Bir takım kişiler kendi benliklerine elde edemeyip, kişisel başarısızlıklarına örtmeye çalışmaktadırlar. Kurum ve kuruluşlara kullanarak adına İFTAR yemeği , kuruluş yıl dönümü vs gibi isimler altında ikramda bulunurlar. Sözde yardım ve hayır hasenat yapma adına kullanarak çıkar elde etmektedirler.


 Düzenlenen bu etkinlikler sözde İFTAR yemekleri vs  baktığımızda davet edilenler hiçte ihtiyaç sahibi olanlar değil.  hatta o kurumun üyeleri , organları dışında birilerine peşkeş çekmek mi ?
Kimin parası ile ? Ne kadar  ?  Kimlere ? 
Bu tür etkinlikler düzenlenecek , yemek firmaları lokantalar  , anlaşmalar yerler düzenlenecek allem kellem edilecektir. Bir düzen kurulacak , birileri rant sağlayacak.  Langır lungur tarhana bulgur olacak. 
Sanırım birileri nemalanacak maddi ve ya manevi , ya siyasi yada makam mevkii yada parasal menfaatler için.
O tertemiz insanlığın , medeniyetin yüz akı dinimizi kullanacaklar. Siyaset yapacaklar , kendilerine tatmin edecekler. Tabi ki yasaya , kanuna , nizama uygun hale getirilip (sözde) kitabına uydurulup senin benim verdiğim vergilerden , ödentilerden peşkeş çekilecek. 

O  tertemiz dinimin Hz Ömer'in adaletini kullanacak.  Her türlü haram yiyecek sadece kutsal  Ramazan ayında Ramazan Fatih leri olacaklar.
İnsan insan sa haram ile helali ayırt etmeli. İnsan insan olmalı . şatafatlı mekanlarda lüks lokantalarda restoranlarda otellerde bu etkinlikler yapılır israf , günah, yazık , haram lüzumsuz  ve boş iş bunlar.
BU İŞLER ALLAH RIZASI İÇİN YAPILIYORSA ; ki sanmıyorum  DİNİMİZE ,  İNSANLIĞIMIZA ,  ADET , ANANE VE GÖRENEKLERİMİZE uygun olarak yapında görelim. Orada vereceğin yemeğe fakir fukaraya garibana kendi kesenden kimse duymadan görmeden mikrofonda konuşmadan verin de görelim. Hava atacağına gerçek yardım yap. Ama yapamasın bunu da iyi biliyoruz. SAHTE RAMAZAN FATİH LERİ , SAHTE YARDIM SEVERLER , ONLAR KENDİLERİNİ İYİ BİLİRLER

HATTA İŞLERİNİDE İYİ BİLİRLER. 
Peygamberimiz ;
"Zira yöneticilik bir emanettir ve kıyamet gününde perişanlık ve pişmanlıktır. Dikkatli ve adil olun " demiştir.
Yalnız bilip de bilmedikleri veya bilmek istemedikleri bir şey var. Kimsenin yaptığı yanına kalmaz. İlahi adalet er geç yerine gelir.
Susmayacağız PERVASIZCA yazacağız , konuşacağız. Hiç birimiz aptal değiliz , hiçbirimiz saf değiliz. Sadece bazen susuyoruz , bazen görmezlikten geliyoruz , adam sende diyoruz bazen içimizde ezip geçiyoruz. Belki kırmamak , belki o kurumun kişilerle kötü olmamak , belki de onları kaybetmemek , beklide çaresizliklerinden seslenmeyebilirler. Kırıp dökenlerin , umursamalık  yapan ezip geçenlerin yada sessizlikle kanaların unuttuğu bir şey var beyler.
Her bir insan bir yere kadar susar , eğilir , dayanır , sessiz kalır veya duymazlıktan görmezlikten gelir. 
Fakat..
Kaçarken duvarla karşı karşıya gelen uysal kedicik bile , en son noktada döner , tırnaklarını çıkarır , cesaretle saldırıp göz çıkartır , tırmık atar. O yüzden kurnaz sanmasın kimse kendine , akıllı olsun bu tür yöneticiler ama asla kurnaz olmasın derim. Kimse kimseye zavallı sanmasın yada çaresiz görmesin , cebin de keklik sanmasın.
Kısacası Pervazsızca söyleyelim ; 
Her şeyden önce ne Allah , ne evren gözden  nede doğruluk gözden kaçırmaz. Hiç bir şey ( iyilik ve kötülük ) kimsenin yanında kalmaz.... !  Eken, en sonunda ektiğini , ama az ama çok biçer. Kısa gün karları , garibanın sırtından kazanılan makam mevkii er yada geç cezasını da belasını da mükafatını da bulur. İlahi adalet , kusursuz düzen yerine gelir...!  
 "El kesesinden sultanım. Develer olsun kurbanım.  El kesesinden her kişi , kendi kesesinden er kişi verir...!
SÜLEYMAN ÖVÜL  ( Abalı Zeybek EFE)