Tarih Ağustos 2011. Önce “Kararı bekleyeceğiz, ligler 9 Eylülde başlayacak. Takımlarımızın Avrupa Kupalarına katılmasında sorun yok.” diyen TFF, Fenerbahçe'yi “UEFA öyle istedi” diye Şampiyonlar Ligi'ne göndermeme kararı aldı. Sonra Şampiyonlar Ligi'nin marka değerini önemli sayan UEFA, federasyonun “Dosyada 3 maçta adı var.” dediği Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi'nin bu değerini bozmayacağını düşünüp kuraya dâhil etti. Federasyon başkanı canlı yayına çıkıp “UEFA'nın kararında polis iddiaları ve medyadaki haberler etkili oldu” dedi. Sen hem “daha kesin delil yok” de, hem “lige devam et, geçen yılın şampiyonusun” de. Ondan sonra da “Şampiyonlar ligine gitme” de. Hem de UEFA istiyor diye. Senin aylardır veremediğin kararı, UEFA gözlemcisi nasıl bir saatte verdi. Başka ülke takımları için UEFA “ülkesinde dava sonuçlanmadı, suçlu olduğu kesinleşmedi” diye Şampiyonlar ligine gitme izni veriyor, bizim TFF Başkanı, hem de Fenerbahçeli(!) cemaati uğruna takımını satıp UEFA’ya karşı savunamıyor. Peki, şimdi ne oldu? O zaman demiştim ki “Sevgili Fenerbahçeliler. Zaman, büyüklüğümüzü göstermenin ve bu rezaletin karşısında dik durmanın zamanıdır. Panik yok. En büyük kolay olunmuyor.” İşte gelinen nokta.

Aradan yıllar geçmiş, Cemaatin gerçek yüzü ortaya çıkmış(biz o zaman ne diyorsak, şimdi de aynını diyoruz), bazı kişiler kahraman olmak düşüncesiyle ortaya çıkıp nutuk atıyor. Örneğin Hüseyin Gülerce: "Mesele Fenerbahçe meselesi değil, Aziz Yıldırım meselesi. Aziz Yıldırım özel bir uçakta yanındaki arkadaşına “Senin böyle bir adamın yanında ne işin var” diyor. O da alıyor bu lafı Gülen'e götürüyor. Gülen birisine taktı mı takıyor. Neden Aziz Yıldırım'a takıyor? Türkiye'nin en çok taraftar grubu, ileride kendisine zarar verecek diye. Onu ekarte etmesi lazım. Kendi önüne çıkacak engelleri kaldırmak için" diyor. Şimdi mi aklına geldi. Yıllarca Fenerbahçe şikeyle suçlanırken bunları neden söylemedin?

Ya, o dönemde biz şike yok derken, 3 Temmuz kumpasına karşı koymaya çalışırken takımımızın güçlenmesini istemeyen, bir Türk takımının Avrupa’daki başarısının(ki her zaman o başarısı ile gurur duymuşumdur) tekrarlanmasını istemeyen, bundan korkanlara, bizi UEFA’ya şikayet edenlere, yangının üzerine körükle gidenlere ne demeli? Galatasaraylıların alenen, açıkça ve pervasızca bu süreçte Fenerbahçe düşmanlığı yapmasına diyecek bir söz bulamıyorum. Bizler 1988 Neuchatel Xamax olayını da yaşadık. Başta o dönem Fenerbahçe başkanı, hepimiz Galatasaray için tek yürek olduk. Hiç mi ahde vefa yok? Ben en çok Mehmet Ali Aydınlar’ı affetmeyeceğim. UEFA’ya karşı dik dursaydı, Fenerbahçe bunca cezaya uğramazdı.

2010- 2011 sezonunu hatırlayın. Hangi maçında şike yaptı ki Fenerbahçe? Maçları hep birlikte izledik. Gaziantep maçı, 90+4’te golü zor bulduk, Buca maçı dk. 70 ve 1-3 mağlubuz, son Sivas maçı. dk.90 maç 3-4. Mehmet yıldız sağdan ortaladı ve biz gözlerimizi kapattık "eyvah şampiyonluk gitti" dedik. Lugano araya girdi çıkardı. Tüm bunlar mizansen miydi? Hepsi şike miydi? Bizim tertemiz ve saf Fenerbahçe aşkımızla, sevgimizle dalga geçtiniz. “Zamanında yapılan şikeler için o zaman kanun yoktu, siz kanuna denk geldiniz, piyango size vurdu” diyerek kendinizin şike yaptığını itiraf ettiniz. Ama Fener taraftarı “şike yapmadık” diyerek süreç boyunca dimdik ayakta durdu. Trabzonspor başkanı Muharrem Usta bir yandan ''Fetö ile bir sorunları varsa Fenerbahçe'nin arkasında dururuz'' diyor, bir yandan da  ’Bu durum şike konusuyla karıştırılmamalı” diyor. Anlayan beri gelsin. Fetö bunu tezgâhlayan kişi kabul ediyor, ama şike iddiasından vazgeçmiyor. Tebrikler.

Şimdi kozlar Fenerbahçe’de. Şike davasından aklandı. Sıra geldi Fenerbahçe’nin kaybının ödenmesine. Avrupa kupalarına gidemediği için oluşan yaklaşık 200 milyon Euro zararını kim veya kimler ödeyecek? Fenerbahçe, başta Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) olmak üzere UEFA'ya tazminat davası açmalı. Şike soruşturmasının ortaya çıktığı dönemde TFF başkanlığı görevini yürüten Mehmet Ali Aydınlar “F.Bahçe dava sonucunda beraat ederse ve CAS'tan davayı kazanırsa parayı tahsil etmeleri için Federasyon'a gitmelerine gerek yok. 45 milyon Euro'yu cebimden ödeyeceğim.” ifadelerini kullanmıştı. Şimdi ödesin bakalım.  

Lütfen bizler gibi saf temiz ve gerçek Fenerbahçelilerin sevgisine saygılı olun. Şikeyi ve pisliği kim yaptıysa(Fenerbahçeli de dâhil) Allah cezasını versin. Ama her zaman kafanızda bir "acaba" olsun. Asla peşin hükümlü olmayın. Sabredin ve şu Alman atasözünü aklınızdan çıkarmayın: “Gerçek çıplak gezmeyi sever.” Yoksa böyle pişman olursunuz.

Önümüzdeki hafta başlayacak yeni ligde tüm takımlara, ayrıca 3. Ligdeki temsilcimiz Tire 1922’ye başarılar diliyor, geçen yıl olduğu gibi hak edenin şampiyon olmasını arzu ediyorum. Saygılarımla hoşça kalın.