Merhaba, 
Teknolojinin baş döndüren bir hızda ilerlediği dünyayı yaşıyoruz… Tek tıkla dünyanın öbür ucuna ulaşan telefonlarımız, bilgisayarlarımız. Tek tuşla açtığımız televizyondan edindiğimiz haberler, bi dolu eğlence. Oyun konsoluyla aldığımız sanal zevkler. Top peşinde koşup terlemek yerine televizyon karşısında gol atmanın anlamsızlığı. İzmir'den İstanbul'a 45 dakikada, dünyanın öbür ucuna iki aktarmalı en fazla 24 saatte varıyoruz. Eliyle hamuru yoğuran annelerimize inat mikserle kısa sürede karıştırıp, kabarttığımız keklerimiz. Çamaşır makinelerimiz, buzdolaplarımız. Uçak gibi otomobillerimiz. Gelecek çok daha hızlı olacak biliyorum. Ve inanın çok çok daha az hareketli. Dolu dolu 70 yıl yerine organ üreterek 200 yıl yaşayacağız muhtemelen. Ama çimenlerden farkımız olmayacak. En son hangi kitabı okudun diye sorduğum arkadaşım kitabı telefondan okuduğunu söylüyor. Birlikte filanca yere yürüyelim mi dediğim bir başkası "motosikletle gidelim daha hızlı olur" diyor. Parekende de on tl olan bir şey için bir hafta zevkle uğraşırken beni gören "hazırını alsana" diyor. Ya petrol bittiğinde, ya elektrik gittiğinde? Düşünsenize nasıl yaşardınız? Kendi senaryomu çizmiş biri olarak kafamdan geçenlerle sizleri boğmak istemem. O yüzden hadi sizde kendi elektriksiz, petrolsüz dünyanızı resmedin. Öte yandan geçenlerde neredeyse bir uzvumuz haline gelen telefonum bozuldu. Sanırım 3 gün kadar telefonsuz yaşamak zorunda kaldım. İçtiğim çay, sürahi kadar büyük bir o kadar lezzetliydi. Çünkü telefonu kurcalarken içmiyordum, sadece çay içiyordum o esnada. Açtım yaprakları kitap kokan bir kitaba başladım. 2 günde 150 sayfa okumuşum doyamadım. (Yeni telefon geldi 1 haftadır 5 sayfa :) Ve bir şeyler karalamanın vakti gelmiştir dedim. Söylemek istediğim gayet basit ve net. Elektrik icat edilmemiş gibi yaşayın birazcık. Ara sıra taş devrine geri dönün sayın büyükler ve sevgili küçükler. İnanın zevk alacaksınız o an yaptığınız her şeyden. Kitap okuyun. Her gün yapamasanız bile haftada bir gün. Açın eşinizle dostunuzla iki el tavla oynayın. Elektrikle çalışmayan eğlenceler, meşgaleler yaratın kendinize. Bir kargı parçasından küçük bir ev maketi yapın. Sokaklarda yer kalmasa da oynayın çocuklar. Bir kiremit parçasıyla sek sek şeması çizin o kara asfalta zıplayın. Beyaz kâğıda televizyonu kapatıp kendi çizgi filminizi çizin. İnanın yapılacak o kadar şey var ki küçükler ve biz büyükler. Haydi yapalım. Yaşlı adam yakınması, “ah bu teknoloji bütün kötülüklerin babası” yakınması filan değil bu söylediklerim. Severim de hani modernliği, teknolojiyi. Ama anlatmak istediğim kısa aralar vermemiz gerektiği. Güzel günler, yavaş günler sizinle olsun…