Son dört yılda yaşanan sınav skandallarından daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Ancak gelinen noktada Ali DEMİR’ in pardon demesinden sonra bu skandalların bir hatadan ya da bir acemilikten kaynaklanmadığı, bilinçli ve kasıtlı olduğu, bir plan dahilinde bu organize işlerin gerçekleştirildiği gün gibi ortaya çıkmış durumdadır.

Kim bu organizeyi gerçekleştirenler ve amaçları ne ? Bu örgütlü işleri gerçekleştirenler “Neo Osmanlı” dedikleri bir sistemi hayata geçirmek Cumhuriyet sistemini yok etmek isteyen düşünce yapısına sahip kişilerin oluşturduğu bir güruhtur. Yapılmak istenen de; ÖSYM ve YÖK’ ü ortadan kaldırarak üniversiteleri özelleştirmek, parası ve nüfusu olanın okuması, olmayanın ise varsa babasının işini takip etmesi, yoksa dağda çobanlık, tarlada çiftçilik, fabrikada işçilik yapması düşünce yapısı üzerine kurulmuş bir sistemi hayata geçirmektir.
Peki bunun anlamı nedir ? Bunun anlamı; Osmanlı’da olduğu gibi herkesin ilim tahsil etmesine müsaade edilmeyecek. Devşirme de olsa sisteme her daim ayak uyduracak, sistemi sorgulamaktan yoksun, Uysal ağırbaşlı, boynu kıldan ince olan, arkası kalesi bulunmayan kimseler ile ağa paşa çocuklarının okuyacak, ilim tahsil edecek yüksek kademelerde görev yapacak. Fakat çok zeki de olsa babası ağa, paşa olmayan, sistemi sorgulayan, hele de soyu Türk olan okumayacak. Yani kısacası IQ’su yüksek ama sosyal yaşantısı sıfır olan zeki çobanlar ve akıllı çiftçilerden oluşan bir Türk milleti oluşturulacak.
Yoksa niye durup dururken Ali DEMİR gibi birisi ÖSYM’nin başına getirilsin. Bunca yıllık tecrübeli bir kurum niçin üst üste böyle hayati skandalların altına imzasını atsın, niçin Ali DEMİR’ i oraya getirenler, “getirmesine getirme yetkimiz var ama görevden alma gibi bir yetkimiz yok.” desinler, önce tatmin olup sonra Ali DEAMİR’ i kızıyor gibi yapsınlar.

Şahsım adına bundan sonra Türk Milleti için yapabileceğim tek bir şey var O’da Allah bu millete acısın diye dua etmek…

Allah bizleri acısın dostlarım…