Elimde Nenemin verdiği kabak çiçekleri: MİSSSS!!! 
Hemen hazırladım içini, pirinç, tarçın, dereotu, karabiber, maydonoz, nane ve daha neler neler… Pişirdim bir güzel, akşam soframızı süsledi.
Nasıl bir güzelliksin sen!
Zarif, narin, dalından kopunca solacak gibi...İncecik, kibar...
Cinsiyetin olsa, sana kesin kız derdim...Kız çocuğu gibi narinsin...
 

TELEVİZYON İZLERKEN KÜLTÜR ŞOKU YAŞIYORUM ARTIK!!!
Diziler nereye gidiyor bilmiyorum, sonunu kestiremiyorum...
Ruhunda güzelliği, masumluğu, zerafeti barındıran kızlarımız başka bir boyuta taşındırılıyor, yozlaştırılıyor. Durum erkek çocuklarımız için de farklı değil ne yazık ki!!!
Genç nesil! hayat öyle dizilerde anlatıldıği gibi değil...Orada kimin eli kimin cebinde belli değil...Yalanlar, entrikalar almış başını gitmiş...Yok öyle ayrı ev, onbeşinde ayrı yaşam, hepsinin elinde kadeh kadeh içkiler…Saat olmuş gecenin yarısı adam kızı daha yeni eve bırakmakta, arabadan inmeden önce de dudağına itinayla buse kondurmakta: Hoooppp! Dur bakalım ne oluyor? Burası Amerika mı abi ne o ayak???
Bizim kültürümüzde yok öyle hikaye…Edep var, ar var, namus var…
“Günümüzde evlenilecek insan yok” diyenlere sesleniyorum, cinsiyet ayırmadan: Tüketircesine yaşadığınız hayatlarınıza, tüketircesine kullanmak istediğiniz insanları dahil ediyorsunuz, sevgiyi arkada fon gibi kullanıp birisine dokunmayı adamlık sayıyorsunuz...Eskiden aşk da, sevgi de yürekteydi...Dokunursam çiçek misali solar denilirdi...
Bu devirde kimseden anneannemin dönemi gibi aşklar yaşamasını beklemiyorum. İlk kez evlenirken göreceğiniz kadınlar yada erkekler olmasın tabii ki hayatınızda. Devir değişti, dönem değişti. Kız arkadaşınla tabii ki el ele gezeceksin; ama tuttuğun elin değerini bileceksin...Erkek arkadaşının tabii ki gözlerinde kaybolacaksın; ama baktığın gözlerin sana sahip çıkacak karakterde olduğunu bileceksin...
Dedim ya! diziler boş, beleş...Kültür düşmanı...Her evli adamın arkasından bir kadın, her kadının arkasından yüzlerce adam çıkıyor…
Güzel giden ilişkileri, eskiden bizim izlediğimiz dizilerde, sadece Kayinvalideler bozarken, şimdi fitne fücurluk, kişi başına düşen milli kötülük sayısı, almış başını gitmiş; sanki etrafta iyi insan kalmamış, her insanın arkasından itinayla çukur kazılır olmuş gidiyor...
        Amcam olsun, teyzem olsun, daha 18 yaşına yeni basmış genç delikanlılar, gencecik kızlar olsun; sanki mahallesinde etrafında bir tane helal süt emmiş birini bulamamış, tası tarağı toplamış, evlendirin beni diye televizyona çıkıyor…
        “Öğretmen geliyor” denilince iliklenen düğmelerin, velilerin “eti de senin kemiği de senin” diye teslim ettiği öğrencilerin, saçın iki yandan örüldüğü günlerin, çivisi çıkmış...Ful makyajlı yüzleri, belinden ititnayla katkat kıvrılmış kısacık etekleri ile yırtığı az gelmiş çorabına iki yırtık da kendi eklemiş öğrenci kızlarımız veeee kravatı utanmasa boynuna değil başına takacak, gömleğinin tek ucu pantolona girmiş, diğer ucu geceden kalmış da daha da dışarda, ayılamamış erkek öğrencilerimiz…Okul kapısında öğretmenlerini karşılarken velilerin ağzında bir laf ezberlenmiş gidiyor “eğitim nereye gidiyor”…
          Ayyy!!! sen de haklısın veli kardeş; eğitim şart, ama önce kendi hanende şart…Çocuklar şımartılmış, başüstüne çıkartılmış, anne-babayla çataçat kavga ediliyor, saygı neydi ki?  Kimse bilmiyor...  
         Eski dizilerden “Bizimkiler” vardı…Aileydik, hep beraberdik, komşuyduk, külümüze muhtaçtık...En şiddet içeren sahne her seferinde apartmandaki yöneticinin “katil” dediği adamın arabasını parkederken çöp tenekesini devirmesi; en edepsiz sahne Dunkof’un kadınlara asılmasıydı... 
Evet onlarla aileydik, onlarla içtendik, birdik...Onlar da aşık oluyor, 0 km aşk yaşıyor ama birbirlerine destek olup sahip çıkıyor, yarı yolda bırakmıyorlardı, yani bizim gibi, senin gibi, benim gibi...
    
Kısacası; anladım ki,  kültürümüz yozlaştırılıyor, buna da televizyon bir güzel ortak oluyor, programların kalitesi düşürülüyor, insanlar bir güzel uyutuluyor…RTÜK mü??? Kepenkleri kapatıp gitmiş bizim ruhumuz duymamış, sanırsın ki o da bizim gibi televizyon başında kalmış, mışııııl mışıl uyuyor…
PASTA TADINDA HAFTALAR DİLERİM…