Peygamberimizin (SAV) davranışları  ve   özellikleri, siyer ve tarih suretiyle anlatıldığından  O zât yanlış anlaşılmaktadır. Çünkü  peygamberimizin  (SAV)  bir beşer yönü ve  bir de  peygamberlik yönü var. Beşer yönüne bakıldığında o bir eş, baba,dede komşu vs.  Beşer yönüyle  gider, pazarda alış veriş yapar ,pazarlık eder. Bu  yönüyle acıkır,yer,içer Böyle bakınca o da bizim gibi bir insan  deriz. Bu yönüne bakmak  o’nu anlamamızı engeller.

      Efendimizin  bir yönü de var ki, Allah’ın (cc) elçisi. İşte bu nokta-i nazarda işler değişir. Çünkü  bu nokta onun peygamberlik yönüdür. Bu yöne bakılınca okuma yazma bilmeyen Ümmîdir.  Getirdiği ilke ve kurallara bakınca beşer aklı onu anlamakta zorlanır. Öyle bir özelliği var ki, bugüne kadar ağzından çıkan bir sözün veya yaptığı davranışların bilimsel olarak bir tanesi yanlıştır diyen birisi çıkmadı.

          Peygamber olduğunu insanlara değişik mucizelerle ispat etti. Avcuna aldığı küçük taşların zikir ve tesbih etmesi, aynı avcunda ,küçük taş ve toprak ,düşmana top ve gülle hükmünde  aynı avcunun parmağıyla ayı iki parça etmesi, aynı el çeşme gibi on parmağından suyun akması ve bir orduya içirmesi,aynı el hastalara ve yaralılara şifa olması, elbette o mübarek el, ne kadar harika Mu’cize-i Kudret-i İlahiye olduğunu gösterir.

          O mübarek el Celâl ile kalktığı vakit ,kameri parçalayıp Kab-ı Kavseyn şeklini verir.  Cemâl ile döndüğü vakit, ab-ı kevser akıtan on musluklu rahmet çeşmesi hükmüne girer. Acaba böyle bir Zâtın bir tek eliyle böyle hayrette bırakıcı bu mu’cizeye mazhar olması, Kainatın Yaratıcısı yanında ne kadar makbul olduğu ve davasında ne kadar sadık bulunduğu ve onun eli ile iman edenlerin ne kadar bahtiyar olacakları, aşikâr derecesinde anlaşılmaz mı?

          Başta İmam-ı Beyhakî, ehl-i hadis  haber veriyorlar ki: 

          İmam-ı Ali gayet hasta idi. Iztırabından, kendi  kendine dua edip inliyordu. Peygamberimiz (SAV)  dedi, Allah’ım (cc)ona şifa ver dedi. Ve ayağıyla Hz.Ali’ye dokundu, “KALK”dedi.  Birden Şifa buldu. İmam-ı Ali  der ki: “Ondan sonra o hastalığı hiç görmedim.”

         İmam-ı Bağavi, haber veriyorlar ki :

        Aliyyi’bnil Hakem’in, Hendek Savaşında  düşmanın darbesiyle ayağı kırıldı. Peygamberimiz (SAV) mesh etti; dakikasında öyle şifa buldu ki, atından inmedi..

        İşte  böyle nice  hayatında kesitler var ki, O’nun peygamberliğini bütün insanlığa ispat ediyor. Bende yazımı tamamlarken Rabbim bizi hem fani dünya hayatında hem de ebedi hayatımız da peygamberimiz Hz. Muhammed’e (SAV) ümmet eylesin. O’nun hakikat ve mahiyetinin feyizlerini sağnak  sağnak ülkemize, dünyamıza ve kainata yüce Allah (cc) nasip etsin. Hoşça kalın.