- “Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim?”

      Atatürk    – “Öğretmen maaşlarını geçmesin.”

Hani hep derler ya 24 Kasım Öğretmenler günü 12 Eylül İhtilali’nin ürünüdür diye. Demek ki İhtilalciler de güzel şeyler yapabiliyormuş. Ancak o günden bu güne geliştirilmesi gerekenler geliştirilmemişse bu da sivil iktidarların suçudur bence. Örneğin öğretmen maaşları o günden bu güne azalmış, ülke ekonomisinin büyümesine rağmen öğretmen ekonomisi küçülmüştür. O gün olduğu gibi bu gün de halen öğretmenler kendi günlerini kendileri kutlamaktadırlar. Bizler, ya da diğer kurum ve kuruluşlar öğretmenlerimizin gününü kutlamaktan aciziz gibi geliyor bana.

Yazımın başında verdiğim anekdot 1923 yılında geçmiş bir konuşmadır. Vekil maaşlarına zam yapılması gündemdeydi ve Atatürk’ e maaşların miktarı hakkında sorulan soruya Atatürk’ün cevabı böyle idi. Şimdiki duruma bir göz atalım isterseniz. Yıl 2011 yani konuşmanın geçtiği tarihten tam 88 yıl sonrası. En yüksek öğretmen maaşı 1.840,00.-TL.

Peki, vekillerimizin maaşını hiç merak edenimiz oldu mu? Sayın vekillerimizin maaşı da 10.133,200.TL. 21 Kasım günü bir televizyon programına katılan ve yazılarını beğeniyle okuduğum köşe yazarlarımızdan Sayın Yılmaz ÖZDİL ne dedi? “Siz çocuğunuza iki bin lira’lık telefon alarak bin beş yüz lira maaş alan öğretmene derse gönderirseniz bundan ne beklersiniz?” Yılmaz ÖZDİL haklı mı? Evet, yerden göğe kadar haklı. Bu günkü hükümet politikaları öğretmen maaşını neredeyse en alt gelir seviyesine çekmek üzeredir.

Öğretmen öğretendir. Cehaleti alan, bilgi yükleyendir, Eli öpülesi varlıkların üçünden birisi öğretmendir, Öğretmen öğretmemiş olsa politika olmaz, ekonomi olmaz, gazete olmaz, telefon olmaz, bilgisayar olmaz, program olmaz; yeryüzünde olmazlar baş gösterir. Bilginin temel taşı öğretmendir, Yaşamın vazgeçilmez unsuru, eğitimin olmazsa olmazı öğretmendir. Öğretmenine yeterli değeri vermeyen toplumlar köle olmaya mahkûmdur.

Gelinen noktada ise “eşit işe eşit ücret politikası” uydurulmuş ve bu uyduruk politikayla bürokrasideki yandaş yoldaş kayırmacılığına gidilerek vatanın temel taşı öğretmenler görmezden gelinmiş ve ücretlerinin en alt seviyelerde kalması sağlanmıştır. Bu yapılanın, eşitlikle, adaletle hiçbir alakası olmadığı gibi tamamen politik bir manevradır.

Buradan tüm insanımıza seslenmek istiyorum; Eğer öğretmenlerimiz olmasa idi pazarda tezgâhlarımıza etiket koyamazdık, gidecek yol ve yönümüzü bulamazdık, Facebook, Msn, telefon vb. teknolojik cihazları kullanamazdık, Çocuklarımızla, büyüklerimizle iletişim sağlamakta zorlanırdık, daha onlar olmasaydı olmazları ardı ardına uzatıp gitmek çok basit. İşte bunun için Hz. Ali “Bana bir harf öğretinin 40 yıl kölesi olurum” dememiş miydi?

Öğretmenlerin ekonomilerini küçülterek onların saygınlığına gölge düşürmek isteyenlere inat Türk milleti olarak bizler daha da yüceltmeliyiz, öğretmenlerimize verdiğimiz değeri kat kat arttırmalıyız. Yeryüzünde herkesin değerini ekonomisiyle ölçmüş olsak bile lütfen öğretmenlerimizin değerini yürekleriyle ölçelim. Hangimiz bu güne kadar öğretmeninden şefkat görmedi ki, hangimiz bu güne kadar bir harfi öğretmenden başkasından öğrendi ki, Ülkenin ekonomisi kötü ise bırakın, öğretmen düzeltir, Ülkenin askeri durumu güçsüz ise öğretmenlerimiz her daim gönüllü neferdir. Her zor şartın, kötü gidişatın panzehiri öğretmendir. Onlar koskoca bir irfan ordusudur ki önlerinde hiç bir şey duramaz.

 

Atatürk’ün başöğretmen ilan edildiği 24 Kasım öğretmenler gününün tüm öğretmenlerime hayırlar getirmesi dileğiyle, Hoşça kalın sağlıcakla kalın.