“Varlığım Türk varlığına armağan olsun”
        Artık sayılamıyorlar, artık durdurulamıyorlar, artık susturulamıyorlar, artık beslenemiyorlar, artık barındırılamıyorlar. Misafirlik üç gündür dördüncü gün yolcu yoluna, Suriyeli Suriyesine. 
        Sınırlarımız kevgire dönmüş ne giren belli ne çıkan, ne de gidip gidip gelenlerin ne getirdiği belli, kimi der bu ülkede sadece Türkler mi yaşıyor, tabelaları Arapça yazın, kimi der Hatay bizim toprağımız hatayı alacağız, kimi der buradaki kadınlar açık giyiniyor biz her şeyi yoluna sokacağı, kimi der burası nasıl bir ülke ev kiraları pahalı, devlet bize bedava ev vermeli, açtığımız işletmelere sermaye desteği sağlamalı. Yuh ya yuh, bu ne aymazlıktır, bu ne yüzsüzlüktür. Bayram olur korkup kaçtıkları Esadın Suriyesine sallana sallana bayramlaşmaya gider geri gelirler. Ya! sorması ayıp olmasın ama, bu Suriyeli mülteciler bu ülkeye neden gelmişti? Hani bunlar Esadın zulmünden kaçmıştı, Esat’tan korkuyordu, bayramlaşmaya gidip gelmek de neyin nesi?
        Biz bu vatanın öz çocukları ne halde? Hiç sormayın yav, işsizlik almış başını gidiyor, ev kiraları almış başını gidiyor, çocuklarımızın öğrenim giderleri almış başını gidiyor, sınav stresi çocuklarımızı mahvetmekte, 1.300.-TL’ ya günde 8 saat çalışıp o parayla hem çocuk okutmak hem ev geçindirmek nerdeyse sihirbazlık gibi bir şey.
        Birde Demokratik Türkiye Cumhuriyetinde seçerek iş başına getirdiğimiz Sözde Türk Milletinin iradesini temsil edenlere bakalım bu durumda ne yapıyor ne söylüyorlar.
        Suriyelileri biz vatandaşlığa almayalım da Almanya’ya İngiltere ye mi gitsinler diyorlar. Onlara Tokiden bedava ev verelim, hemen 100 bin Suriyeliyi sınavsız memur atayalım. Sınavsız öğretmen yapalım, Çocuklarını sınavsız istedikleri üniversitede okutalım, kendi çocuklarımıza 400.-TL’ burs neye yetmiyor, Suriyeli sınavsız istediği üniversitede okuyan öğrenciye geri dönüşsüz 1.200.-TL burs verelim. İş adamlarıyla konuşalım Suriyelilere iş versinler onlar da helal lokmasını kazansın, Bunları da bizim oy vererek ülkenin başına getirdiğimiz yöneticiler diyor.
        Yav kardeşim biz size ne yaptık, Türk olunca biz Müslüman mı olmuyoruz, yoksa onların insanlık, Müslümanlık değeri Arap olunca bizden daha mı fazla oluyor. Suriyeliye helal lokma, bu vatanın öz çocuklarına açlığa sefalete talim, Devlete, millete 30 yıl 40 yıl hizmet etmiş emekliye 1.000.-TL, günde sekiz saat çalışan işçiye 1.300.-TL, Suriyeli mülteciye adam başına hiç çalışmadan 1.200.-TL. Kendi Teşeron işçine yük getirir diye kadroya bile alma ama elin Arabına ki o Arabın atası 1916’ da sana silah doğrultmuş, 1922’de Hatay’da Türkçe konuşmayı yasaklamış, Müslüman Türkleri katletmiş işte o Arapların torunlarına helal lokma peşinde koş, Sana oy veren bu milletin öz çocuklarını öldürsünler, bebeklerine cami avlularında tecavüz etmeye kalksınlar, Vatandaşının malını çalsınlar çırpsınlar, gasp etsinler. Kadınını kızına sarkıntılık etsinler, sen ona vatandaşlık verme peşinde koş. Kendi vatandaşının nerdeyse aldığı nefesin vergisini alma peşinde koşarken o elin hain Arabının ne yediğinden içtiğinden, ne giydiğinden koyduğundan beş kuruş vergi alma.
        Burası neresi? Biz yanlışlıkla Suriye’ye mi gelmişiz. Yav arkadaş bu nasıl bir sistem, bu nasıl bir düzendir ki biz kendi vatanımız da parya edildik. Bu nasıl bir yönetim sistemidir ki bizi ezdikçe ezmekte, Arap seviciliği tavan yapmakta, yaptırılmaya çalışılmaktadır. Ey Türkiye Cumhuriyetinin en tepesindekinden en altına yönetim kadrosu biz size ne yaptık Allah aşkına bir söyleyin de biz de bilelim. Vergiyi veren biz, köle gibi üç kuruşa çalıştırılan biz, iş aş sahibi olmak için olmadık çileyi çeken biz, oy verip size otluklara oturtan biz, sefa süren elin Arabı, cefa çeken öz vatanında parya muamelesi gören yine biz. Yeter artık bu millet biraz geç uyanır ama kanımca bu defa uyanır. Ege efelenir, İç Anadolu ayaklanır, Toroslar yörüklenir, Trakya aykırır, Elazığ gakkoşlanır, Erzurum dadaşlanır, Dahası ve en kötüsü Karadeniz kabarır ve bu çok değerli Arapları alır zamanında Yunanı yaptığı gibi denize fırlatır atıverir. Ülkemde huzur istiyorum, özgürlüklerim kısıtlanmasın, güven sorunum olmasın istiyorum. Çocuklarımı güvenli bir ortamda yetiştirmek istiyorum. Bu ülkenin asli unsuru olarak sizce çok mu şey istiyorum.
Hoşça kalın sağlıkta kalın.