Tire’nin gelmiş geçmiş en büyük değerlerinden biri olan İbn-i Melek hazretlerini, Tireli Araştırmacı Yazar A. Munis Armağan anlattı. Mezarda dünyaya gelen İbn-i Melek’in efsanesi insanı hayrete düşürüyor.

 

Ercan ÇELİK

 

İbn-i Melek’i daha önceki kitaplarında anlatan Araştırmacı – Yazar A. Munis Armağan, büyük alimin doğum efsanesi de HaberTire Gazetesi’ne anlattı. Uzun yıllardır ağızdan ağıza aktarılarak günümüze ulaşan efsane bugün de duyanları derinden etkiliyor.

 

MEZARDA BAŞLAYAN YAŞAM

İbn-i Melek’in Tire için son derece önemli bir değer olduğunu vurgulayan Armağan, efsaneyi şu cümlelerle aktardır: “İbn-i Melek’in babası, zamanında hac ziyareti için Arabistan’a gitmiş. Giderken de hamile eşi ve karnındaki çocuğunu önce Allah’a sonra da komşularına emanet etmiş. Tabi o zamanın imkanlarıyla Tire’den çıkıp Arabistan’a gitmek aylar sürmüş. Hac ziyaretinin ardından da aylarca yol geldikten sonra Tire’ye varmış. Evine geldiğinde eşini evde bulamamış. Komşuları ise eşinin karnındaki bebeğiyle birlikte önceki gün öldüğünü ve defnettiklerini söylemiş. Bunu duyan acılı baba “Ben onları Allah’a emanet ettim. Ölmüş olamaz. Görmek istiyorum” diyerek mezarın açılmasını istemiş. Mezarı açınca bir de bakmışlar ki ölen eşinin ayak ucunda ağlayan bir bebek. Komşuları da hayretler içinde bırakan bu bebeğin ismi ise “Melek Oğlu” anlamına gelen İbn-i Melek olmuştur.”

 

TÜRBENİN ÜSTÜ NEDEN AÇIK?

“İbn-i Melek mezarda dünyaya geldiği için hayatı boyunca kapalı alan fobisiyle yaşamış, kapalı ortamlarda uzun süre duramamıştır. Günümüzde İbn-i Melek Caddesi’nde yer alan türbesinin de üstü açık olarak inşa edilmesinin sebebi budur.”

 

OSMANLI PADİŞAHLARININ HOCASIYDI

İbn-i Melek’in yaşamıyla ilgili de konuşan Armağan, “İbni Melek Türbesi, Tire'nin yetiştirdiği en büyük isim olan Aydınoğullarının Başkent Kadısı, ünlü tefsirci “İbni Melek” takma adlı İzzettin Abdüllâtif'e ait  olup  türbenin içinde, ayrıca Mevlâna Seyyid Nizameddin Efendi, İbni Melek oğlu, Mehmet Efendi ve Alaybey ailesinden, Evliya Ali Efendi yatmaktadır.

Tire Belediyesi tarafından 1956 yılında restore edilen bu türbe, 2006 yılında yapılan bahçe düzenlemeleri  ile de sürekli bakıma alınarak Tire turizminin temelini oluşturmaya devam etmektedir. Türbe kesme blok mermerlerden  yapılmış, üstü açık  bir türbedir.

Şu noktayı da önemle hatırlatalım ki, İbni Melek, yalnız Aydınoğullarının değil, Osmanlı Dönemi  sultanlarının da hocalığını yapmıştır.

İbni Melek, Peygamber Efendimiz’e (S.A.V) adeta aşıktır. Onun yazdığı tüm tefsir kitaplarının adı hep “M” harfiyle başlamaktadır. Zaten onun ilgi alanının büyük bir  bölümünü de Hadisler oluşturur.

14. yüzyılın ünlü ahşap ustası Muzaffereddin'in, Birgi Ulu Camii'nin Mimber alınlığına, 1322 tarihinde, İbni Melek kaynaklı şu Hadis-i Şerifi, enfes bir belge niteliğinde işlenmiştir.

“Ey Allahım, işlenmeyen,

 yararlanılmayan ilimden…

Allah korkusu olmayan kalpten…

Aç nefisten…

İşte bu dört şeyin şerrinden,sana  sığınırım ! ..

 

İbni Melek'in kitapları, yüzlerce yıl, medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. El yazmalarından bir bölümü de, Tire, Necip Paşa Kütüphanesinde bulunmaktadır.” Dedi.

Editör: Haber Merkezi