Gençler ve siyaset konusunda ki her tartışma, gençliğin, siyasetin neresinde konumlandığı sorusunda kalıveriyor. Gençliğin siyasetin neresinde konumlandığı sorusunun cevabı ise, siyasetin hangi anlayışa dayanarak inşa edilmekte olduğuna bağlı. Genel olarak Türkiye’de siyaset, bizzat gençler tarafından gençlik odaklı olarak değil, genç olmayanlar, gençlik imajı çizmeye çalışanlar, gençliği sadece bir vitrin çalışmasından ibaret görenler tarafından gençliği dışlayarak inşa ediliyor. Siyaseti kendi tekellerinde gören “profesyonel siyasetçiler” ülkemizde hala siyaset zemininde önemli bir yer tutmayı sürdürüyorlar. Bu siyasetçilerin “genç görünümlü” olanları bile, siyasetle ilgili tüm süreçlerde gençleri ya dışlıyorlar, ya da kaba bir tabirle kullanma yoluna giriyorlar. Kısaca gençliği siyasetten uzak durma ile çanta taşıyıcılığı, amigoluk arasında bir tercih yapmaya zorluyorlar. Siyaseti basitçe kendi işleri olarak görüyor, işlerine müdahaleye karşı cephe almakta birleşiyorlar. Dahası siyasetin hangi kurallara göre işleyeceğini, siyasi görev dağılımlarının ne şekilde yapılacağını belirleme yetkisini kendilerinde görüyorlar. İstisnalar elbette var. Ancak siyasi partilerde gençler, çoğunlukla bir yardımcı güç olarak tanımlanıp, ikincil işlerle görevlendiriliyorlar, bayrak asma, slogan atma vs. gibi. Doğaldır ki bu durum, siyasetçiler tarafından inşa edilen, siyasi çıkar tasarımlarının içeriğine de yansıyor. Gençlik siyasette yeterince temsil hakkına kavuşmadıkça, gençliğin çıkarlarının siyaset sürecine eklenmesi olanaksızlaşıyor. Böylelikle gençlik, siyaseti bir çözüm sahası olarak görmüyor, göremiyor. Bu durumda siyaset kurumuna karşı daha da ilgisizleşiyor. Gençliğin, siyaseti bir çözüm sahası olarak görmemesi ve siyaset kurumuna karşı ilgisizliği “profesyonel siyasetçilerin” işine geliyor. Çünkü söz konusu ilgisizlik, siyasetin “profesyonel siyasetçilerin” etki sahasına daha fazla terk edilmesi anlamına geliyor. Bir kısır döngüdür gidiyor anlayacağınız. Bu kısır döngünün kaybedeni hep gençler oluyor. Peki gençlik, siyaset bağlamındaki bu kısır döngüyü nasıl kırabilir? Kuşkusuz siyasete küserek değil. Aksine siyaset alanını sahiplenerek. Kararlı olarak. Gençler yılmamalı, gençleri gerçek söz sahibi yapana kadar fikir ve proje üretme yoluyla siyasetin merkezinde daha fazla yer edinmek, siyasette gençlik devrimi yapabilmek için daha çok çaba göstermeli. Neden genç Genel Başkan, Başbakan, Cumhurbaşkanımız olmasın. 34 yaşında biri olarak, her zaman gençlerin yanında oldum bu yolda ve olmaya devam edeceğim.

Hoşçakalın, sevgi saygı ve gençlerle kalın...