Lozan’ın hala hezimet olduğunu savunanlar var. Lord Curzon’un Londra’da İngiltere’nin yitirdiği itibarını geri getiren adam olarak karşılandığını. Venizelos’un hiç tazminat ödemeden, üstelik adaları ve Batı Trakya’yı nasıl ustalıkla sınırları içinde tutabildiğini, savaşı kaybeden Yunanistan’ı en az zararla kurtardığını, Fransa’nın güney sınırlarını kalıcı hale getirip Hatay bölgesini elde tutabildiğini, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan’ın kaybetmediğine göre bu kaybedenin Türk tarafı olduğunu yazmışlar. Kaynak ya Kadir Mısıroğlu ya da Mustafa Armağan. İkisi de Vahdettin’e kahraman diyen, İsmet Paşa düşmanı kişiler.
Bir kez daha belirteyim. Tarih belgeye dayanır. Kulaktan dolma veya yanlı yazılarla olmaz. Lozan tutanakları var. Şimdi sırasıyla irdeleyelim.
M. Kemal Kurtuluş Savaşı’nı ne zaman başlatır? 19 Mayıs 1919′da. Peki, Lozan’da alamadık dediğiniz yerleri İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar ne zaman işgal eder? 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’nden sonra. 3 Kasım 1918′de Musul İngilizlerce, ardından Adana, Urfa, Antep, Maraş yine İngilizlerce(daha sonra Fransızlara bırakılır), Suriye Fransızlarca, Antalya ve Konya çevresi İtalyanlarca, İzmir Yunanlılarca(Paris Barış Konferansı’nda alınan kararla-18 Ocak 1919) işgal edilir.
İşgallere izin veren Mondros Mütarekesi’ni kim imzalar? Osmanlı Devleti (Madde 7-İtilaf Devletleri güvenlikleri açısından gerekli gördükleri yerleri işgal edebilecekler.) Bu maddenin altına imzayı atan Osmanlı Devleti’dir.
12 Ada ne zaman elimizden çıktı? 1911 Trablusgarp Savaşı sonunda Uşi Antlaşması ile. Osmanlı devleti 12 Adayı geçici olarak İtalyanlara kendi isteği ile bırakır. Amacı: O sırada Balkan savaşı çıkmıştır. 12 Ada Yunanlıların eline geçmesin diye. 2. Dünya Savaşından sonra İtalya’nın elinden alınıp Yunanlılara verilir. Peki, Balkan Savaşından sonra İtalya 12 Adayı bize verir mi? Asla. Osmanlıya verilmeyen, daha doğrusu Osmanlı’nın isteyeceği 12 Ada’yı tutmuş İsmet Paşa alamadı diyorsunuz.
Aynı şekilde Musul’u İngilizler işgal etti demiştim. Peki, Kurtuluş Savaşı’nda İngilizlerle savaştık mı? Hayır. Musul’un işgaline Osmanlı izin vermedi mi? Evet. Bu biraz insafsızlık değil mi? Verene değil de alamadı diyene kızıyorsunuz. İsmet Paşa verdiler de almadı mı?
Borçları kim yaptı? Osmanlı Devleti. Peki, biz Osmanlı torunlarıyız diyorsunuz. Bu Osmanlı borçlarını T.C. ödemeyecekti de kim ödeyecekti. Almayan başkaları mı?
Lord Curzon Londra’da İngiltere’nin kaybettiği itibarını geri getiren adam diye karşılandı diyorsunuz. Ondan mı cebine İsmet Paşa’ya kabul ettiremediklerini yazdığı notu koyup bunları zamanında geri alacağım, dedi. Hem konferansın 1. bölümünde dediklerini kabul ettiremiyor, konferans dağılıyor, Curzon ülkesine dönüyor. Böyle olmasa neden konferans dağılsın. Yok, İsmet Paşa’yı bunaltmış falan. Bunlar gerçek olabilir mi? 2. konferansa Amiral Bristol katılıyor. Neden Curzon değil. İsmet Paşa’ya dediklerini kabul ettirdiyse neden 2. konferansa katılmadı? Söyleyeyim. Baş edemeyeceğini, antlaşmayı istediği gibi imzalatamayacağını anlayınca katılmadı. Açıkçası kaçtı. Lütfen olayları saptırmayın.
Atatürk’ün “…benzeri görülmemiş bir siyasal utku anıtı” olarak nitelendirdiği Lozan’ın bir zafer mi, yoksa bir hezimet mi olduğu sorusu üzerinde durmaya gerek bile yoktur. İngiliz tarihçi Toynbee, Lozan’ın nasıl bir zafer olduğunu şöyle dile getirmektedir: “Lozan’da dünya tarihinde olmayan bir olayla karşılaşılmıştır. Yenilmiş, parçalanmış bir ulus bu harabe içinden ayağa kalkmış ve dünyanın en büyük ulusları ile tam eşit koşullar içinde karşı karşıya gelerek ve savaş galiplerini dize getirerek her istediğini kabul ettirmiştir”. İtalyan tarihçi Grassi ise daha alçak gönüllü bir şekilde Lozan’ı, “Türkiye’nin bağımsız bir devlet olarak hayata tutunabilmesi için gerekli olan minimum koşulları koparttığı bir antlaşma” olarak tanımlamaktadır. Nihayet Avusturyalı tarihçi Bischoff’a göre de Lozan, “Türk silahlarının kazandığı zaferin, uluslararası hukukun kütüğüne geçirilmesi” olarak tanımlar. Sizce bütün bu ifadeler bir hezimeti mi anlatıyor?
Osmanlının tüm yanlışları koparıldığı kadar kazanılmaya çalışıldı. Lozan’da 7 düvel vardı. Hepsi de Sevr’i yeniden kabul ettirmek için gelmişlerdi. Osmanlı Sevr sırasında neden direnmedi? Neden Sevr’i imzaladı. Neredeyse “Sevr’de kazandıklarımızı Lozan’da kaybettik” diyeceksiniz. El insaf. Biz Lozan’da Osmanlı’nın imzaladığı Sevr’i kabul etmeyip yeni bir barış anlaşması yaptık. Bunu anlayın artık. Saygılarımla, hoşça kalın.