Türkiye içeride ve dışarıda birçok düşmanla mücadele ederken Irak’tan yükselen bir ses Türk milliyetçilerinin dikkatinden kaçmamıştır. 

Irak K. bölgesel yönetiminin başkanı Barzani, 25 Eylül’de Özerk bir yapıda olan K. Bölgesinde bağımsızlık referandumu yapılacağını ilan etti. Ben bunu dile getirirken onların iddia ettiği bölgeyi reddettiğim için “K.” yazacağım. Kürtleri, Türk milletiyle bir bütün olarak gördüğüm için Kürt demekten değil, sözde oluşturulmaya çalışılan devleti tanımadığım ve tanımayacağım için bu tabiri kullanacağım. 

Irak Türkünün topraklarında kurulan bölgesel yönetimi veya referandumla fitili ateşlenecek bağımsız bir devleti, orada Türkçe düşünen, Türkçe konuşan, Türkiye sevdasıyla yaşayan insanlar olduğu sürece şahsım adına kabullenmeyeceğim. 

Çevremizde Neler Oluyor?
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, aziz şehitlerimizin kanıyla bütünleşen vatanımızın kutsal toprakları arasında bulunan Doğu ve Güney Doğu Anadolu şehirlerinde PKK terör örgütü hendekler kazmış, sözde Büyük K. devletinin Kuzey kısmı yani Türkiye sınırları içerisinde bulunan kısmında özerklik ilanı için silaha sarılmıştı. AKP iktidarı çözülme sürecinin fayda değil ülkemize zarar getirdiğini anlamış olacak ki çözülme süreci rafa kaldırılmış. Terörle müzakere değil mücadele safhası başlatılmıştı. Bu süreçte Barzani, Türkiye sınırları içerisindeki Kürt kardeşlerimize çağrıda bulunmuş ve PKK terör örgütüne destek olmamaları çağrısında bulunmuştu. 

Barzani’nin yapmış olduğu çağrıdan sonra, PKK terör örgütü Barzani’yi tehdit etmişti. PKK’nın Barzani’yi tehdit etmesinden sonra, Sayın Eski Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Nisan 2016’da basında yansıyan bir haberde  “Bizim için dış Türkler, dış Kürtler diye bir ayrım yok. Hepsi bizim için akraba topluluklardır. Dış Türkler ve dış Kürtlerin, bütün akraba toplulukların bizim himayemizde olduğunu gösteren bir hamledir. PKK Erbil’deki yönetimi tehdit ederse bu tehdidi bize yapılmış bir tehdit olarak kabul ederiz. PYD Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu ve oradaki Türkiye’ye müzahir gruplara tehdit oluşturursa bize tehdit oluşturmuş demektir. Lazkiye’den Süleymaniye’ye kadar giden kuşakta artık her şey Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiriyor”*1  dediğine şahit olmuştuk. Bizler Türk milliyetçileri olarak, Türk Devletini temsil eden bir Başbakan’ın seçim propagandası için Kürtçe konuşmasına alışkın değildik. Lakin 2014 yılında Irak’ta, 2015 yılında Diyarbakır’da buna şahit olmuştuk. Şimdi 2014 ve 2015’te yaşadığımız bu deprem, öncesinde çözüm süreci denilen çözülme ve ayrışma süreci gibi etmenleri göz önüne aldığımızda, Sayın Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Barzani’yi ve bölgesel devletini de himaye edebilirdi. 

Barzani’nin bu çağrısı ve sonrasında yaşananlar bir tiyatro muydu? Yoksa Barzani PKK terör örgütünü atlatıp, kahraman olmayı mı hedefliyordu? 

Tabi ki bu hususta beni ve Türk Milletini ilgilendiren konu, daha düne kadar bizim verdiğimiz Kırmızı pasaportla dolaşan ve himaye altına alınan Barzani’nin, Türkiye’deki iktidar sahiplerini oyalayıp kandırmış olma ihtimaliydi. Kırmızı Pasaport konusu ise şu haber metninde alenen açıklanıyordu; “Irak'taki bütün etnik unsurları, Türkiye'deki bir toplantıda bir araya getirdiklerini belirten Halil Şıvgın, davetlilerin pasaport sorunlarını, Özal'ın talimatıyla, diplomatik pasaport hazırlayarak çözdüklerini söyledi. Şıvgın, "Katılımcılardan, sadece Celal Talabani ve Mesut Barzani kırmızı pasaportlarını aldı, diğerleri, farklı gerekçelerle almak istemedi"*2 diye konuştu.” 

Talabani’nin Türk düşmanlığı aşikâr, Barzani ise yıllarca bizim kontrolümüzdeymiş gibi lanse edilmişti. Şimdi düşünüyorum da desenize yıllarca bize Türk Düşmanları “İyi Polis- Kötü Polis” oyunu oynamış. Tabi iktidarımız Irak K. Bölgesindeki referandumdan sonra hemen bir açıklama yapar. “Kandırıldık” der, vatandaşlarımız televizyonlarının karşısında 5 dakika “Vah vah, tüh tüh” eder. Bu mesele de böyle kapanır. Hayır, yanılıyorsunuz. Bu mesele böyle kapanmayacak. Türk Milliyetçileri refleksini gösterecek bu refleks belki Osmanlı Tokadı gibi hainlerin yüzüne inecek, belki Başbuğ ATATÜRK ve silah arkadaşlarının Yunan’ı denize dökmelerinin benzeri olarak insanlıktan nasibini almamış terörist yaratıkları dağa sürüp, uçurumlardan uçmayı öğreteceğimiz bir hal alacaktı. Devamı bir daha ki yazıda…


--

 1 - http://www.ensonhaber.com/davutoglu-pkk-barzaniyi-tehdit-ederse-kendimize-sayariz-2016-04-08.html
 2 - http://www.star.com.tr/guncel/kirmizi-pasaport-nasil-verildi-haber-799992/