İnsan sosyal bir varlıktır. İnsan ancak dostları kadar büyür ,dostları kadar  gelişir. İnsan hayatının belki de en önemli yanı dostlarıdır. Şunu diyebiliriz ,insanın çapı dostlarının çapı kadardır deseniz yanlış söylemiş olmazsınız.
             Bir insanla dost olmak ,geleceğinizi o insana emanet etmektir.Dostlarımızın boyası ile   boyanır,ahlakı ile ahlaklanırız. Kişinin  kalitesini ,dostları belirler.Kim olduğunu  bilmek isterse, kimlerle  dost olduğuna bakmalı insan.
             Adaletin  önderi Hz. Ömer (R.A.) : “Kişinin dostu ; aklının kılavuzudur.” Herkes ,kendi  “ayarına”  aklına göre dost edinir. Her kuş kendi cinsiyle uçar. Kartallar kartallarla,kargalar kargalarla….
            Hayallerini ,umutlarını,hedeflerini gerçekleştirmene destek veren ,seni yüreklendiren,sana omuz veren , seninle aynı yöne bakan ,aynı değerlere sahip  insanlarla dost olmalı. Akıl danışacağın insanla  dost ol.İnsanın  hayatın da ,mutlaka kendine öğüt veren  gerçek dostları olmalı. Çünkü gerçek dostlar,insanın “hayat sigortasıdır”.Nasıl insan olmak istiyorsan ,öyle insanlarla dost ol.Hayat yanlış insanlarla harcanacak kadar ucuz değil. 
              Bir kişi ,ilişkilerinde ,hep sosyal statüsüne  sığınıyorsa ,”karakter kıtlığı” yaşıyor demektir.  Karakteri kıt  insan ,dostluktan uzak insandır.Sosyal statüsüne göre  dostluk kurmak,çıkar arkadaşlığı kurmak demektir.Gerçek dostluk statü kabul etmez.Dostlukta kast sistemi olmaz.
         Yüreği temiz insanla dost ol. Edindiğin dostlarının fikirleri kirli ise ,senin “ kalbin ve fikirlerin “ ne kadar temiz olursa  olsun,er ya da geç senin de kalbin  ve fikirlerin kirlenir. Duygular gibi ,değerler ve inançlar da kişiden kişiye sirayet eder. 
         Doğru yolu yanlış insan ile yürürsen,yolunu da doğrunu da  kaybedersin.Bir dostta ,neyi aradığını bilmiyorsan ,kiminle dost olduğunun  ne önemi var.Niçin sevdiğini bilmiyorsan,kimi neyi sevdiğinin ne anlamı var.
          Bir insana yaptığın fedakarlık ,sevgisini değil de “istismarını” artırıyorsa ;bu onun sadece fedakarlığa sahip olmadığını göstermez;aynı zaman da ,ne kadar “ahmak”  olduğunun göstergesidir. Fedakarlığı , iyiliği ,merhameti,sevgiyi,istismar eden kişi ,”ahmağın” ta kendisidir.Vefa ,sadece  “asil ruhlu “ insanlarda bulunan özelliktir.Vefası olmayan ,duygularını istismar eden ahmak adamdan  uzak dur.
           Kendisine yapılan bir iyilik karşısında ,teşekkür etmeyen ve kendisinin yaptığı hatadan dolayı,özür dilemeyen insanlardan uzak dur. Çünkü teşekkür etmemek  ve hatalardan dolayı özür dilememek , “iflahı olamayan bir kibrin” göstergesidir.
           Asla dikene de ,güle de aynı değeri verme.Bu senin gülü de dikeni de tanımadığını gösterir.Usta Şair İsmet ÖZEL’in  deyimiyle;”Karlı bir gece vakti uyandıracağın” dostlar bul kendine.Bir insanla birlikte olduğunda ,mutlu hissetmen ve zevk alman seni aldatmasın.Gerçek dostlukta bundan daha fazlası gerekir.Yanında bulunduğun da  “iç huzursuzluğu hissettiğin “ insandan uzak dur.
           İç huzur u, gerçek dostla sahte dostu ayıra bilecek en sağlam duygudur.Çünkü , “İç huzursuzluğu” duyguların sigortasıdır. Gerçek dostlar insana ,mutluluğun yanında ,iç huzuru verir.
  
           Bu bakımdan gerçek dostluk (ENSÂR-MUHÂCİR DOSTLUĞU), hayatın sadece rahat zamanlarında, iyi günlerinde yaşanan dostluk değildir. Asıl dostluk, zor zamanlarda da gösterilebilen dostluktur ki insanın olgunluğunun da nişânesidir. Ensâr-Muhâcir dostluğu bunun en parlak misâlidir.
       Öyle ki Ensâr-ı Kirâm, âdeta mal beyânında bulunarak, bütün varlıklarını ortaya koyup Muhâcir kardeşleriyle eşit olarak bölüşmeyi göze alabilmişlerdir. Buna mukâbil gönülleri birer kanaat hazinesi hâlinde olan Muhâcirler de istiğnâ göstererek:
   “Malın ve mülkün sana mübârek olsun kardeşim, sen bana çarşının yolunu göster, yeter!” diyebilme olgunluğunu göstermişlerdir. ( İmam-ı Buhârî Hz. )
        Öyleyse hem  dünyada hem de ahrette bir arada olabilecek Ensâr-Muhâcir dostluğunu ,   ebedi dostlarımızı bulmak dileğiyle  hoşça kalın. Umutla kalın.  Güzel yünüz hep gülsün….