Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Kutu handa bulunan definenin maddi değerini en geç 5 ay içinde açıklaması bekleniyor. Kültür Bakanlığı izin verirse altın ve gümüş sikkeler uzmanlar tarafından temizlendikten sonra Tire Müzesi’nde sergilenecek


Tire’de, Aralık ayı başında Kutu Han’da bulunan define 5 ay sonra görücüye çıkacak. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün, Tire Müzesi’ne teslim edilen definenin maddi değerini en geç 5 ay içinde belirleyip, açıklaması bekleniyor. Bulunan altın ve gümüş sikkeler uzmanlar tarafından çeşitli işlemlerden geçirilip, temizlendikten sonra Kültür Bakanlığı izin verdiği takdirde Tire Müzesi’nde sergilenecek. Hanın, restorasyonunda görevli 50 yaşındaki işçi Mehmet Yazar’ın, 3 arkadaşı ile birlikte bulduğu altın ve gümüş paralarla dolu çömleğin ardından adı “define” ile anılmaya başlanılan ilçede ise kaçak kazılara karşı alınan sıkı güvenlik tedbirleri devam ediyor. Yoğun ilgi yüzünden kapılarını ziyaretçilere kapatan başta Kutu Han olmak üzere ilçe merkezinde restorasyonları süren Yalınayak Hamamı, Molla Arap cami, Bedesten gibi diğer tarihi mekanlar güvenlik güçleri tarafından 24 saat sıkı şekilde korunuyor.  


“DEFİNE DEĞİL HUZUR BULDUM”
Çalışırken arkadaşları ile bulduğu altın dolu çömleği dürüstçe yetkililere teslim eden 50 yaşındaki 2 çocuk babası Mehmet Yazar,  bugüne kadar herhangi bir ödül almadığını ifade etti. Para dolu çömleği yetkililere teslim ettikten sonra manevi anlamda hayatının değiştiğini anlatan Yazar, “Aslında define değil, gerçek anlamda huzuru bulmuşum da farkında değilim. Görevimi yapmanın verdiği manevi hazla 2016’ya ailemle birlikte huzur içinde başlıyorum” dedi. Kendisini tanıyan ya da tanımayan birçok kişiden davranışından dolayı halen daha tebrik mesajları almaya devam ettiğini belirten gönlü zengin işçi “değer tespit komisyonu çalışmalarına devam ediyormuş. Sonucu ben de merakla beliyorum” şeklinde konuştu.


BİR OSMANLI GELENEĞİ
Osmanlı’nın, cami, han, medrese ve hamam gibi tarihi yapıların ilerleyen zamanlarda bakım ve onarımı için bir miktar para ayırdığına dikkat çeken Araştırmacı Yazar Yılmaz Göçmen ise “Osmanlı’da böyle bir gelenek var. Zamanın da, cami, han, hamam ve medrese yaptıran şehrin ileri gelenleri, o yapıyı gelecek kuşaklara taşımak için genelde vakfiye oluşturdu. Vakfiyenin gelirleriyle bakım ve onarımlar yapılırdı. Vakfiyenin kontrolü ise kişinin ölümünden sonra en yakın varisine devredilir, bu varis de kentin uleması tarafından gerekli şartları taşıyabilecek mi diye sınava çekilirdi. Eğer vakfiye yoksa yaptıranlar tarafından o binanın herhangi bir köşesine bir miktar para gizlenir, yeri de şehrin kadısına söylenirdi. Kadı, bu sırrı kimseye vermez ancak görevini devrederken yeni kadıya söylerdi. Eğer bunlarda geçerli değilse, bu tür mekanları inşa ettirenin ölümünden sonra dönemin yetkilileri binanın banisine mevlit okutup, eserin tamiratının yapılabilmesi amacıyla para toplanmasını sağlardı. Mevlit davetiyesini alan şehrin ileri gelenleri mevlide niçin çağrıldıklarını bilir ve söz konusu eser için mevlit sonunda yüklü şekilde yardımda bulunurdu” dedi. Her tarihi binada mutlaka para bulunacak diye bir şey yok diyen Göçmen, define avcılarına  “kazmayı küreği elinize alıp boşuna tarihi talan etmeyin. Bu işler bu kadar kolay olsaydı, Kutu handa işçilerin bulduğu define yüzyıllar önce bulunurdu” şeklinde mesaj gönderdi.

Editör: Haber Merkezi