramazan ayında da ilçemdeki birçok kardeşimiz bu ihtiyaç sahipleri için seferber oldu. 

Bizler de Hira Derneği olarak bu konuda, yıl içinde sürdürmekte olduğumuz çalışmalarımızı Ramazan ayında da genişleterek devam ettirdik. Dernek üye ve gönüllüleriyle Tire’mizde yaklaşık 130 ailenin kapısını çalmayı Rabbim bizlere nasip etti. Tabii ki bu rakamdan çok daha fazla ihtiyacı olan ailelerimiz var. Yıl içinde de imkanlarımız dahilinde ziyaretlerimizi sürdürdüğümüz bu ailelerden ve imkanlarımız el vermediği için ulaşamadığımız tüm ihtiyaç sahibi kardeşlerimizden kendimizi sorumlu hissediyoruz. İnşallah el birliği ile tüm kardeşlerimize ulaşacağız. Tire halkı olarak bunu yapmalıyız…

      Evet dostlar, Ramazanda hayrımızı yaptık. Allah kabul etsin. Peki şimdi ne olacak? Bir dahaki Ramazana kadar kapılarımızı bu kardeşlerimize kapatacak mıyız? Hayır. Tam aksine Ramazan ayında araladığımız kapılarımızı ardına kadar açmalıyız. Açmalıyız ki, daha çok kardeşimize ulaşabilelim. Bakınız Rabbimiz yüce kitabımızda, birçok ayetinde infak etmemizi emrediyor. Ve Bakara suresi 261. ayetinde “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, bir tanenin durumu gibidir ki, yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var. Allah, dilediğine daha da katlar. Allah'ın rahmeti geniştir. O, her şeyi bilir.” buyuruyor.

      Haydi dostlar, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyen peygamberimizin ümmeti olmanın hakkını vermek için, her daim bir olalım ve ilçemizde fakir kardeşlerimizi tok tutalım. Gerekirse Hz. Ömer gibi kapı kapı gezelim, nerede bir ihtiyaç sahibi varsa tespit edelim. Evet belli ki bugün Ömer’in olduğu konumda değiliz ama Ömer’in yüreğinde hissettiğini bizler de hissediyoruz. Bizler ihtiyaç sahibi kardeşlerimize fakir oldukları için yardım etmiyoruz. Bizler o kardeşlerimize karşı sorumluyuz ve onlara yardım etmek bizim asli görevimiz. Apaçık Rabbimizin emri. Haydi dostlar gelin Tire’mizde infak köprülerini kuralım. Ekmeğimizi paylaşalım. Sevgiyle hoşgörüyle paylaştığımız o ekmek hepimizi doyurduğu gibi bereketlenerek artmaya devam edecektir inşallah. Saygılarımla, sağlıcakla.