İktidar gündemi değiştirmek için her hafta veya 15 günde bir ortaya bir şey atıyor. Millet bu konu ile haşır neşir olurken arada bazı şeyler kaynayıp gidiyor. Son konu “Osmanlıca dersi” idi. Geçen hafta 9. Eğitim Şûrası yapıldı. Şûrada normalde ne konuşulması gerekirdi? Eğitim sorunları, öğretmen atamaları vs. Ama ne konuşuldu? Osmanlıca dersi. Atanamayan öğretmen adayları intihar ediyormuş(ki bu rakam 41 kişi) kimin umurunda! Osmanlıca daha önemli. Daha doğrusu bilim, eğitim adına güçlükle kazanılan olumlu ne varsa onları arzularına göre yok etmek daha önemli. Aslında bunun altında yatan bir gerçek var. Halk cahil kalsın, gözleri açılmasın, her şeyin farkına varmasın, bunlar hep iktidar olsun.

Bir Osmanlı furyası başladı. Osmanlıyı kim yok etti? Atatürk mü? Komünizm mi? İttihat Terakki mi? Modern okullar ve üniversiteler mi? Osmanlının çöküş sürecinin başladığı 1700’lü yıllarda hangisi vardı bunların? Ama padişah, sadrazam, halife, şeyhülislam, medrese, saray, hatta Osmanlıca vardı. Burada Einstein’ın sözü akla geliyor: “İki şey sonsuzdur; insanoğlunun aptallığı ve evren. Fakat ikinciden emin değilim.” Sanki Osmanlıca öğrenilirse her şey düzelecek. Sen önce Güneydoğuyu kontrolüne al. Osmanlı üç kıtaya hükmediyordu da neden çöküşe geçti ve yıkıldı gitti? Osmanlıyı Atatürk mü yoksa gâvurlar mı kandırdı? Size söyleyeyim, Osmanlıyı padişahlar, şeyhler, çıkarlarına dokunulan yeniliklere kapalı, ulema sınıfı, bilim, sanat, felsefe düşmanlığı batırdı.

Değerli okurlar öncelikle belirteyim: Osmanlıca gerçek bir değildir. Neden mi? İlki Osmanlıca, Türkçe, Farsça ve Arapça karışımı sonucu oluşmuş bir dildir. İkincisi Osmanlıca diye bir alfabe yoktur. Arap alfabesi ile yazılır. Ayrıca Osmanlıca bir saray dilidir. Günlük hayatta konuşulan bir dil olmamıştır. Saray Osmanlıca halk hep yalın bir Türkçe kullanmıştır. Ve Osmanlıca anlayabilmek için yalnız Türkçe ya da Arap alfabesini bilmek yetmez, Arapça ve Farsçayı, üstelik bunların dönemlere göre kullanılmış biçimlerini de bilmek gerekir. Eğer Osmanlıca Arapça, Farsça, Türkçe karışımı yapay bir dil olmasaydı, Latin harflerinin kabulü ile tarihe karışmazdı.

Gelelim Osmanlıca öğretme dayatmasına. Öncelikle bu dil öğrenilmesin demiyorum. Keşke ben de öğrenebilsem. Eski eserleri Türkçemize çevirip okunmasını sağlasam. Ama bu istekle olur. Dayatma ile değil. Bir şey zorla olmaz. Gönüllü ve sevdirerek olması o işin ideal olmasıdır. Atatürk şapkayı zorunlu mu kıldı? Çarşaf ve peçeyi yasakladı mı? Bazı cahillere göre evet. Ancak çarşaf-peçe yasaklanmadı. Atatürk “Türk kadınının modern giyinmesini isterim” dedi. Türk kadını çarşafı, peçeyi kendisi çıkarıp attı. Kastamonu gezisinde şapkayı tanıttı, şapka giymeyenleri değil, “Şapka giyen kâfir olur” diyerek halkı ayaklandırmaya çalışan İskilipli Atıf Hoca gibilerini yargılatıp idam ettirdi.

