İzmir Tarım Grubu, bir deklarasyon yayınlayarak, devlet arazileri ve meralarının kiralanması kararını endişe ile karşıladıklarını açıkladı. 

Meraların, halkın ortak malı olduğunu ve geniş kitlelerin faydalanacağı şekilde kullanılması gerektiğini belirten İzmir Tarım Grubu Başkanı Mahmut Eskiyörük, 
“Alanların sadece şirket ya da şahıslara kiralanması doğru değil. Islah edilmesi şartıyla Kooperatiflere tahsis edilerek meraların olduğu bölgedeki üreticilerin tamamının kullanması sağlanmalıdır” dedi.

Türkiye’de hayvancılık faaliyetlerinin yüzde 70’inin köylerde küçük aile işletmeleri tarafından yürütüldüğünü belirten Eskiyörük, meraların köylülerin kooperatif çatısı altında ortak işletmeler kurması için kullanılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Köylerimiz, Bütünşehir yasasıyla birlikte mahalle statüsüne geçti. Bu nedenle köyünde 3-5 hayvanıyla yaşamını sürdüren aile işletmelerinin geleceği tehlikeye girdi. Diğer yandan yeterli kazanç sağlayamadıkları için her geçen gün üretimden uzaklaşmakta ve genç nesil, güvencesi olmadığından baba mesleğini sürdüremeyip büyük şehirlere göç etmektedir. 

Ayrıca köylerde, yerleşim alanı içerisinde hayvancılık yapılması hem insan hem de hayvan sağlığı için uygun değildir. Tüm bu sorunların giderilmesi için meralar, Tire Süt Kooperatifi’nin hazırladığı Bizim Çiftlik Projesinde olduğu gibi ortak işletmeler kurulması için kullanılmalıdır. 

Bizim Çiftlik Projesi; küçük aile işletmelerini bir araya getirip, üretim maliyetlerini düşürerek modern şartlarda süt üretiminin yapılması ve küçük işletmelerin devamlılığının sağlanmasında örnek bir model olacaktır”   

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2018 yılında hayvancılık yapmak isteyenlere yönelik  mevzuatta  ‘Milli Tarım Projesi kapsamında Devlet Arazileri ve Meralarını ücretsiz kiraya verme’ maddesi olmasına rağmen, İzmir’de 26-27 Mart 2018 tarihinde kira ihalesine çıkılacak. 

Foça-Tire-Menemen meraları 26-27 Mart 2018 tarihinde ihale edilecek.      
Ayrıca söz konusu ihalelerin, yanlış uygulama ve sonuçlara yol açabileceği uyarıları dile getiriliyor.   

İzmir Tarım Grubu Üyesi,  Ziraat Yüksek Mühendisi Okay Serçinoğlu, izlenen yöntemin kooperatifleri dışarıda bırakma, meraların zamanla satışı gibi riskli sonuçlar doğuracağına işaret ederek şu bilgileri verdi:

“Ülke hayvancılığının bel kemiği olan doğal çayır ve meralar, 1940’lı yıllarda 44 milyon hektarla ülke topraklarımızın yarısından fazlasını kaplarken, günümüzde yaklaşık 14-15 milyon hektarlara geriledi. 

Yine 1940’da bir hayvan birimi (HB) başına 3.38 ha mera alanı düşerken, son yıllarda bu değer 1.18 ha’a kadar geriledi. 

Ancak  birim alanda otlayan hayvan sayısında 3 katlık bir artış yaşandı. Bu gelişmeler, öncelikle çayır-mera alanlarında  işgal, tecavüz ve kontrolsüz otlatma gibi sonuçlar yarattı.  

En azından elimizde kalan alanların ıslah çalışmaları ile gerçek potansiyellerinin ortaya çıkarılması ve verim düzeylerinin korunması temel hedef alınmalı. Yem bitkileri kültürü mutlaka geliştirilmeli.”

Serçinoğlu, İzmir Tarım İl Müdürlüğünce 26-27 Mart 2018 tarihinde çıkılacak ihalenin yapılmaması ya da yapılacaksa bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğine inandıklarını belirterek,  önerilerini şöyle sıraladı:

Meralar tüm kamuya aittir ve amenajmanı konusunda kiralama usulü doğru bir işlem değildir. Kamu kavramından kasıt devlet olmayıp tüm halkımızdır. Olması gereken işlem, denetime dayalı ücretsiz tahsisdir.   
Kiralama işlemine çıkmadan önce kamuoyu bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır. 
Kiralama ihale işlemleri durdurulmalı ve tahsisler söz konusu olacaksa üretici örgütlerine tahsis işlemleri başlatılmalı.
Hayvansal üretimde günümüzde açık yüzde 70’lere ulaştı. Türkiye  hayvancılıkta dışa bağımlı, et ve canlı hayvan ithal eder hale geldi. Meraların 70 yıllık sürede ıslahı için devletin bütçesi yetmezken, bu ıslah bütçesinin üretici örgütlerinin üzerine yıkılması yanlış olur.  
Halen üretici birliklerine ihalelere giriş için 1 ay gibi ön koşullu kısa bir hazırlık süresi tanınırken, ihaleye girenin olmaması halinde diğer gerçek ve tüzel kişilere ön koşulsuz 3 aylık bir hazırlık süreci tanınması çelişki yaratıyor. 
Meraların üretici birlikleri dışında kalan gerçek veya tüzel kişilere gelir amaçlı kiralanması, zamanla cins değişikliğine gidilerek mera sicilinden çıkartılmasına yönelik kuşkuları artırıyor. Mera cins değişikliğine kesinlikle izin verilmemeli. Meralar sicil kaydından çıkarılarak hazine mülkü haline getirilmemeli.  
Mera alanlarında prefabrik yapılar dışında hiçbir kagir veya betonarme yapılaşmaya izin verilmemeli.  

BELEDİYELERE YA DA KOOPERATİFLERE TAHSİS
Foça Ziraat Odası Başkanı Ercan Yüksektepe,  ‘Büyükşehir Yasası’ ile tüzel kişiliği, bütçesi ve mal varlığı olan köylerin ilgili belediyelere devredildiğini hatırlatarak, buraların mahallelere dönüştürüldüğünü söyledi.
Yüksektepe ”Bu nedenle meraların ıslahı konusunda, proje ve/veya otlatma planı yapılması koşuluyla büyükşehir belediyeleri ya da kooperatiflere tahsis edilmesi uygun olacaktır” diye konuştu.  

KARABURUN ÖRNEĞİ
İzmir’in Karaburun yarımadasında mera alanlarında cins değişikliği yapılarak bu alanlar zeytinlik ve diğer orman ağaçlandırılması şartıyla özel şahıslara tahsis edildi ve bölgede hayvancılık tamamen bitti.  Bu gelişmeye dikkat çeken İzmir Tarım Grubu genç nüfusun da bölge dışına göç ettiğine işaret ediyor.  
 

Editör: Haber Merkezi