Geçen hafta 26 Eylülde kutlanan Türk Dil Bayramı günümüzde ne derece önem taşıyor. Bir yazar “Dil, varlığın evidir .” diyor. Ne kadar güzel bir söz. Düşünün sevincimizi, üzüntümüzü, nefretimizi hep sözcüklerle ifade ediyoruz. Ancak halkımızın bizi anlayacağı bir dil ile. Daha doğrusu dilimizle, Türkçemizle.
Türkçemizden uzaklaşırsak sanki vatanımızdan uzaklaşmış gibi oluruz. Nasıl gurbete gittiğimizde evimizin, sılamızın hasretini duyarsak dilimizden uzaklaştığımızda da öz benliğimizden, kültürümüzden, değerlerimizden uzaklaşırız.
Şimdi yaşadığımız şehirlerde caddelere bir dolaşmaya çıkalım. Ülkemizde olduğumuzu bilmesek acaba başka bir ülkeye mi geldik diye şaşırmaz mıyız? Sanki Türkiye’de değil başka bir ülkedeyiz. Türkçemiz boynunu bükmüş, gözleri dolu dolu caddelere dizilmiş dükkânların üzerindeki tabelalara bakıyor. Türkçemiz mutsuzdur.
Kaç dükkânın, kaç işyerinin, kaç şirketin adı Türkçe? Sanki bizim şehrimiz, bizim ülkemiz değil? Restaurant, şarküteri, bijuteri, kuaför, residence, terrace, court, fantastic, bellevue, sapphire, plaza ve medikalın yerine Türkçe adlar kullanmayı neden düşünmüyoruz? Türkçe isimler kullanmaktan utanıyor muyuz? Yabancı isim koymakla bu binalar acaba daha mı değerleniyor? Korkuyorum yakında yeni doğan çocuklarımıza George, Bet y, Michael gibi isimler koymaya başlanacak.
Neleri kaybettiğimizin farkında mıyız acaba? Kaybettiğimiz Türkçedir. Türkçemiz her geçen gün kan kaybetmektedir. Nasıl ruhsuz bir yaşam mümkün değilse, dilsiz bir ulusun yaşaması da olanaksızdır.
Hangi eldir şehirlerden dilimizi kovan? Bizi evimizden atan? Ey bu vatan toprakları üzerinde yaşayanlar, kovulan Türkçeyi geri getirmek bir vatan borcudur. Caddelerde sıralanmış dükkân isimlerindeki "acayiplik"(!) sizi rahatsız etmiyor mu? Bu kadar mı kendimizden ve dilimizden utanıyoruz.
2005 yılında Çanakkale'de Belediye Başkanı artık Türkçe ismi olmayan işyerlerine ruhsat verilmeyeceğini açıkladı.
2006 yılında iş yerlerine verilen yabancı isimlere karşı Aydın Belediyesi mücadele başlattı. Aydın Belediye Meclisi’nin oy birliğiyle aldığı karar gereği, kent genelinde ilan, reklam ve işyerlerine asılan tabelalarda yabancı isimler yer alamayacak.
Türkçeyi yabancı dillerin işgalinden kurtarmak amacıyla‚ Tarsus Belediye’si tarafından alınan iş yerleri adının Türkçe olması kararı uygulamaya konuldu. Bu kararla iş yerlerine Türkçe isim vermek zorunlu hale getirilirken‚ karara uymayan iş yerlerine zabıta ekipleri müdahale ederek‚ tabelalar indiriliyor.
Balıkesir’in turizm merkezlerinden olan Akçay Belediyesi 2009 yılı Şubat ayı olağan meclis toplantısında beldedeki firma tabelalarında Türkçe isim zorunluluğu getirdi. 6 ay süre verilen firmalar, tabelalarını Türkçe isimlerle değiştirecek.
Tire’de de Sayın Belediye Başkanımız Tayfur Çiçek’ten ve Belediye Meclis üyelerimizden aynı duyarlılığı bekliyoruz.
Bir şeyler yapmalıyız. Millî Mücadele'de ayağa kalktığımız gibi, bu sefer de Türkçe için ayağa kalkalım. Biz ki, Türkçe ile yaşadık; Türkçe sevdik, Türkçe düşündük, Türkçe hissettik. Bundan sonra da yaşayacaksak, duyacaksak, düşüneceksek, seveceksek bu yine Türkçe ile mümkün olsun.
Türkçenin bu yozlaşmasına ve horlanmasına artık müsaade etmeyelim. Şehirlerimiz yeniden Türkçe koksun. Türkçeye sahip çıkmak ve onu her yerde utanmadan gururla savunmak ve en önemlisi sevmek bir vatan görevidir. Şehirlerimize Türkçe geri gelene kadar, yılmadan bir mücadele verelim.
Saygılarımla.