İZMİR (İHA) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi personeliyle bayramlaştı. Meclis salonunda gerçekleşen bayramlaşma programında personele konuşan Başkan Kocaoğlu, ekonomide yaşanan gelişmelerle ilgili, “Anadolu’da bir laf vardır borçlu ölmez benzi sararız diye. Bizim de benzimiz sararıyor. Bu yüzden sadece kendimiz, belediye, belediyenin kaynaklarından değil; evlerimizden çocuklarımızdan başlayarak tasarruf etmek zorundayız. Yetmeyenin tasarrufunu yapacağız. Üreteceğiz, kaliteli üreteceğiz, katma değeri yüksek ürün üreteceğiz ve dışa bağımlılıktan kurtulacağız. Bu krizi atlatacağız” diye konuştu.

"Sadece tüketiyoruz, üretmiyoruz"

Çocukluğunun tarım toplumuna denk geldiğine değinerek bir anısını anlatan Başkan Kocaoğlu, bugün yaşanan ekonomik gelişmelerle ilgili şu mesajları verdi:

"Bizim çocukluğumuz tarım toplumuna denk gelir. Paranın da elektrik tuz ve şekerden başka yere gitmediği, reçelinden makarnasına her türlü üretimin evde yapıldığı bir toplumdan, bugün her şeyin para ile alınıp satıldığı ve evlerdeki o fırınların tamamen yıkıldığı, yumurtanın çarşıdan alındığı bir durumu yaşıyoruz. Bizim bahçemizde kocaman bir fırın vardı orada ekmek yapardı annem. Memlekete gittiğimde babaannem ’gördün mü?’ dedi. Kardeşim de o arada okulu bitirmiş gelmiş. Memlekette iş yapıyor. ’Kardeşin fırını yıktı’ dedi. Babaannem için çok önemliydi. ’Yarın yokluk olur, harp olur, sıkıntı olur’ dedi. ’Doğru babaanne’ dedim. Bugün kriz var. Eskiden okullarda en büyük etkinlik ’Yerli Malı Haftası’ydı. Herkes nesi varsa getirirdi. Çarşıdan bir şey alınmazdı, zaten alacak para da yoktu. Çok güzel kutlanırdı, tasarruf sağlanırdı. Şimdi sadece tüketiyoruz. Üretmiyoruz. Yıllardan beri tüketiyoruz, üretmiyoruz. ’Üretiyoruz’ diyebilirisiniz ama 81 milyon nüfusun üreteceği miktarda üretmiyoruz. Hem tarımda hem sanayide hem de diğer sektörlerde üretmiyoruz, tüketiyoruz.”

"Bu krizi atlatacağız"

Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın sağlanamayacağının altını çizen Kocaoğlu, "Bugün ’Demokles’in Kılıcı’ gibi ülkemize bir şeyler dayatılmaya çalışılıyorsa, tasarruf edeceğiz. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz. Ülkenin ekonomik bağımsızlığını da siyasiler değil yurttaşlar temin edecektir. Çalışarak, üreterek, tasarruf ederek. Bu krizi atlayacağız. Ben yaşım itibariyle çok kriz gördüm, hepsinden de etkilendim. Ama çok zengin bir ülkeyiz. Zaten bu kadar tüketime şimdiye kadar zengin olmayan bir ülke dayanamazdı. Biz bu krizden de çıkacağız ama eğer aklımızı başımıza almazsak, üretmezsek ama 5 ama 10 sene sonra bir kriz daha kapımızdadır. Sosyal bilimler ekonomi siyaset neyin nereye gittiği bilinir. Sürecin nereye doğru aktığı bilinir ama zamanı bilinmez. Krizi getirecek son damlanın zamanı bilinmez. Gidişat hepimizin malumu. Bu bütçe açığına, bu borç faizine, para yetmez; mutlaka bir gün kriz kapıya gelir. Bu geçecek, kötümser değilim ama bir daha kriz yaşamamak üzerine konuşuyorum. Bu kısır döngüden; ’batan batsın temizlik olsun, kalanlar yoluna devam etsin, tekrar toparlansın’la olmaz. Küskün insanların topluma çok büyük zararı var. Onun için krizler küskün insanlar oluşturur. Üzüntülü kederli bunalımlı insanlar oluşturur. Bunun için çalışıp üretip tasarruf etmek durumundayız" dedi.