Kuran dinde zorlama yoktur derken birilerinin “İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca öğretilecek ve öğrenilecek.” demesinin ardındaki düşünce nedir? Aslında anlamı şu: “Yeni Türkiye'de demokrasiye gerek olmayacak. Sizin düşünmenize gerek yok biz sizin yerinize karar verdik." Sn Cumhurbaşkanı: Anayasamıza göre Osmanlıca konusunda mecliste bir öneri sunulur, meclis oylar, siz kabul eder veya etmezsiniz. Etmezseniz geri gönderirsiniz. Yine kabul edilip size gönderilirse onu imzalamak zorunda kalırsınız. Sizin yetkiniz budur. Ancak siz daha konu görüşülmeden tarafsızlık yemininizi unutup “öğretilecek” diyorsunuz. Biz Sayın Gül’e haksızlık etmişiz. Kendisinden özür dilerim.

Osmanlıca öğrenmenin kime, hangi diyarda ne yararı olacak? Bu dili öğretecek yeterli öğretmen var mı? Öğrenciler bunu istiyor mu? Tarih bölümünde, Edebiyat Fakültelerinde okuyanlar zaten öğreniyor. Bunlar tam olarak okuyup yazıyor da ortaokul ve lise öğrencisi mi okuyup yazacak? Bugün bir Türk, bir İngiliz veya bir Fransız vatandaşından çok daha çabuk kendi dilini öğrenebiliyor. 1928’de okur-yazar oranı % 9-10 iken, yeni Türk alfabesine geçince bu oranın 1935’de % 20,4’e, 1950’de % 33,6’ya, 1960’ta ise %39.5’e çıkarılması size bir şey anlatmıyor mu?

Yok dedelerinin mezar taşı okunamıyormuş. Sorun topluma, mezar taşı Osmanlıca olan dedesinin mezarını ziyaret eden kaç kişi var? Varsa da gidin mezar taşını Türkçe yaptırın. Çok mu zor? Anne ve babasının mezarını ziyaret etseler razıyım. Onu bile yapmayan vefasızlar var. “Mezar taşlarında tarih yatıyor”muş. Siz önce onların yarattığı tarihe, size bıraktıkları coğrafyaya sahip çıkın. “Osmanlıca öğretilecek ve öğrenilecek” diyenler neden koca Osmanlı arşivini yerinden edip sular altında bıraktı? Dedelerimizin yıllarca ekip biçtiği, evlatlarını torunlarını büyüttüğü tarım arazileri imara açıp kim beton yığınına dönüştürdü? Elleriyle diktikleri zeytin ağaçlarını kesip arsaları sermayeye kim peşkeş çekti? Asıl dedelerinin kemiklerini siz sızlatıyorsunuz.

Son olarak siz Türkçeyi doğru dürüst öğrenin yeter. Kuranımızı bile Türkçe okuyun. Anlamını iyi anlayın. Arapça veya Osmanlıca okuduğunuz Kuranın anlattıklarını kaç kişi anlıyor? Dinimizi, haramı, sevabı Türkçe okuyarak öğrenin. Arapça ve Osmanlıca okuyarak değil. Bugün iyi bilenler bile kelimelerin bazılarını anlamak için sözlük kullanıyor. Osmanlıca bilenler Kuran-ı Kerim'i anlayarak okuyabiliyor mu? Anlayamazlar. Bunun için Klasik Arapça bilmek gerekmektedir. Osmanlıca yabancı bir dil değildir ama yabancı bir dil kadar zordur. Osmanlıcayı "15 dakikada öğretiriz", “Dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz” diyenlerin amacı halkın iyi niyetini, siyasi amaçlar için kullanmak. Başka bir şey değil. Hakkıyla Osmanlıca bilmek için büyük emek gerekir. Burada amaç toplumu gerici bir kalıba dökerek yeniden şekillendirmek. İktidar Arapça harfler ve Osmanlıca içerisindeki “din dili” Arapça için ağıt yakmakta. Madem dillerden bahsediliyor her dilin onu sahiplenen kendi halkı vardır. Kürt halkı da Kürtçenin ana dilde eğitimde kullanılmasını istiyor. Onlara da hak verecek misiniz? 

Saygılarımla, hoşça kalın.