Ercan ÇELİK
Geçtiğimiz gün öğle saatlerinde, olayın yaşandığı Fatih Ortaokulu önünde bir araya gelen Eğitim Sen üyeleri ve eyleme destek veren bazı veliler, açtıkları dövizlerle okulda yaşanan olaya tepki gösterdiler. Şiddete maruz kalan öğretmene destek olan öğretmenler ve veliler, yaşanan olayı ise şiddetle kınadıklarını ifade ettiler.
Okul önünde sloganlar eşliğinde yapılan eylemin ardından basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Tire Temsilcisi Necmi Ucer, “Eğitim Sen olarak, okulda, sokakta, yaşamın bütün alanlarında yaşanan tüm şiddet biçimlerini kınıyoruz. Eğitim Emekçilerine Yönelik Şiddete Dur Diyelim” dedi.
Ucer’in okuduğu basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı; “AKP hükümeti, iktidara geldiği günden itibaren halkın "nitelikli, sağlıklı, kamusal ve parasız, bilimsel hizmet alma hakkını" piyasa koşullarına sunma, paralı hale getirme, özelleştirmenin derdine düştü. Sadece kamuyu tasfiye kalmadı, aynı zamanda kamu çalışanlarını yoksullaşmasını, özlük, sosyal, demokratik taleplerini görmezden gelerek kamu hizmetlerini niteliksiz hale getirmeye çalışmıştır. ALO 147 hattıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), istediği öğretmene istediği gibi soruşturma açıyor. Öğretmenlerin delilsiz, kanıtsız görev yerleri değiştiriliyor. 4+4+4 ile birlikte öğretmen sürgünleri yapılıyor. İlkokula, ortaokula dönüştürülen okullar nedeniyle öğretmenler ‘Norm fazlasısınız` denilerek, dayatmayla görev yerlerinden alınıyor, sürgün ediliyor.
4+4+4 uygulaması, geçen yıl bir yaş erken okula başlatılan çocuklar, sürekli değişen yönetmelikler, sürekli değişen sistemler, e-okul problemleri, en önemlisi de Milli Eğitim tarafından sürekli itibarsızlaştırılan, bıçaklanan, öldürülen, soruşturulan öğretmenler…
Tire’de, dün eğitim senli Fatma Filiz ÇAĞRITEKİNCİ arkadaşımız, sınıfında dersini işlerken bir velisi sınıfa girip arkadaşımızı darp etmiştir. Bu olayı kınıyoruz, arkadaşımıza bir kez daha geçmiş olsun derken, Eğitim Sen ve Tire Eğitim Sen Temsilciliği olarak arkadaşımızın yanında olduğumuzu belirtir, baskıların, şiddetin bizleri yıldırmayacağını, bugün Filiz öğretmene yapılan saldırının hepimize yapılmış bir saldırı olarak algılanması gerektiğini tüm kamuoyuna duyuruyoruz. .
Hangi biriyle başlayım? Alo hatları, internet, vb aracılığıyla güven, saygı, hoşgörü, vefa, incelik kültürü değil, bir şikâyet kültürü gelişti ülkemizde. Öğretmenler sık soruşturmalardan, kibar olmayan, aşağılayıcı tarzlarından çok yorulmuş, örselenmiş… Artık veliye, çevreye ve derste öğrencilere inandırıcı olmak, etkili olmak imkansızlaşmış durumda..
Belirtmek gerekir ki, okullarımızın birer şiddet yuvası haline gelmesinde, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerin, başta Başbakan olmak üzere, her fırsatta şiddet ve nefret dilini kullanan siyasetçilerin ciddi bir katkısı ve sorumluluğu vardır.”
Eğitimin olmazsa olmazı olan "sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk, dayanışma, işbirliği, kardeşlik, bilimsellik" gibi temel değerler adeta yok olmaktadır. Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi için öncelikle her fırsatta emekçileri hedef haline getiren politika ve açıklamalara son verilmelidir. Hükümet temsilcilerinin, gazete ve televizyonlarda her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olaylarının son bulması için yasal ve kurumsal düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmesi gerekir.
Kamu hizmetlerinin ‘Müşteri Memnuniyeti` ilkesi çerçevesinde yürütüldüğü bir ülkede bu tür üzücü olayların önüne geçmek mümkün değildir. Bu tür sorunların bir daha yaşanmaması için sorunu sadece ‘güvenlik` sorunu olarak değerlendirmeyip, gerekli sosyal ve psikolojik adımların atılmasını istiyoruz. Öğrencilerimiz birer testmatik, sınavmatik robotlar olmaktan kurtarılmalı, okullarda sosyal, kültürel, sanatsal, araştırmacı, dayanışmacı ortam ve imkânların oluşması gereklidir. Bu durumda, eğitime ve okullara ayrılan ödeneğin yeterli, bu çerçevede olması gerekmektedir.
Eğitim Sen olarak, okulda, sokakta, yaşamın bütün alanlarında yaşanan tüm şiddet biçimlerini kınıyoruz.”
