Yazarlar birliği sonbahar dönemi Kültür sohbetlerinin bu haftaki konuğu olan Ertekin, kaderin garip bir tecellisi olarak Fatih döneminde bölgeye sürgün olarak gelen daha sonra 2.Beyazıt’ın şeyhülislamı olacak olan Molla Arap’ın derin bilgi ve tecrübesine dikkat çekerek  “Osmanlı Devletinin Kuruluş Devrinde görev yapmış 6. Şeyhülislâmlarından olup, yaşadığı yüzyıl coğrafyasında fıkıh, hadis, tefsir âlimi ve büyük veli olarak bilinmektedir. Üç devir: Sultan İkinci Murat, Fâtih Sultan Mehmet ve oğlu Sultan İkinci Bayezid devirlerini gören Molla Arap, aklî ve şer’i ilimlerde özellikle Tefsir, Hadis, Usûl-i Fıkıh ve Fıkıhta derin bilgi sahibiydi” şeklinde konuştu.
Halep’in bir köyünde doğmasından dolayı Molla Arap diye bilenen ikinci Beyazıt’ın şeyhülislamın ilk tahsilini babasından almasından sonra sırasıyla, Bursa’daki Sultan Bayezid Medresesi’nde müderris olan Molla Güraniye talebe olup, talebeliği döneminde zekâveti ve ilimlerdeki vukufiyeti sebebiyle kısa sürede Molla Gürani’nin dikkatini çekmiş. Aralarında sıkı bir dostluk ortaya çıkmıştır. Bir süre de âlimler arasında "ilim dağarcığı" namıyla şöhret olmuş ilk İstanbul kadısı Hızır Bey'den de icazet aldığını kaydeden Ertekin “Çok enteresan bir durumdur. Henüz daha müderris olmadan Molla Arabın kaleme aldığı eserlerinin ilki olan Şerh-i Akâid'e hâşiyeyi Edirne Dârülhadîs Medresesi müderrisi Fahreddîn-i Acemî'ye muit (Okullarda çocukları çalıştırmakla görevli kimse, öğretmen yardımcısı) olduğu sırada kaleme almıştır. Bu eser bugün hale İslam coğrafyasında ders kitabı olarak kullanılmaktadır. Bir başka eseri ise İslam alimlerinin içinden çıkamadığı çetrefilli bir konuda Fatihinde hazır bulunduğu ilim meclisinde El-Mukaddimetü’l-Erbaa’ya bir haşiye/talika eserini münazarada diğer alimlere de kabul ettirir “dedi.
Molla Arap’ın en önemli eseri olan “Fetva Mecmuası”, şeyhülislamlığı esnasında halkın kendisine yöneltilen meselelere verdiği cevaplardan oluştuğuna temas eden Ertekin “İlim dünyasında yeni literatüre girmeye hazırlanan, yazdığımız araştırma kitabıyla ortaya koyduğumuz, henüz çokça bilinmeyen bu fetva mecmuası “Fetâvâ-yı Mevlana Arab” ismiyle, önümüzdeki yıllarda çokça konuşulacak bir eser olarak görünmekte. Bugüne kadar yayınlanmış fetva kitaplarından ayrılan kısmı eseri, Osmanlı tarihi kaynaklarında görev yapan Osmanlı şeyhülislamlarından günümüze kadar gelebilmiş en eski fetva mecmuası olarak yeni ortaya çıkmış olmasıdır. Bu yönüyle fetva mecmuası Osmanlı hukuk ve sosyal yapıyı ortaya koyuşu itibarıyla çok değerli belge özelliği taşımasıdır ”şeklinde konuştu.
İzmir bölgesinde tarihi süreçte çok değerli ilim adamlarının olduğuna dikkat çeken Ertekin, ”yeni nesillere bu değerlerimizi tanıtmak başta yöneticilerin görevleri. Elbette önemli şahsiyetler konusunda yerel tarih araştırmacıları ortaya eserlerini koyuyorlar. Ama kültüre sahip çıkacak, onu nesillere aktaracaklara görev düşüyor” dedi.
İkinci Beyazıt’ın Tirede kendi adıyla anılan bir cami, medrese, hamam, çarşı imaretten oluşan külliyesinin olduğunu ifade eden Ertekin “Sevinerek söyleyebiliyorum ki 2015 yılında Tire Belediyesi, İzmir Valiliği, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile yok olmaya başlayan bu külliye yeniden hayat bulacak. Burada emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Umut ediyorum birkaç yıl içinde Molla Arap külliyesini orijinal haliyle yerinde ziyaret etme imkanı bulacağız” dedi.
Çok sayıda dinleyici tarafından karşılıklı sohbet tadında izlenen konuşmanın sonunda Eğitimci-Araştırmacı Yazar A.Levent Ertekin’e Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi tarafından günün anısına İzmir Şubesi yönetim kurulu adına Başkan Yardımcısı Naci Gümüş tarafından katılım belgesi verildi.

Editör: Haber Merkezi