Her beldenin, her şehrin taşıdığı pırlanta değerinde insanları vardır. 
Tire şehrinin pırlantası da halkın ifadesiyle İbni Melek (İzzeddin Abdüllatif) hazretleridir. 
O, Tire için olduğu kadar yaşadığı coğrafyayı aşıp İmparatorluk hâkimiyet bölgesine şehrin adını duyurmuş kültür elçisi, maneviyat ikliminin tatlı esen bir meltemidir.
Şehir insanının kendisi hakkında yüzyıllardır söylediği menkıbeler her Tireli çocuğun kulağında tatlı bir çocukluk anısı olarak kalır. 
İyiliğin, güzelliğin ve bilgeliğin nihai noktasını oluşturan İbni Melek Hazretleri maalesef yeterince anlatılamamış, yeterince değeri hakkında vurgu yapılamamış. 
Ama onun yaktığı 15. yüzyıldaki ilim, irfan, bilgelik ışığı bugün sadece Türkiye topraklarını değil İslam coğrafyasını da aydınlatmaya devam etmekte. 
Yazdığı eserleri İslam ülkelerinin üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulacak kadar derin ilme sahip İbni Melek şehrin gerçek deniz feneridir.
İnancımız bize insanın et, kemikten oluşan maddi yapısıyla, ruhunu meydana getirdiği bir manevi yapısının olduğunu her gün doğum ve ölüm hadiseleriyle kulağımıza fısıldar.
Bu fısıltıyla ölenin maddi olan yanımız olduğunu, ruhun ise ölmediğini her dem yaşarız. 
İşte 15.yüzyıl Tire coğrafyasında yaşamış olan İbni Melek’inde Tiredeki türbesi maddi cihetle kıyamete kadar bedenine ev sahipliği yaparken manevi olarak bize bıraktığı eserleriyle tasarrufu devam etmekte.
Bugün şehrin orta yerindeki 15. yüzyıldan kalma Bedesteni, etrafındaki dükkânlarıyla, yine hemen üst tarafındaki Terziler Hamamı, bugün içinde türbesinin de bulunduğu tarihte “Tire medresesi” olarak geçen alanı bizlere vakfeden İbni Melektir.
Maddi hiçbir kaygı taşımadan ;

Balpınar yaylasını, 
Arappınar yaylasını, 
Tire kiliselü Pınar vakfı (Osmancık köyü), 
Eğri azmak semtinde 400 dönümlük tarla, 
Tekke ve Akkoyunlu arasında 600 dönüm arazi, 
Çobanköy sınırında 80 dönüm arazi, 
Karaevhat (Kahrat) köyünde 40 dönüm araziyi Tire halkına hibe etmiştir.

Bugün bunları niye anlattım…

Hiç…
Bu kadar mal varlığının tapuları üzerinde olanlara İbni Melek’ten mesaj iletmek istedim sadece…
Beş yıldır devam eden İbni Melek adına yaptırılan cami henüz tamamlanmadı da..
Belki İbni Melek’in vakfettiği arazileri bugün tapuları kasalarında olan hamiyet sahipleri İbni Melek’in vakfiye bedduasına maruz kalmak istemez diye düşündüm…
Beyler! dünyada eğer arkanızdan defteriniz kapanmasın istiyorsanız işte size bir fırsat…
Özellikle bu vakıf dükkan ve emvallerin bugünkü sahiplerine duyurulur..
Arkanızdan defteriniz kapanmasın istiyorsanız işte size bir fırsat…
Demedi demeyin…
Benden hatırlatması…
Yarın hatırlatanda olmayabilir…
İbni melek camisinin kısa sürede tamamlanması aynı zamanda şehir halkının İbni Melekten bir özrü olacaktır. Zira bu yüzyılın çocukları olarak geçmiş ecdadımız adına sunulan bu özrü inşallah İbni Melek hazretlerinin ruhaniyeti kabul buyurur.