Cesur, atılımcı ve kararlı kişiliği ile bu gün hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük projelere imza atan Tire Süt Kooperatifive İzmir Tarım Grubu Başkanı Mahmut Eskiyörük, başarılarla dolu hayat öyküsüyle haklı bir gurur yaşıyor.  Tire Süt Kooperatifi’ni dünya çapında bir marka yapan Eskiyörük, ‘İnsan’ yönüyle çok farklı bir karakter ortaya koyuyor. Yazılı ve görsel basında defalarca haberlere konu olan Başkan Eskiyörük’ü bu kez farklı yönleriyle tanıyalım istedik. Gece gündüz demeden, kooperatifin çıkarları için çalışan üretici dostu başkanın, o sert mizacının altında kadife kadar yumuşak altın gibi bir kalp yattığını ve tüm enerjisini çiftçinin yaşam standartlarını yükseltmek için harcadığını gördük. Adeta yaptığı işe aşık olan Mahmut Eskiyörük ile söyleşimizi yoğun iş temposu nedeniyle ancak 2-3 bölümde aralıklarla tamamlayabildik.

 

Okuyucularımıza kısaca özgeçmişini anlatır mısınız?

1959 doğumluyum. Evli ve 3 yetişkin çocuk sahibiyim. 4 torunum var. 1976 yılında Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü kazandım. 1979 yılında üniversite eğitimine ara vererek kaydımı dondurdum. Ardından vatani görevimi tamamlayarak, baba mesleğim olan çiftçiliğe geri döndüm. Tarımsal sorunların örgütlü yapı oluşmadan çözümlenemeyeceğini yaşayarak fark ettim. 1992-2002 yılları arasında Tire TARİŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. 2002 yılında Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday olarak, üreticilerimizin verdiği yoğun destekle başkanlığa seçildim. Çeyrek asırdır yöneticilik yapıyorum.Türkiye’nin geleceğinin ‘Tarımsal Üretim ve Tarımsal Sanayileşme’ olduğunu çeşitli platformlarda her fırsatta dile getirdim ve ısrarla getirmeye devam edeceğim.

 

Elde ettiğiniz başarılardan birkaç örnek verebilir misiniz?

Ekonomik kalkınma olmadan sosyal yapının iyileştirilemeyeceğini ve konuya sadece ekonomik değil sosyoekonomik açıdan bakılması gerektiğini savunuyorum. Milli Prodüktivite Merkezi tarafından 2009 yılında “Yılın İşadamı” seçildim. Tire Süt Kooperatifi, 2012 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından Örnek Kırsal Kalkınma Modeli seçildi. Bu dünya çapında büyük bir başarıydı. Sabancı Vakfı, 2012 yılının “Fark Yaratan Kuruluşu” olarak Tire Süt Kooperatifi’ni seçti. EBSO’dan, 2013 yılında, “Marka Yaratma, İstihdama Katkı ve Üretim Kalitesi” dallarında kooperatif olarak 3 ödül birden aldık. Avrasya Tüketici Derneği ise yaptığı tüketici araştırması sonucunda 2014 yılında kooperatifi “Yılın Markası” ödülüne layık gördü.

 

Aslında siz de çiftçisiniz. Kendi tarım araziniz varmı? Süt hayvancığı yapıyor musunuz?

Dolu dolu 25 yıl TARİŞ ve Tire Süt kooperatifinde başkanlık düzeyinde yöneticilik yaptım. Çalışma temposu çok yoğun. Buna rağmen, fırsat bulduğumda kendimi çiftliğime atıyorum. Kazantepe mevkiinde 80 dekar bir arazim var. Tarlamda hayvanlarım için yem bitkisi üretiyorum. Bana sorarsanız dünyanın en güzel işlerinden biri çiftçilik derim. Günümüzde gençler güvencesi olmadığı için çiftçiliği tercih etmiyorlar. Üreticiler, Tire Süt Kooperatifi gibi bir kuruma sahip oldukları için çok şanslılar.Vahşi kapitalizmin hüküm sürdüğü ortamlarda küçük üreticinin hiçbir yaşama şansı yok. En çok üzüldüğüm konular arasında açlık, yoksulluk ve savaşlar geliyor. Umarım dünya barışı ilerleyen yıllarda daha kötüye gitmez. Ülkemizdeki Suriyelilerin çaresizliğini görünce yüreğim burkuluyor. Türkiye’nin, Atatürk gibi bir lidere sahip olması ülkemiz açısından büyük şans. Onun politikalarını anlayıp, hayata geçirdiğimizde sorunlarımızın da büyük bölümünü aşacağımıza inanıyorum.

 

Hayvanları çok sevdiğinizi biliyoruz. Hobileriniz var mı?

Çiftliğimde, güvercinlerim, atım, köpeklerim ve bunun yanı sıra birçok hayvan mevcut. At ve güvercinler her defasında bana özgürlük duygusu veriyor. Atımın hayatımda yeri ise bambaşka. Ona çok bağlıyım.  Çiftliğimde mini bir hayvanat bahçesine sahibim diyebilirim. Hayvanlarla uğraşmak ve onlara bakmak çok keyifli. Onlarla birlikteyken büyük bir huzur duyuyorum.Bütün yorgunluğumu atıp, tekrar enerji depoluyorum.Balık tutmayı da çok seviyorum ama maalesef zaman bulamıyorum.

 

Peki ya aile hayatınız? Ailenize yeterince zaman ayırabiliyorsunuz?

Eşim, Yıldız hanım çok anlayışlı bir insan. Çocuklarım en büyük destekçim. 4 torunumla birlikte bulduğumuz her fırsatı değerlendiriyoruz. Büyük ve mutlu bir aileyiz. Konferanslar, toplantılar,iş yoğunluğu derken aileme bazen yeterince zaman ayıramadığımı fark ediyorum. Ya da eve çok geç saatlerde geliyorum. En büyük özlemim, ailemle birlikte bir hafta Karadeniz’de tatil yapabilmek. Belki de 15 yıldır bu hayali kuruyorum. Eşim Yıldız hanım, kızlarım Duygu ve Gözde, oğlum Özgür kendimi çok yorduğumu söyleyip, zaman zaman sağlımdan endişe ediyorlar. Şikayet etseler de yapacak bir şey yok.

 

Yemeklerle aranız nasıl? Tuttuğunuz futbol takımı var mı?

Eşim ve kızlarım çok güzel yemek yapar, annemden öğrendiler. Ev yemekleri gibisi yok. Favori yemeğim kış aylarında kesinlikle kuru fasulyedir. Her türlü sulu yemeği çok severim. Bence yemeklerin lezzetini ve tadını veren pişirirken kullanılan malzemelerinden çok, içine katılan sevgidir. O yemeği ailenizle birlikte yiyorsanız ne yediğiniz önemli değildir, kesinlikle dünyanın en lezzetli yemeğidir. Fenerbahçeliyim. Ancak maçların çoğunu izleyemiyorum. Elimden geldiğince gazetelerden takip ediyorum.

Editör: Haber Merkezi