Bir gün Nasreddin hoca ve oğlu kasabaya gitmek için eşeğe binerler ve yola koyulurlar. Biraz ötede bulunan bir gurup, eşeğin üstünde Nasreddin Hoca ve oğlunu görünce başlarlar mırıldanmaya. “Şu insafsızlara bakın! Şuncacık eşeğin üstüne iki kişi binmişler hayvana eziyet ediyorlar” Bunu duyan Nasreddin hoca hemen oğlunu eşekten indirir ve oğlunun eşeğin yanında yürümesini ister. Bir süre böyle yol alan Nasreddin Hoca ve oğlu biraz ileride başka bir gurubun fısıltısını duyar. “Şu utanmaz adama bakın! Koskoca kelli felli adam eşeğin üstünde gidiyor, parmak kadar çocuğu yaya yürütüyor” derler. Bunu duyan Nasreddin Hoca hemen kendisi eşekten iner ve oğlunu eşeğe bindirir. Bir süre daha böyle yol alan ikili biraz daha ileride başka bir guruba rastlar. Bu sefer de çocuğa yüklenmeye başlarlar. “Şu zibidiye bakın hele! Kendisi eşek üstünde gidiyor, yaşlı başlı babasını yürütüyor” derler. Nasreddin Hoca bunu da duyduktan sonra hemen oğlunu da eşekten indirir ve ikisi birlikte eşeğin yanında yürümeye başlarlar. Bu sefer de insanlar; “ Şu kafasızlara bakın! Eşeğe binmeyip yaya gidiyorlar” derler. Bunu da duyan Nasreddin hoca sinirle yoluna devam eder. Az ileride bir dere kenarına gelirler. Eşeğin ön ayaklarından Nasreddin Hoca, arka ayaklarından ise oğlu tutar ve eşeği derenin azgın sularına atıverirler. Nasreddin Hoca ve oğlu ancak bu şekilde İnsanların dedikodularından kurtulabilirler.

Bu güzel hikayaden çıkardığımız sonuca baktığımızda; İnsanoğlunun ne yaparsa yapsın diğer insanların dilinden kurtulamadığını görüyoruz. Nasreddin hoca ve oğlunun başına gelenlerle gazetecilerin başına gelenler hemen hemen aynı cinsten. Gazetecilik, şartları gereği zor bir meslektir. Hele hele bu işi yerelde yapıyorsanız işiniz iki kat daha zor demektir. Bizler de Tire’de yerel gazetecilik yapmaya çalışan insanlar olarak Nasreddin Hoca’nın başına gelenlerin aynısını ziyadesiyle yaşıyoruz.



Bazen adli bir haberde, bazen siyasi bir haberde hatta en küçük etkinlik haberlerinde bile insanların eleştirilerine maruz kalabiliyoruz. Şunu altını çizerek söylüyorum. Eleştirilere kapalı değiliz. Hepimiz insanız. Elbet bizlerin de yanlışı olabilir. Zaman zaman yapılan eleştirileri göz önünde bulundurarak  doğruya ulaşabiliyoruz. Buradaki sözüm insafsızca eleştirenlere..  Neyin ne olduğunu bilmeden konuşanlara!



Ne yazık ki siyasi görüş olarak Tire’de Gazetemiz HaberTire'yi ve bizleri yere göğe sığdıramayan insanlar var. Biz tarafsızlığımızla ön plana çıkmaya çalıştıkça bazıları bizi bir kalıba sokmaya çalışıyor. Her gün kulağımıza yeni dedikodular geliyor. ‘A’ parti’nin haberini yapıyoruz, herkes; “bunlar ‘A’ partili” diyor. “B” partinin haberini yapıyoruz bu sefer; “bunlar ‘B’ partili diyorlar. Bizi bir oraya bir buraya koyuyorlar. Buradan tekrar hatırlatmamda fayda var. HaberTire Gazetesi hiçbir siyasi oluşumla bağlantısı olmayan, tarafsızlığı ilke edinmiş, her görüşe eşit ölçüde yaklaşan bir basın kuruluşudur.



Bizler yapılan her eleştiriye karşı tarafsızlık ilkemizden ödün vermeden Tire’nin genç ve yenilikçi sesi olmaya devam edeceğiz. Herkes bilmelidir ki Bizim eşeği dereye atma gibi bir niyetimiz yok!