ARPAÇAY, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Birleşmiş Milletler tarafından 1992 Yılından başlayarak Dünya Engelliler Günü ilan edilen 3 Aralık, ülkemizde adeta kurban bayramı gibi kutlanmaktadır. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ülkemizde devlet erkanı ile şefkatle kucaklaşan temsili engelli görüntüleri ile servis edilmekte, muteber STK temsilcileri sayesinde coşkuyla kutlanmaktadır. Bu özel gün kutlamaya değil, empati yapmaya, çözüm üretmeye bir vesile olmalıdır.  
Ekonomik, sosyal hayat, eğitim ve istihdam başlıklarında büyük zorluklara muhatap olan engellilerimiz, aileleriyle birlikte nüfusumuzun % 25 lik dilimiyle her gün, her an mağdur durumdadır.
Doğal nedenler kadar kazaların, ihmallerin de neden olduğu engelli olma hali yalnızca kaza-kader boyutuyla ele alınamaz. Engelli nüfusumuzun önemli bir kısmı önlenebilir kazalar, erken teşhisle tedavi edilebilir hastalıklar, akraba evlilikleri ile gebelik-doğum sırasındaki komplikasyonlar yüzünden engellidir. 
Sosyal devletin görevleri arasında; engellileri rehabilite etmek, hayata kazandırmak kadar ve bu sayıya yenilerinin eklenmemesi için tedbirler almak vardır.
Uygulamaya baktığımızda; AB hayalinde dönük bir adım gibi duran engelli istihdamını düzenleyen yasalar maalesef işletilememektedir. 
Çalıştırma kotalarında özel sektöre akıl veren devlet, caydırıcı olmayan yaptırımlarla ricacı durumda iken, kendi bünyesinde çalıştırmak zorunda olduğu kadroların birçoğunu boş tutmaktadır. 
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre, kamu kurum ve kuruluşları kadrolarında % 3 oranında engelli çalıştırmak zorundadır. Güncel verilere baktığımız zaman; kamuda istihdam edilmesi gereken 64.191 engelli personel kadrosunun 21.040’ı boştur. Atama bekleyenlerin yaklaşık 1500 ü EKPSS belgeli, eğitim fakültesi mezunu, formasyonlu öğretmen olup kadrolu atanmalarıyla engelli öğrencilere rol modeli olacaklardır. 
Engelliler bizimle yaşıyor ve hayatın içindeler. Ayrıcalık değil,  hayata karışmak, üretmek için bir fırsat istiyorlar, yasalarca korunan haklarını talep ediyorlar.  İşçi, memur, öğretmen olarak istihdam edilen, kendilerine sağlanan haklar ölçüsünde bir meslek sahibi olan engelli vatandaşlarımızın sorunları da iş bulmakla sonlanmıyor. 
Birçok kurumda hatta okulda engelli rampası ve asansör donanımı ya eksik ya da işlevsizdir. 
Protokol amaçlı REZERVE edilen asansörlerin varlığından da haberdarız. Atama, tayin ve nöbet uygulamalarında pozitif ayrımcılığı hak eden engellilere “İş bulduğuna şükret!” denemez. 
Aynı şekilde sorumluluk vermeyerek değersizleştirmek, engeli nedeniyle zorlanacağı işleri yüklemek, “Bir köşede otur ve maaşını al demek!”  de engelli çalışanlarımızın zaman zaman uğradığı psikolojik saldırılar arasındadır, suçtur.  
3 Aralık nedeniyle hatırlanan, yılın 364 günü YOK sayılan engelliler, bizim aile üyelerimiz ve değerli iş gücümüzdür. Onları yok sayarak hamaset içinde gün kutlayanları asli görevlerini yapmaya çağırıyoruz. 3 Aralık Dünya Engelliler günü farkındalık yaratsın, engelli hakları en kısa zamanda iade edilsin, dileriz. 
BASK ve bağlı sendikaların yöneticileri olarak mücadelemiz bu yönde sürecektir. Engelleri birlikte ve örgütlenerek kaldıracağız. 
Engelliler Haftası nedeniyle birlikte yaşama ilkesinin hayata geçirilmesi için herkesi duyarlılığa, adım atmaya, engel çıkarmaktan vaz geçmeye çağırıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi