Bir 112 personeli olarak yedi yıldır sayısız vakaya gittim. Çok facialar gördüm. Yitip giden hayatlara şahit oldum. Aldığım her çağrıya kendi yakınıma gider gibi özveri içinde gittim. Ulaştığım tüm vakalarda hiçbir şeyden etkilenmeden soğukkanlılığımı korudum. Ta ki geçtiğimiz geceye kadar…
      Evimde uyumaya hazırlandığım anlarda telefonum çaldı. Abimin, evlerinin önünde kaza geçirdiğini söylüyordu telefonda ki komşu. Apar topar evden çıktım. 112 de nöbetçi bulunan ekibin olay yerine hareket halinde olduğunu öğrendim. Olay yeri karanlık bir yer idi. Abimi ararken yerde yatan bir kadın gördüm. Mesleğimin verdiği dürtü ile kadına yöneldim.112 ekibi de ulaşmıştı. Karanlıkta seçemeyerek kadının kim olduğunu sordum. Kalabalıktan birisinin kadının annem olduğunu  söylemesiyle  bir anlık şaşkınlığımın ardından  hemen müdahale etmeye koyuldum. Annemim yüzü gözü kan içinde idi. Belinin kırık olduğunu söylemeye çalışıyordu ama sesi çıkmıyordu. Annemi hastaneye götürdüğümde anladım ailemin kaza yaptığını. Abim ve yeğenlerimde hastanede idi. Annemi hastaneye getirdikten sonra anladım kanımın nasıl çekildiğini. Nasıl da ürperdiğimi.
    İnsanın kendi canının, kanının nasıl da kıymetli olduğunu anladım bu kazada. Bir evladın ailesi için nasıl çırpındığını hissettim en canlı haliyle. Ve en önemlisi yaptığım işle bir kez daha gurur duydum. Çünkü gittiğim vakalardaki kurmuş olduğum empati doğru yönde idi. Gerçekten de müdahale ettiğim hastaları kendi ailem gibi görüyormuşum onu anladım.
   Bu olayda gördüğüm en önemli detay ise varlıklarıyla bizi bir an bile yalnız bırakmayan kötü gün dostlarımızın ne denli çok olduğu idi. Başımızda beklemek isteyeninden cebime para katmak isteyenine kadar. Duygulandık. Gururlandık. Gülerken herkes yanımızda olur, asıl olan ağlarken yanımızda dost bulabilmektir. Biz bunu gördük. Allah tüm kötü gün dostlarımızdan, bizleri arayan soran, yalnız bırakmayan herkesten  razı olsun. Rabbim bir daha kimseye böyle şeyler yaşatmasın inşallah. Saygılarımla, sağlıcakla.