Sorunun et üretiminde eksiklik, süt üretiminde ise fazlalık olması nedeniyle sektörde fiyat istikrarının sağlanamaması olduğunun altını çizen Eskiyörük; hazırladığı raporda sorunun nedenlerini özetleyerek “Ülkemizde tarım ve hayvancılık sektöründe Planlı Üretim yapılmamaktadır.  Geçmişte tarımla ilgisi bulunmayan ve kaba yem üretecek arazisi olmayan şirketlere %0 faizli kredilerle, büyük ölçekli çiftlikler kurdurulmasıyla süt üretimi kontrol dışı artmıştır. Sütte yüksek, ette ise düşük verimliliği olan Holstein ırkının ön plana çıkarılması et ve sütte üretim dengesini bozmuştur. Holstein ırkından yılda ortalama ürettiği etin 30 katı süt sağlanırken; ülkemizde tüketilen süt, tüketilen sığır etinin 15 katıdır. A.B. ülkelerinde geçtiğimiz yıl süt üretim kotalarının kalkmasıyla dünya pazarında arz fazlalığı meydana gelmiştir. Fiyatların aşırı düşmesiyle tüm dünya pazarında süt krizi yaşandığından ve üretim maliyetlerimizin yüksekliğinden dolayı ihracat olanaklarımız daralmıştır. Ülkemizde örgütlü yapının zayıf olması nedeniyle sektörde fiyat dalgalanmaları yaşandığı dönemlerde tüccarlar piyasayı speküle ederek fırsattan ticari rant elde etmeye çalışmaktadır. Bu durum hassas dönemlerde piyasa dengelerini tamamen bozmaktadır” diye konuştu. 


ÇÖZÜM, ACİL MÜDAHALE
Krizin sona ermesi için kısa orta ve uzun vadeli planlar yapılması gerektiğini vurgulayan Eskiyörük, kısa vadede yapılması gerekenleri şöyle özetledi: 

“Et ve Süt Kurumu örgütlerden ve sanayiciden süt tozu alımı yaparak sütteki arz fazlalığını ortadan kaldırmalıdır.  Ekonomik açıdan ömrünü tamamlamış olan 9 yaş üstü, verimsiz ve sorunlu ineklerin kesilmesine teşvik verilerek, etteki açık giderilmelidir. Aynı zamanda süt üretiminde de düşüş yaratılarak piyasaların dengelenmesi sağlanacak ve verimi yüksek sağlıklı ineklerin kesimi önlenecektir. Büyükşehir Belediyeleri, okul öncesi çağda çocuğu olan yoksul ailelere süt ve süt ürünleri dağıtım projeleri uygulamalıdır. Resmi kurum ve kuruluşların gıda tedariklerini öncelikli olarak üretici örgütlerinden direk alımları sağlanmalıdır. Dış etkenlerle ülkemize gelen sığınmacılara Devlet tarafından süt ve süt ürünleri dağıtımı yapılmalıdır. Süt tüketiminin artırılmasına yönelik kamu spotları yaygınlaştırılmalıdır.”

Orta vadede ise ırk geliştirme çalışmaları yaparak et hem süt hem et verimi yüksek melez ırk çalışmaları yapılması gerektiğine değinen Eskiyörük 

“Holstein gibi sadece süt verimliliği yüksek ırklar yerine, Simental gibi et verimi de yüksek olan ırklar geliştirilmelidir. Yani Et ve süt üretim miktarları arasındaki dengesizliği gidermek için koşulları uygun olmayan işletmelerdeki Holstein ırkı süt hayvanlarının simental ve montofon gibi ırklar ile tohumlanması teşvik edilmelidir. Bu melezleştirme ile süt verimi %20 düşürülürken, et verimi de % 20 artırılacaktır. Aynı zamanda hastalıklara karşı daha dayanıklı bir ırk oluşturulacaktır. Besi hayvancılığı, çiftlik bazında ekonomik olmadığından mera hayvancılığı geliştirilmelidir. Küçükbaş hayvancılık teşvik edilerek üretimi arttırılmalıdır. Büyük ölçekli çiftlikler kurulmasına yönelik teşvikler kaldırılarak, bu kaynaklarla kırsaldaki aile işletmelerinin devamlılığı sağlanmalıdır.  Örgüt yapısı düzenlenerek süt toplama ve pazarlama faaliyeti sadece kooperatifler kanalıyla yapılmalıdır. Örgütlerin üreticiyi korumayabilmesi için, gerektiğinde piyasaya müdahale edebilecek fon oluşturma yetkisi verilmelidir” dedi. 


KALICI ÇÖZÜM KOOPERATİFLEŞME 
Tarım ve hayvancılık sektöründe bu tür krizlerin tekrar yaşanmaması için kalıcı çözümün kooperatifleşme olduğunu belirten Başkan Eskiyörük, kaynakların kooperatifleşmenin geliştirilmesine yönelik kullanılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Örgütler kanalıyla sözleşmeli üretim modeli uygulanarak üreticinin satış, sanayicinin tedarik güvencesi sağlanmalıdır. Desteklemeler için ayrılan kaynaklar; piyasaya müdahale edilerek fiyat istikrarının oluşturulması, üretimin planlanması, gıda güvenliğinin sağlanması ve kooperatifçiliğin geliştirilmesi gibi yapısal sorunların giderilmesinde kullanılmalıdır. Üreticiye para veren değil, para kazandıran bir Tarım Politikası oluşturulmalıdır”

Editör: Haber Merkezi