"Çare kentsel dönüşüm"

Konuşmasının başında 17 Ağustos Marmara Depreminde hayatında kaybedenleri anan Kocaoğlu, İzmir özelinde kentsel dönüşüm ile ilgili mesajlar verdi. Kocaoğlu, "Her 17 Ağustos’a bir hafta kala deprem konusunda ve Türkiye’nin deprem haritasıyla ilgili hangi kentlerimizin deprem riskinde olduğuyla ilgi yazılar yazılıyor. Çare kentsel dönüşüm. Sağlıksız yapılardan kurtulmak ve depreme dayanıklı konutlar inşa etmek. Bunu yaparken de mutlaka yaşanacak kent oluşturmak. Kentsel dönüşüm iki kelime ama açtıkça birçok problemle karşılaşıyoruz. Biz inançla nasıl bir kentsel dönüşüm olmalıdır, nasıl sağlıklı bir çözüm bulabiliriz üzerine ciddi çalışmalar yaptık. Bize inanan yüzde yüz uzlaşı ile projenin gerçekleşmesine sebep olan Uzundere Mahallesindeki hemşehrilerimize de ayrı ayrı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

"İzmir’in arazi sıkıntısı var"

Bu ayın sonunda ya da en geç 15 Eylül’e kadar ilk etap 300 dairenin teslimi yapılacağını söyleyen Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En zoru buydu. Yani ilk örnekti. İlk örnekten sonra görüldü ki doğru yöntem ve şu anda Uzundere’de ikinci etabın ihalesi bitti, yer teslimi yapıldı. Üçüncü etap bitti. Dördüncü etabın da hazırlıkları tamamlandı, ihalesine çıkılacak. Örnekköy’de birinci etap ihaleye çıkıldı inşaata başladı. İkinci etapta uzlaşma sağlandı. Diğer bölgelerde de iyi örnekleri çoğalttıkça kentsel dönüm hızlanacak. İzmir’in arazi sıkıntısı var. İzmir bir çanak kent. Çanağın dışına çıktığımız zaman zaten İzmir’den çıkıyorsunuz. Bu çanak kentte çarpık yapılaşmanın olduğu bölgede kentsel dönüşüm gerçekleştirdiğimiz önümüzdeki İzmir’in 20-30 yıl ihtiyacı olan konut stokunu gerçekleştireceğiz. Başka arazimiz de yolumuz da yöntemimiz de yok. Bu kent gelişecek. Türkiye’de başka örneği olmayan oradaki bütün değeri orada yaşayanlara veren bir sistemi ne kadar hızlandırabilirsek kentimizi o kadar afetten korumuş olacağız."

"Hepimize büyük görevler düşüyor"

Büyükşehir olarak çok büyük bir asfaltlama hamlesi başlattıklarını dile getiren Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

"Çok büyük bir asfaltlama hamlesine girdik. Canla başka çalışıyorsunuz hepinize teşekkür ederim. Çalışmaların daha kaliteli, kaynakları doğru kullanarak ve tasarruflu devam etmesini diliyorum. Kurban Bayramı’nın herkese barış ve huzur getirmesini temenni ediyorum. Şehitlerimiz var. Terör belasından kurtulmak, dış politikada istikrarlı bir konuma oturmak, ekonomide üretmek ve barış içerisinde bu coğrafyada güçlü bir devlet olarak yaşamak için bizlere büyük grev düşmektedir. Hepinizi bu görevi yerine getirmeye çağırıyorum.”

Kaynak: iha