Son yıllarda bir “Ilımlı İslam” furyası başladı. Benim bildiğim dünyada bir tane İslam vardır. O da Kuran’daki İslam’dır. İslam’ın ılımlısı veya ılımsızı olmaz. Öyleyse bu “Ilımlı İslam” nereden çıktı? Nereden çıkacak? Tabi ki Amerika’dan.
Amerika, dünyanın kontrolünü elinde tutabilmek için dinleri ve tarikatları kullanır. Bu devletçe desteklenen bazı tarikat ve cemaat liderleri dini kullanıp kendi devletlerinde halkı kendi saflarına çekmeye çalışırlar. Asıl amaç Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmektir. Bu bir Amerika politikasıdır. Tarihte bunu örneklerini bulmak mümkündür. Örneğin, Asya’yı kontrol etmek için “Moon Tarikatı”, Çin’i parçalamak için finanse edilen “Falun-Gong” hareketi, suni olarak üretilmiş tarikatlardır. Dünyada 1 milyar 300 milyon Müslüman var. Petrol ve doğalgaz kaynakları yoğun olarak bu topraklarda. Bu coğrafyanın da kontrol edilmesi gerekli.
İşte bu nedenle “Ilımlı İslam” adı altında yeni bir din yaratmak için çalışılıyor. Yeni bir din, çünkü İslam dininin temelinde Kuran vardır, yalnız Allah’a ibadet edilir ve yalnız Allah’tan yardım istenir. Kulların imanını yargılama yetkisi Peygamberimiz dahil kimseye verilmemiştir. Yalnızca Allah’a aittir. Din üzerinden siyasal ve maddi çıkar sağlanması yasaktır. Kul ile Allah arasına hiç kimse giremez. Hıristiyanlıkta papazların yaptığı gibi aracılık yapamaz.
Ilımlı İslam’a gelince. İslam dini yalan yanlış yorumlarla amacından, özünden saptırılır. Temelinde tarikat şeyhi veya cemaat imamı vardır. Onların sözleri sorgusuz sualsiz Allah kelamı gibi kabul edilir. Amaçları, dini kullanarak İslam Dünyasını kontrol etmek, devletlerin içine sızarak yönetimlerini ele geçirmek, maddi ve siyasal çıkar sağlamaktır. Bunun için her yolu mubah sayarlar. Her yerde din tüccarlığı yaparlar. Amaçlarına engel olan her kişi ve kurumu yargılama hakkını kendilerinde görürler. Onları din düşmanı olmakla suçlarlar.
İlk hedef, özellikle eğitim kurumların ele geçirmektir. Ordu, polis, yargı, istihbarat birimleri ve mülki makamlar ele geçirmek istedikleri diğer hedeflerdir. Kendilerine karşı çıkanları bertaraf etmeye çalışırlar. Bunun için en büyük silahları medyadır. Bu kuruluşları ele geçirmek çok önemlidir. Bunun için gerekli kaynak ta bellidir. Mahalli esnaf ve işadamlarının parasal katkılarıyla oluşturulan şirketler. Kısacası bu tarikat ve cemaatler; işadamları ile dini unsurların işbirliğinden oluşan, büyük paraları yöneten bir nevi holdingleşmiş kurumlardır. Bu nedenle dini bir hareket olmaktan çıkıp, siyasal ve ekonomik bir harekete dönüşmüşlerdir. Görüldüğü gibi Ilımlı İslam; din tüccarı tarikat ve cemaatler, işadamları ve Hıristiyan Batı’nın işbirliğiyle ortaya çıkmıştır. Yeni bir sömürü modelidir ve dinimize göre Allaha ortak koşmaktır.
Eski CİA ajanı Fuller; “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” isimli kitabında “Türklerin Kemalizm’i terk edip Ilımlı İslam’ı benimsemesini” önerir. Ayrıca “Ilımlı İslam devriminin karşısındaki tek gücün Türk Ordusu ile Kemalist aydınlar olduğunu ve tasfiye edilmeleri gerektiğini” söyler. Ayni şekilde, AB yetkilileri de “Türkiye’nin Kemalizm’i terk edip Ilımlı İslam’ı benimsemesi“ konusunda ısrar ediyorlar. Tüm bunlar garip değil mi?
Her şeyden önce, din ile Kemalizm tamamen farklı şeylerdir. Birisini benimserken diğerini terk etme zorunluluğu yoktur. Din, bir inançtır ve Allah ile kul arasındadır. Ayrıca, Müslüman Türk insanı gerçek İslam dururken neden Ilımlı İslam’ı benimsesin? Kemalizm ise din değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan kuruluş felsefesidir. Özünde ülkesi ve ulusu ile bölünmez bütünlüğe sahip, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliklerini koruyan tam bağımsız bir Türkiye isteği vardır.
Görüldüğü gibi, bir insan hem Kemalist ve hem de dindar olabilir. Bir insana; ülkesi ve milletiyle bölünmez Türkiye isteğini, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti taraftarlığını tam bağımsız Türkiye özlemini terk et, Batı’nın siyasi çıkarlarına uydurulmuş “Ilımlı İslam’ı benimse” demek şirktir, günahtır, ahlaksızlıktır ve bu milleti aptal yerine koymaktır.
Ömer Hayyam, 800 küsur yıl önce sanki bu din tüccarları için, şöyle yazmış:
İçin temiz olmadıktan sonra,
Hacı hoca olmuşsun kaç para,
Hırka, tespih, post, seccade güzel,
Ama tanrı kanar mı bunlara?
Saygılarımla hoşça kalın.